11.05.2022, 10:02

Çağdaş Öykücülüğün Efsanesi İnsan Ustası; Sait Faik...

Yazdıklarıyla arasında hemen hiç mesafe olmayan, onlara belki herkesten daha yakın olan adam. Sözcükleri çocukları gibi değil, Mahalle Kahvesi’nden arkadaşları gibi gören adam.(Haydar Ergülen)

***

O, Sait Faik...

Öykücülüğün Ustası... 

Bir Efsane...

Cumhuriyet dönemi hikayecisi... 

Dostluğun, insanı sevmenin de!

O, "Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey” diyen biri.

"İnsanı insana ancak şiir sevdirir" demiş de!

"Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmedim. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalıdır." yazan da!..

"-Okumuş yazmış insan öğüt vermez, dedi.

-Ya ne yapar? dedim.

-İnsanı anlar, dedi"

"Alemdağ'da Var Bir Yılan"da...

Adım atmadık dolaşmadık yer bırakmadığı Şehr-i İstanbul'da gördüklerini yaşadıklarını şiir tadında yazandır...

****

Okumak istediği gibi yazan "kalem erbabı" o!

O; deniz, balık, balıkçılar, dalgalar, mavi, martılar, yakamoz.

O; yakaladığı balık pek küçük olunca onu öpen ve tekrar denize atan... Yanındaki balıkçı biraz şaşırarak, "Ne yaptın, hiç balık öpülür mü" diye sorunca da cevabı şu olan: 

"Olsun, bu denizde benim öptüğüm bir balık dolaşıyor artık.'' Sait Faik o!...

****

O; kuşlar, yoksullar, sokak çocukları.

O, İstanbul, o Burgazada...

O, "Semaver", o "Şahmerdan, "Lüzumsuz Adam", Son Kuşlar", "Alemdağ'da Var Bir Yılan", "Medar-ı Maişet Motoru", "Bir Takım İnsanlar adıyla", "Kayıp Aranıyor"dur.

Sokaktaki insandan beslenendir o neticede!..

****

"1930’larda başladığı yazı hayatı boyunca sorumlu avare, gözlemci balıkçı, çakırkeyf sirozlu, küfürbaz şair, müflis tacir, züğürt yazar, hamdolsun diyemeyen rantiye, anadan doğma çevreci gibi sıfatlarla anılmıştır.

Emrah Ateş'e göre,

"Hikâyelerinde, yaşadığı yerlerin ve insanların izini aradı hep; denizi, emekçileri, çocukları, yoksulları, işsizleri ve balıkçıları, yalnızları yazdı."

Bir not; 

1953 yılında ABD'deki Mark Twain Derneği, ona “onur üyeliği” vermistir. Sait Faik’ten önce bu ödül yalnızca Mustafa Kemal Atatürk’e verilmiştir!

Tüm eserlerinin telif hakkını da Darüşşafaka'ya bağışlamıştır. 

****

Onun kadar yazmayı seven kişi az görülmüştür.

Abasıyanık, yazmayla arasındaki ilişkiyi "Haritada Bir Nokta" öyküsünde şu sözlerle aktarmıştır:

"Söz vermiştim kendi kendime.

Yazı bile yazmayacaktım.

Yazı yazmak da bir hırstan başka ne idi? Burada, namuslu insanların arasında, sakin ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım.

Koştum tütüncüye. Kalem, kağıt aldım. Oturdum.

Adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkarttım.

Kalemi yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım..."

****

"Akşamüstleri Tünel'den Taksim'e doğru sol kaldırımdan yürürseniz, gözünüze dalgın, siyah gözlüklü, yüzü kederli ama müthiş kederli-yüzündeki keder besbellidir, elle tutulacak gibi, yüzde donup kalmıştır-, pantolonu ütüsüz, ağarmış saçları kabarmış bir adam çarpar.

Bu adamın, bu Beyoğlu kalabalığı içinde bir hali vardır ki (daha doğrusu her hali) size bu koskocaman şehirde yalnız, yapayalnız olduğunu söyler.

Bu neden böyledir? Orasını kimse de bilmez.

Bazı adam vardır, insan yüzünde sırf hınç, kin okur.

Bazısında gurur, bazısında neşe, bazısında bayağılık, aşağılık…

Bu adamın üstünden başından da yalnızlık akar.

Bir de bu adama, Kadıköy iskelesinin kanepelerinden birine oturmuş, heybeli köylüleri, çıplak ayaklı serseri çocukları, hanımefendileri seyrederken rastlarsınız.

Bu adam hikayeci Sait Faik'tir!"

İşte Yaşar Kemâl, işte Sait Faik!..

****

"Sait Faik bugünkü hikayecilerimizin en özlüsü, en ustası,  en büyüğü. 

Onda var mı istedikleri gerçekçilik? 

Bir adam Burgaz adasında oturmuş, düşleri, anıları karışıyor birbirine.

Çocukluk, gençlik, yaşlılık yılları karışıyor birbirine, 'birtakım insanlar' var hikayelerinde, onlar da karışıyor birbirine, öyle yerler oluyor, anlatılan 

kişilerle anlatan kişiyi seçemiyorsunuz birbirinden. 

Sait Faik bütün kişileri, her şeyi içten, kendi içinden anlatıyor da onun için(...)

Az bulunur onun kadar öznelci yazar. 

Bir doğru var onda: kendi doğrusu, kendi içinin doğrusu."

Nurullah Ataç (Sait Faik'in Ardından)

****

"İnsandan beslenendir" dedik Sait Faik'e...

Hikâyelerinde, yaşadığı yerlerin ve insanların izini aramıştır hep; denizi, emekçileri, çocukları, yoksulları, işsizleri ve balıkçıları, yalnızları yazmıştır.

Hemen bir Oktay Akbal anısı alıntılayalım; 

“Sait Faik, 

‘Şu kahveyi anlatmak istersen söze nereden başlarsın?’ dedi, ‘İlk gözüne çarpanlar nedir?’ Sınav sorusu gibi bir şeydi. 

Birden şaşırdım; kahvenin duvarına asılmış İran Şahı ile Atatürk’ü gösteren renkli resimlere gözüm takıldı. 

‘Bu resimlerle başlarım, sonra kahvenin içindekileri anlatırım,’ dedim. 

Sait kızdı, ‘Öykü duvarda değil, orada oturan ihtiyar adamda,’ dedi.”

****

O, "Kuşları boğdular, çimenleri söktüler, yol­lar çamur içinde kaldı. Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gök yüzünde, güz mevsiminde artık esmer le­keler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. 

Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. 

Biz kuş­ları ve yeşillikleri çok gördük. 

Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi!"

diyen "Burgazadalı Yazar"dır!

O, Reşat Nuri Güntekin için;

"Hangi tarafından bakarsanız bakın, bugünkü edebiyatımızın en değerli, en orijinal çehrelerinden biriydi. Bütün genç, orta yaşlı ve yaşlı nesillerin; ileri aydınlarla beraber orta halli okur yazarların, bizde pek az görülmüş bir ittifak ile sevip saydıkları bir insandı."

Yakın dostlarından Orhan Kemâl'in onu tanımlayan sözleri;

"Sait, gizli kapaklı tarafı kalmamış, herkesçe bilinen bir insandı. İnsandı da değil, insandır.

O ölmedi ki… İnanmazsanız, kitaplarından herhangi birini rastgele açın. Eminim onun çarpan kalbinin sesini duyacaksınız!"

"Büyük Şair" Nâzım Hikmet, 

Budapeşte Radyosu'nda görüşlerini, ona "övgüyle" aktarır;

"Ben Sait Faik’i çok severim. Bizim büyük hikayecilerimizden biridir. Büyük hikayeci, büyük şair. Bazen bedbin, bazen ümitsizliğe kapılır fakat çok namuslu insan ve memleketini çok seven insan. Ve belki de bedbinliği ve ümitsizliği bir çıkar yol görememesinden geliyor. Halbuki çıkar yol var tabii. Velhasıl büyük bir hikayeci büyük bir şair."

****

Özdemir Asaf'ın Sait Faik'in müthiş  alınganlığıyla ilgili anısına da yer verelim;

"Hürriyet gazetesine öyküler yazıyor, röportajlar yapıyordu.

(Daha önce 7 Gün’de yazmışlığı vardı. “Medâr-ı Maişet Motoru” ilkin Sedat Simavi’nin 7 Gün’ünde yayınlamıştı.)

Biriken birkaç yazının paralarını almaya gitmiş. Bakmış ki öykülerine beşer lira biçmişler, röportajlarına onar lira.

Hışımla Sedat Simavi Bey’e çıkmış, durumu anlatmış:

“Galiba muhasebede bir yanlışlık oldu efendim. Hikâyelerime on lira, röportajlarıma beş lira çıkartılacakken ters hesap yapılmış” demiş.

Sedat Bey’in cevabını hayretler içinde anlattı: 'Sait Bey', demiş Sedat Simavi. 'Yanlışlık değil. Hikâye yazmanız için bir külfete, bir masrafa gereksinmeniz yok. Bir kâğıt bir kalem kâfi. Ama röportaj yapmak için, bir yerlere gidiyorsunuz, ne bileyim, vapura, trene falan biniyorsunuz. Yol parası veriyorsunuz, icabında beklemek gerekiyor, bir kahveye falan oturup çay-kahve içiyor, masraf ediyorsunuz.'

Sait aklına o güne kadar hiç gelmemiş olan bu düşünce biçimine şaşırmış kalmıştı. Öykülerine bu karşılaştırma ağırına gitmişti. Sanıyorum bundan sonra o işe devam etmedi.”

****

Bugün, "Bazı yazarları okumayanın Türkçesi eksik kalır" denir...

İşte onlardan biridir Sait Faik Abasıyanık...

68 yıl oldu gideli...

Onu;

Fazıl Hüsnü Dağlarca 'nın ithafı "Ağıt" ile analım;

"Ölmüş Sait

Deniz mavisinden erken

Bunca sevgiden sonra

annesini öperken.

-

Ölmüş, eli ayağı uzak

Camların üstü buğu.

Ölmüş, çocuklar izin vermeden

Yüzünde sarışın çocukluğu

-

Yıldızlar gitmez, gün doğmaz,

Ölmüş, korkunç uykusu yerde,

Ölmüş hayal meyal

Üşür balıklar hikayelerde

-

Ölmüş.

Ağaç bir, gölgesi iki.

Ama neden ölmüş,

Ölmek yaşamaktan iyi mi ki."

***

(Yararlanılan kaynaklar: Sait Faik'in Yalnızlığı-Arka Kapak Dergisi, Sait Faik Müzesi, Fikir Cephesi)

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Fenerbahçe 16 36
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 16 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sakaryaspor 17 22
13. Sivasspor 17 21
14. Van Spor FK 17 21
15. İstanbulspor 17 21
16. Manisa FK 17 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 17 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 16 25
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 16 18
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@