07.09.2019, 10:49

Dokuz Eylül 1922

-Günaydın!

Aslında bu yazının başlığı “Mesut istirdat” olabilirdi. Ama bunun “mutlu geri alış” olduğunu gençler anlayamayabilirdi.

Eski İzmirliler tarihi “Milattan Önce-Milattan Sonra” diye değil; “Mesut istirdattan evvel- Mesut İstirdattan sonra” diye ikiye ayırırdı.

Ben mutlu bir gazeteci, dolayısıyla mutlu bir insanım. 

Çünkü, biraz da kendi şansıma yardım ederek, Kutsal Kurtuluş Savaşının destansı öykülerini, bizzat o zaferlerin kahramanlarından dinledim, dahası, bu kahramanlardan bazılarıyla, Afyon Kocatepe'den İzmir'e , “Bilginler ormanı”, “Kurtuluş bütün bir millet için ülkü olmuş” İzmir'e yürüme olanağı buldum.

-Ey ahali, koşun, yetişin, o geldi. Mustafa Kemalimiz geldi!

Köyün yaşlılarından M. Kemalettin Eskicioğlu, bir önünde duraklayan otomobildeki üç adamdan birine, bir de -nerden kesip cebinde saklamışsa- gazete parçasındaki fotoğrafa baktı. 

Evet oydu;

Mustafa Kemal Paşa'dan başkası olamazdı. 

Can havliyle bağırdı:

-Evet o! Vallahi o! 

Tıpkı fotoğrafındaki gibi...

Eskicioğlu'nun seslenişi bitmeden, onlarca kişi arabayı sardı. 

Kendisini daha önce hiç kimse görmediği halde, herkes bunun Muzaffer Başkomutan olduğundan emindi. Araba havaya kaldırıldı, adeta parmaklar üzerinde havada yüzüyordu. 

Böyle sevgi, böylesine sevinç gösterisi pek ender olarak görülürdü. Arabada, şoförle birlikte üçüncü kişi olan, Gazi'nin yar-ı vefakarı, bu manzarayı şöyle anlatacaktı:

-Korktum, öldürecekler diye. 

Muhabbetten öldürecekler...

****

İnsanlık tarihinin en haklı akını, zafer durağına doğru hızla ilerliyordu. 

Öncü birliklerimizin yürüyüşü otomobil hızına ulaşmıştı. Muzaffer Başkomutan, İzmir'i göreceği yere daha çabuk varmak istercesine, otomobilden indi. Askerin arasında yürüyordu. 

Bir ara, yularından çektiği katıra- Rum meyhanelerinden birinden olacak- yüklediği iki fıçıyı yanındaki ere göstererek:

-Ben İzmirliyim arkadaş, dedi, “arkadaşlara, İzmir'e girdiğimiz gün rakı ziyafeti çekeceğime söz vermiştim. 

İşte rakı...” dediğini duydu. 

Askere hemen, hangi birlikten olduğunu sordu. Cevap alınca, cebinden not defterini çıkarıp, bir şeyler yazarak;

-Komutanın benim arkadaşımdır, bu notu ona götür, dedi.

Nota, şunu yazmıştı:

“Askerlerin şevkini kırmayın. Rakıyı muayene ettirin ve manga başına birer matara verin...”

****

Şuraya bakar mısınız? 

O ölüm kalım savaşımı sırasında, askerlerin morallerinin bozulmamasını düşünüyor ve üstelik, rakının zehirli olabileceği olasılığını göz ardı etmiyordu. 

İşte böyle bir adamdı Mustafa Kemal: En zorlu anında bile kavganın, insanlığı elden bırakmıyordu.

****

Adını, mitolojinin su perileri Numpha'lardan Nif çayını geçip, aynı adlı kasabayı geride bıraktılar. Ulucak sağ geride.

Muzaffer Başkomutan ve yakın komuta arkadaşları, öğle üzeri, adını oradaki çardak altı kahveden alan Belkahve'ye ulaştılar. İşte İzmir, kuş uçuşu 10 km ileride, gözlerininn önünde uykuda gibi yatıyordu. 

Yeşil örtüsüyle kaplı yüksecak tepelerin arasındaki Körfez, dahi bir sanatkarın elinden çıkmış şaheser bir tabloyu andırıyordu. 

Bu manzarayı bozan kara lekeler, Körfez'deki düşman gemileriydi. Kemal Paşa, 17.5 yıl önce, 5 Ocak 1905'te, sürgün yerine giderken uğradığı İzmir'de bu kez bu şehrin ve ülkenin kurtarıcısı olarak gelmenin Paşa'da uyandırdığı duyguyu kendisinin bile tanımlaması kolay olmasa gerekti. Bu “İyonya'nın süsü”, “Akdeniz'in incisi”, “Dünya'nın göz bebeği” İzmir'i dürbünle seyretti. Düşünce sesiyle -Hitamühül misk (mis gibi bitti) dedi ve ekledi, “bir rüya görmüş gibiyim...”

****

Tarihte çok az komutana nasip olmuş bu zaferden sonra, onun ruh halini bundan daha iyi hiçbir söz ifade edemezdi. 

O sırada İzmir yönünden, çeyiz olduğu anlaşılan yükle bir İzmir kağnışı geliyordu. Kağnıyı, efe dizlikli bir köylü yediyordu. 

Büyük komutanla bu Ege köylüsü arasında şu konuşma geçti:

-İzmir'den mi geliyorsun hemşerim?

-He ya!

-İçinden mi?

-İçinden.

-Bizim askerden ne haber?

-Bizim asker Kordonboyu'nda, Konak'ta, Kadifekale'de bayrağımızı dalgalandırıyor.

-Kendi gözlerinle gördün mü?

-Gördüm ya, Bana inanmıyorsan galiba ağam. İnanmıyorsan, kendin gitsene!..

****

Gitmek? 

Bunu Kemal Paşa da isterdi ama, İzmir'e ilk giren süvari birliğinin komutanı, İzmir'in büyük evladı Fahrettin Paşa. Başkomutan'ının henüz kargaşa içindeki şehre girmesini doğru bulmamıştı. 

Yüce komutanlar, kahvehanenin tahta iskemlelerine oturdular. Kahveci, önce Mustafa Kemalpaşa'ya sordu:

-Ne içersin Paşam?

Paşa, işini başarıyla tamamlamış ustaların erinciyle:

-Yap bakalım bana bir şekerli kahve!

****

Yedi düvele meydan okumuş, öldü sanılan ulusu Anka kuşu gibi diriltmiş, düşmanı sindirmiş büyük komutanın, böyle öğrenci işi şekerli kahvesi istemesi, kahveciyi düş kırıklığına uğratmış olmalı ki; İzmirlilerin taklit etmeyi pek sevdiği Ege şivesiyle:

-Etmiyecektin bana bunu Mustafa Kemal Paşa, demişti.

****

Evet,- benim hesabıma göre- bin 193 gün süren İzmir'in düşman çizmesi altındaki kara çilesi bitmişti.

Kurtarıcı komutanlar, 10 km kadar gerideki, bugünkü güzel adını yüce Başkomutan'dan alan Nif kasabasına döndüler. 

Kendisi için hazırlanmış eve girildi. 

Koridorda Nifli kadınlar, elleri önde birleşik, derin bir saygı ile mümtaz misafiri karşıladılar. Kemal Paşa onları, ölçülü bir baş eğmesiyle selamladı. 

Onlar oraya çağrılmışlar mıydı, yoksa kendiliklerinden mi gelmişlerdi? 

Geniş odadaki masaya, yüreklerini koyar gibi, ellerinde ne kalmışsa koymuşlardı: 

İşte yarım dilim kavun birkaç salkım üzüm ve beyaz peynir...

****

Mareşal (Fevzi Çakmak), bir Buda heykeli gibi sensiz, ama güven veren bir vakar içinde. İsmet (İnönü) Paşa, her zamanki gibi dinamik, çeşitli komutanlara emirler veriyor, değişik cephelerden gelen haberleri Başkomutan'a arz ediyordu. Başkomutan'a gelince, o her zamanki gibi sahnenin hakim karakteriydi. 

Ama her günkü karargah havasından sıkılmış olacak ki:

-Arkadaşlar, dedi. “İzmir'e girdiğimiz gündür bu! 

Böyle sessiz mi olacak? Bari hep birlikte şarkılar, türküler söyleyelim!...”

Öyle de yaptılar. 

Geç vakte kadar söyleşerek, akımsar bir hava yarattılar.

****

Ertesi gün (10 Eylül 1922 Pazar), Başkomutan'ın İzmir, daha doğrusu İzmir'in Mareşal Mustafa Kemal Paşa günüydü. 

Zira İzmir, tüm İzmir Şair Rıfat Moralı'nın söyleyişiyle, tüm İzmir, tek yürek olmus 3 yıl üç ayı geçkin süredir “tahassür”le (çok güzel, hasret) ile, Mustafa Kemal Paşa'nın komutasındaki şanlı ordumuzun şehri şereflendirmesini bekliyordu.

****

Öyle de olacaktı. 

O kutsal günden sonra İzmir'in tarihi Mesut istirdattan evvel” (mutlu geri alıştan önce) ve Mesut istirdadı lüteakip” '(mutlu geri akıştan sonra) diye anılacaktı...

Çekilen acılarlar üstüne sünger çekilmişti...

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Beşiktaş 35 54
5. Başakşehir 34 52
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 34 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Ankaragücü 35 39
14. Samsunspor 34 39
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@