22.10.2022, 11:18

Düşünceye özgürlükten, sansür yasasına gidiş

Anayasanın 26'ncı maddesi; “Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma haklarına sahiptir…” Amir hükmü ile “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini” düzenlemektedir.

Elbette madde de bu hürriyetin kullanılması esnasında kısıtlamaların şartları da açıklanmakta, maddenin son fıkrası ile bu hürriyetin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usullerin kanunla düzenleneceği belirtilmektedir.

Bu yasalardan en önemlisi olan Basın Kanunu yanında bazı yasalarla bu usul ve şartlar da düzenlenmektedir…

Ki bu yasalardan biri olan 2020 yılında çıkarılan ve internette sosyal medya servis sağlayıcılarının uyması gereken kuralları belirleyen yasanın yürülüğe girmesinden iki yıl sonra yayınlanan 70 ülkenin değerlendirildiği ‘2022 İnternette Özgürlük Raporunda (Uluslararası insan hakları kuruluşu, Freedom House; Adrian Shahbaz, Allie Funk ve Kian Vesteinsson) Türkiye internetin özgür olmadığı 21 ülkeden biri olarak açıklandı.

1 Haziran 2021 ile 31 Mayıs 2022 tarihleri arasında yapılan incelemeler sonucunda, internetin özgür olmadığı ülkeler arasında yer alan Türkiye’ye ilişkin özet bölümünde şunlar kaydediliyor:

“2020 Sosyal Medya Yasası bağımsız ve eleştirel medya kuruluşlarının web sitelerinden içerik kaldırmaya zorlamak için kullanıldı. Siyasi muhalefet de dahil olmak üzere binlerce çevrimiçi kullanıcı, sosyal medya faaliyetleri nedeniyle suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Otosansür, hükümet yanlısı kuruluşların çoğalması ve bağımsız medya sitelerinin engellenmesi, Türkiye’de daha az çeşitli bir çevrimiçi alan yarattı. Ayrıca, hükümet yanlısı trol ağları, aktivistlere karşı karalama kampanyaları düzenledi ve önde gelen gazeteciler çevrimiçi haberleri yüzünden fiziksel şiddete maruz kaldı.”

2020 yılında çıkarılan bu yasada amaç, sosyal medya servis sağlayıcılarını yasal bir statü altına sokmak yanında kullanıcıların hak ve özgürlüklerini de sağlamak olarak belirlenmişti. Bu yasa da kullanıcılarla ilgili cezai tedbirler olmamakla beraber rapordan anlaşıldığı kadarıyla yasa sosyal medya kullanıcılarını engellemeye yönelik olarak kullanılmış.

Anlaşılan o ki bu tedbirler yetereli olmamış ki muhalefet tarafından “Sansür Yasası” olarak değerlendirilen, iktidarın ise yalan ve yanlış haberleri önlemek için çıkardığını iddia ettiği yanlış ve yalan haberleri önleme anlamında “Dezenformasyon Yasası” olarak adlandırdığı yasa TBMM de kabul edilerek yürülüğe girdi. Yasa yürülüğe girdi de görünen o ki bu pilav daha çok su kaldıracak.

Yasanın gerekçesi yalan haberle, toplumu yanıltıcı, endişeye sürükleyici haber ve bilgilerin yayılması ile mücadele amaçlı olduğu, halkı bilgilendirici haber, yorum ve paylaşımları etkilemeyeceği belirtilse de bu değerlendirmeyi kimin yapacağı, hangi haber kamu düzenini bozar, hangisi bozmaz bunun kararını kim verecek ve bağımsız mahkemelerimizin (!) bunlarla ilgili bir yıldan üç yıla kadar nasıl hapis cezası vereceği boşlukta kalan bir konu olarak görünüyor…

Ancak bu boşluğun çok kısa zaman da doldurulacağı kesin, hatta doldurulmaya başlandı bile. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlı “Dezenformasyonla Mücadele Birimi” adıyla kurulan daire yayımladığı bir bültenle Amasra da ki kömür madeninde ki kazayı değerlendirdi.

Dezenformasyonla Mücadele Bülteni’ne göre Amasra’daki işletmede “Sayıştay raporlarındaki öneriler dikkate alınmış, hatta mevzuatın gerektirdiğinden daha fazla tedbir alınmış”.

Daha bu kaza ile ilgili soruşturmalar devam ederken ve konu ile ilgili bir rapor dahi yayımlanmamışken böyle bir bülten yayımlanması acaba dedirtti bu bir dezarformasyon olabilir mi?

Bu arada kaza ile ilgili yalan ve yanlış paylaşım yaptıkları saptanan 12 sosyal medya kullanıcısı ile ilgili İçişleri Bakanlığınca sürdürülen soruşturma sonucu bu yasanın uygulanması hakkında ilk ip uçlarını verecektir.

Bu arada tartışılmayacak bir gerçek ise bundan sonra dilin kemiği olacak ve oto sansür, düşünceyi yazma ve paylaşma safhasında engelleyecektir.

KAZA VE KADER, YA SONRASI

Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü maden ocağında 14 Ekim Cuma günü saat 18:45 sıralarında “grizu patlaması” meydana geldi. 110 işçinin mesaide olduğu sırada yaşanan patlamada, 58 kişi kurtarıldı, 41 işçi ise hayatını kaybetti.

Hayatını kaybeden işçilerimize Allahtan rahmet ve ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum.

Kazadan sonra kapatılan maden ocağında görevlendirilen 6 savcının soruşturma neticesi olayı açıklığa kavuşturacaktır da bu yeterlimidir. Hele bir de “Birileri bununla dalga geçebilir önemli değil ama biz kader planına inanmış insanlarız. Bunun ne dünü ne bugünü ne yarını olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır. Bunu da bilmemiz lazım” sözleri ile bu işin fıtratında bu var diyerek kazayı ‘Kadere’ bağlayan Cumhurun başının acaba nerede hata yaptık diyerek kaza ve kaderden daha ötesini düşünmesi gerekmezmiydi? Kader deyip, bu işin tabiatında bu risk var deyip, madenciler böylesi ihtimallerin farkında olarak çalışıyorlar anlamında ki bu sözler çözümmüdür?

Ailelere yapılacak yardımlar, Milli Eğitim Bakanlığının vefat eden madencilerin çocuklarının bütün eğitim masraflarını karşılaması, kazadan sonra devletin bütün imkanlarının seferber edilmesi, soruşturmanın başlatılması iyi güzel de tekrar bu kazaların olmaması için alınacak tedbirler ne olacak? Daha birkaç yıl öne Soma da 301 maden işçisinin ölümünden sonra ne tedbirler alınma dı da bu kaza meydana geldi? Devletin görevi sadece sosyal ve manevi yarayı maddi olarak karşılamak değildir, gelecekte bu olayların yaşanmamsı için tedbirleri almak, bunları denetlemekdir. Bunun yolu da kötü kadere giden yolu değiştirmektir…

Kaza ile ilgili değinmek istediğim bir konu ise kaza alanında ki kargaşa ve görüntü kirliliği. Aynı manzarayı İzmir depreminde görmüş ve bizzat yaşamıştım. Sorumsuz bir kalabalık, yapılan çalışmaları engelleyen devlet adamı ve siyasetçi ziyaretleri, medyanın yanlı veya yansız yayınları.

Önce şunu belirtmeliyim ki bu tür kazalarda, afetlerde ilgili bakan haricinde hiçbir devlet adamı bölgeye gitmemeli. Gitmemeli ki onları karşılama, alanda gezdirme, bilgilendirme, koruma faaliyetleri ile meşgul olma durumunda kalan mülki idareler bu ve benzeri faaliyetlerini kaza veya afetle ilgili olarak kullanabilsinler.

Kaza veya afet bölgesinde ki faaliyetlere ait açıklamalar sadece bölgede ki mülki amirlikçe kurulacak koordinasyon merkezince yapılmalı özellikle siyasiler olaydan rant elde etmeye yönelik açıklama ve bilgi kirliliğine son vermelidirler.

Bölgeye halkın girişine müsaade edilmemeli zarar gören aileler için özel bir alan oluşturularak bilgilendirmeler o alanda yapılmalıdır.

Bölgede arama kurtarma ekipleri ve sağlık ekiplerinin kargaşadan uzak sağlıklı çalışabilmesi için ayrı ayrı alanlar tahsis edilmelidir.

Olayı adli yönden soruşturacak ekip için bölgenin özelliğine uygun olarak bilgilendirilmiş adli ve teknik ekipler önceden hazır olmalı ve gerekirse bu tip olaylarla ilgili ortak çalışma ve tatbikatlar yaparak kaza veya afet anında suç unsurlarının karartılmasına müdahale edebilmeli ve şüpheye yer vermeyecek en kısa zamanda sonuca ulaşabilmelidirler.

Bu önerilerimi lütfen televizyon ekranlarında seyretttiğimiz görüntülerle değerlendiriniz, bana hak vereceğinize inanıyorum.

Ve de konuya basının yaklaşımı açısından baktığımız da son derece bilgi kirliği birisinin ak dediğine diğerinin kapkara demesi artık kutuplaşmanın ve ötekileştirmenin son safhasına geldiğimizin bir görüntüsüdür.

Hele bir de Emine Erdoğan’ın Eğitim Vakfı aracılığı ile yaptığı öğrencilere destek açıklamasına milyonluk çantalarınızı yandaş zenginleriniz satın alsın o paralarla mağdur olan ailelere ve çocuklarına yardım edin diye çağrı yapan televizyon program yöneticisinin hali bir kara mizah örneği, sapla samanı karıştırmaktır…

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Fenerbahçe 16 36
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 16 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sakaryaspor 17 22
13. Sivasspor 17 21
14. Van Spor FK 17 21
15. İstanbulspor 17 21
16. Manisa FK 17 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 17 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 16 25
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 16 18
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@