01.02.2025, 12:16

Can arkadaşım

“Günler ağır…”(N.Hikmet)

Yangın…
Gazetecilere, aydınlara, halka yapılan zulüm…
Hayat pahalılığı, artan yoksulluk…
Eğitim’den sağlığa… ülkenin hali pür melali…
Hele de hukuk. Hukuksuzluk…

Bugün de genç teğmenlerin ordudan ihracı haberiyle başladık güne… (Avustralya ve Türkiye arasındaki saat farkı nedeniyle.)

Bunalmamak mümkün mü?..

Nuran’la her sabah kalktığımızda,bir günü daha birlikte geçirecek olmanın mutluluğunu paylaşarak başlarız güne…

Ardından; suyun hemen kıyısında, dalları ve yaprakları neredeyse yatak odamızın pencere camını yalayan can arkadaşıma, görkemli okaliptüs ağacına veririm ilk selamımı…

İlk sohbet, hal hatır sorma,
dertleşme onunla olur…

O benim neredeyse 40 yıllık can arkadaşım…

Bugün de öyle oldu…
Moral verdi…

“Bak,ben bu tuzlu suyun dibinde yıllardır ayaktayım.
Ne badireler atlattığımın,
korkunç fırtınalara nasıl dayandığımın sen tanığısın…
Yeter ki diren…
Zorlukları yenmenin,ayakta kalmanın tek yolu bu…
İnanmak ve direnmek…
Yaşam için mücadele etmek…”

Teşekkür ettim.Gözlerimle öpüp kucakladım…

Suyun karşı yakasında da arkadaşlarından oluşan yemyeşil kocaman bir koruluk…

Can arkadaşımı ve karşı koruluktaki arkadaşlarını her gördüğümde çoklukla mırıldanırım:

“Yaşamak bir ağaç gibi 
  tek ve hür 
  ve bir orman gibi    
  kardeşçesine…”

Okaliptüs ağacını İzmir Narlıdere’de ilk görüp etkilendiğimde  çocuktum.
Bataklığı kurutmak için getirildiğini söylemişti rahmetli babam….

Sonra Gökova…
Aşıklar Yolu…
Artık gencim… 
Hangimiz yolun iki kıyısında tüm görkemleri  ile dizilmiş o okaliptüs ağaçlarının altından geçerken etkilenip duygulanmadı ki…

O zamanlar.bir gün yolumun bu ağacın anavatanına,
Avustralya’ya düşeceğini nereden bilebilirdim ki…

Sıkıntıyla sordum can arkadaşıma:
“Neden bu kötülükler?..”

“İyilik de var…Gel bak…” dedi.

Camdan dışarı baktım.
İki balıkçı bizim ağacın altında, akşamdan suya bıraktıkları kirtili (balık tutmak için ince telden örülmüş yuvarlak sepet) çekiyorlardı.
Sepetin içinden,40 cm boylarında dört balık çıktı.
Arkadaşına fotoğraf çektiren balıkçı, her bir balığı dudağından öperek,
“bir dahaki sefere görüşmek üzere!..” deyip suya bıraktı…
Balıklar hızla yüzüp uzaklaşırken balıkçılar da el salladılar…

“Dur” dedim arkadaşıma,
geliyorum…”
Aşağı inip kucakladım arkadaşım okaliptüsü…

Sohbeti koyulaştırdık.

"Baban doğru söylemiş" dedi.
"Ama eksik söylemiş…
Yalnız Narlıdere ve Gökova mı?…
Ünlü yazarınız Orhan Kemal’in "Bereketli Topraklar" dediği Çukurova’da benim soydaşlarım sayesinde bu hale gelmedi mi?..
O bataklıklar verimli topraklar haline nasıl geldi sanıyorsun?..
Çukurova demek ‘sıtma’ demekti. Bu dertten kurtulmalarında da payımız büyük…”

O yüzden mi size "Şifa Ağacı" diyorlar? diye sordum.

“Yalnız o değil…
Yağımız; astıma, bronşite iyi geliyor… Antibakteriyel özelliğimiz de var…
50 milyon yıldır birlikte yaşadığımız Aborijinlere sorsalardı ne çok şey öğrenirlerdi…
Yaraları da tedavi ederiz…
Ağrıları da dindiririz…
Şimdi güzellik moda ya,kozmetikte de kullanıyorlar bizi…”

“Ama, yağlı ağaç olmanız nedeniyle çabuk tutuşuyorsunuz… Avustralya’da bu kadar büyük orman yangınları olmasında sizin de payınız  yok mu?..”

“Doğru, o kadar ki yağın ağırlaştırdığı yapraklarımız ince dallarımızı aşağıya doğru eğerler…
Çabuk yanarız ama başka ağaçlara da benzemeyiz; yangın sonrası kısa zamanda yeniden,taptaze doğuveririz…Tamamen yanmış orman birkaç yılda kendini yeniler,
yangından iz bile kalmaz…”

"Soydaşların bir yana,sen benim,bizim mutluluk kaynağımızsın can arkadaşım…" dedim.

"Niçin?" diye sordu…

"Niçini var mı?
Ev sahipliği yapmadığın kuş mu var!..
Güvercinler sende…
Magpie’ler sende… (Yavrulama döneminde yuvalarına yaklaşanlara saldırabilen, Avustralya’nın en asabi ama oylamalarda da en favori seçilen siyah beyaz renkli kuşu…)

Bırak onu, her sabah sana tünemiş kakadu papağanlarının bağırtıları ile uyanmıyor muyuz?..

Akşamüstleri dallarındaki kookaburraların kahkahalarıyla neşelenmiyor muyuz?..
(Anavatanı Avustralya olan kahkaha kuşu…
Hani İzmir’in ‘Yalı Çapkın’ı vardır ya…
Onu alın,birkaç kat büyütün;
başını, boynunu, karnını sarıya, sırtını kahverengiye boyayın, kuyruğuna da kızıl üzerine siyah şeritler çekin,
al sana kookaburra…

Önce bir kıkırdama sesi duyarsınız. Sonra gülmeye başlar… Ardından da gülme,
bir kahkaha tufanına dönüşür ki durdur durdurabilirsen…)

Ya içinde sarı tohumcuklar olan kırmızı-pembe çiçeklerin açtığı zaman…
Bu çiçeklere bayılan ve seni renklendiren gökkuşağı papağanları…
(Rainbow lorikeet)

Seni; sarıdan kırmızıya,
turuncudan yeşile.. bir renk cümbüşüne dönüştürerek bize o güzelim zevki yaşatmıyorlar mı?…

(Ahh! Bir de bizi ziyaretlerinde, yemek sonrası teşekkür yerine dışkılarını balkon camlarına boca edip bana temizlik işi çıkartmasalar!)

Ya akşamları?..
Sincabından posumuna ev sahipliği yapmıyor musun?..

(Ahh!.. Dışarıdan bakınca çok şirin,sevilesi görünen o posumlar!..
Nuran’ın özene bezene bakarak büyüttüğü 
balkondaki çiçeklere dadanıp çiçeklerini, dallarını kemirip onu kızdırmasalar!…)

Daha ne olsun can arkadaşım! Sen bizim huzur ve mutluluk kaynağımızsın…”

Mutlandığını hissettim…

Ama büyük bir alçakgönüllülük ve incelikle, tüm ağaçlar için aldı bu övgüyü…

“Yalnız biz okaliptüsler değil, tüm ağaçlar sizler için, insanlık için öyle değil mi?”
diye sordu; yanıtını da yine kendisi verdi:

“Ne diyordu sizin atasözleriniz?
“Beşikten mezara!..”
Doğarsın, beşikle…
Ölürsün yine bizimle uğurlanırsın son yolculuğa…

Soluduğunuz oksijen de…
Yemişiniz de…
Odununuz, kerestenizde…
Gölgeniz, sığınağınızda… Kağıdınız, kaleminiz, defter ve kitabınız da…
Biz olmasak toprağınızı nasıl koruyacaksınız?…
Eviniz, ülkeniz,
gezegeniniz de…

Doğumdan ölüme beraber değil miyiz?..”

Biraz soluklandı,
"Üzülme" dedi…
"Her hukuksuzluğun, her baskıcı yönetimin sonu gelir… Getirilir…
Hangisi kalıcı oldu ki?.."

Bir kez daha sarıldım ve:
"Sizin gibi" dedim "sizin gibi…"

Ve o güzelim dizeleri bir kez daha mırıldandım:
"Yaşamak bir ağaç gibi
  tek ve hür 
  ve bir orman gibi kardeşçesine…"
(Davet-Nazım Hikmet)

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 21 57
2. Fenerbahçe 21 51
3. Samsunspor 21 40
4. Eyüpspor 21 39
5. Göztepe 21 34
6. Başakşehir 21 32
7. Beşiktaş 20 32
8. Kasımpaşa 21 28
9. Alanyaspor 21 28
10. Rizespor 21 27
11. Trabzonspor 20 26
12. Gaziantep FK 21 26
13. Antalyaspor 21 25
14. Konyaspor 21 24
15. Sivasspor 21 23
16. Kayserispor 20 17
17. Bodrum FK 21 16
18. Hatayspor 21 10
19. A.Demirspor 21 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 22 45
2. Karagümrük 22 39
3. Erzurumspor 22 37
4. Gençlerbirliği 22 36
5. Ahlatçı Çorum FK 22 35
6. Bandırmaspor 22 34
7. İstanbulspor 22 33
8. Keçiörengücü 22 33
9. Pendikspor 22 33
10. Boluspor 22 32
11. Ümraniye 22 32
12. Amed Sportif 22 31
13. Ankaragücü 22 30
14. Esenler Erokspor 22 30
15. Manisa FK 22 30
16. Şanlıurfaspor 22 28
17. Sakaryaspor 22 27
18. Igdir FK 22 26
19. Adanaspor 22 16
20. Yeni Malatyaspor 22 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 23 56
2. Arsenal 24 50
3. Nottingham Forest 24 47
4. Chelsea 24 43
5. M.City 24 41
6. Newcastle 24 41
7. Bournemouth 24 40
8. Aston Villa 24 37
9. Fulham 24 36
10. Brighton 24 34
11. Brentford 24 31
12. Crystal Palace 24 30
13. M. United 24 29
14. Tottenham 24 27
15. West Ham United 24 27
16. Everton 23 26
17. Wolves 24 19
18. Leicester City 24 17
19. Ipswich Town 24 16
20. Southampton 24 9
Takımlar O P
1. Real Madrid 22 49
2. Atletico Madrid 22 48
3. Barcelona 22 45
4. Athletic Bilbao 22 41
5. Villarreal 22 37
6. Rayo Vallecano 22 32
7. Girona 22 31
8. Osasuna 22 30
9. Mallorca 22 30
10. Real Betis 22 29
11. Real Sociedad 22 28
12. Sevilla 22 28
13. Celta Vigo 22 25
14. Getafe 22 24
15. Las Palmas 22 23
16. Leganes 22 23
17. Espanyol 22 23
18. Deportivo Alaves 22 21
19. Valencia 22 19
20. Real Valladolid 22 15

Gelişmelerden Haberdar Olun

@