24.01.2022, 14:56

Bir düşün savaşçısı, Uğur Mumcu

Sizin arabanız var mı? Otomobil yani… Benim bir adet var; 2011 yılında almış ve on yıl sonra değiştiririm diye düşünmüştüm alırken! Devirdik on yılı… On bir yıldır biniyoruz ailecek ve bu ekonomik şartlarda sanıyorum, en az bir on yıl daha bineceğiz. Gerçi, partili Cumhurbaşkanı, Sayın Erdoğan’ın, geçen aylardaki, ülkemizdeki ekonomik verilerin iyiliğini gösterir bir açıklamasıyla, her evde en az bir araba olduğunu ve hatta kapıcıların bile otomobil sahibi olduğunu öğrenmiştik. Ben, “kapıcı” demek yerine “apartman görevlisi” demeyi yeğliyorum doğrusu, ama… Ayrıca, herkes araç sahibi olabilir. Maddi imkânlarla ve araç sahibi olma isteğiyle alakalı bir durum bu, değil mi?

Neyse, otomobil konusunu bakın, hangi acı hatıramıza getirmek niyetindeyim;

Tarih, 24 Ocak 1993. Yer, Ankara. Hava sıcaklığı, sıfırın altında… Bir Pazar günü ve karlar altındaki sokakta bir araç infilak etti. Bir otomobil; 06 YR 245 plakalı, Renault 12 marka… Öyle sıradan ve öyle bir yurdum insanı arabası ki! Hâlbuki o senelerde, Ford Taunus’lar, Fiat Tempra, Tipo ve Uno’lar ve Renault 9’lar, 11’ler, 21’ler peynir ekmek gibi satıyor. Kuş serisi adını verdiğimiz ve yıllarca makyajlanarak Türk insanına pazarlanan araçlardan bıkanlar, laf yerindeyse saldırıyorlar bu yeni marka-model araçlara… Fakat bu, az önce saydıklarımdan, yenilerden değil; halk diliyle, sadece ve garip bir Reno 12…

Patlama… Ah evet, o patlama…

Sıradan, sadece amaca hizmet etsin diye satın alınmış, görevini her yerine getirdiğinde kaportası gururla dolan, kendisinden istenilen mesafeleri kat ettikten sonra sakin ve şerefli duruşunu bozmayan, gösterişten uzak, inanılmaz derecede yurdum aracı, yoluna çıkan diğerlerini kıskanmayan, otomatik vitesi, elektrikli camları, kliması, koltuk ısıtması, çelik jantları ve renkli camları olmayan, gökyüzü renkli Renault 12, akıl almaz bir ses çıkararak ve büyük bir enerji yayarak infilak etti.

Ve içerisinde, direksiyonu başında kontağı çeviren, araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu’yu da, bu toprakların yitirdiğini/yitirdiğimizi duyuran bu gürültü; Adana’dan Samsun’a, Hakkâri’den Edirne’ye dek tüm yurda, bir siren gibi jurnalliyordu faili meçhule varacak bu olayı. Aldılar O’nu bizden! Kendini yoluna adamış aracına, koydukları plastik tipte bir patlayıcı ile aldılar hem de… Failleri bulunamadı, sözde! Tam yirmi dokuz yıl geçmesine rağmen… Birileri namus sözleri vermelerine rağmen, bulamadılar faillerini; namus sözlerini tutamadılar!

Peki, neydi Uğur Mumcu’nun ölümüne sebep? Uğur Mumcu ve yazdıkları/yapıtları, kimleri ya da hangi grupları, örgütleri, kitleleri rahatsız ediyordu?

O’nun ve kendi gibiler için; yazdıklarından ve düşündüklerinden dolayı yaşanacak kötü günler, 12 Mart 1971 ile başlamıştı. Faşist, özgürlük kısıtlayıcı ve sığ yöneticilerden oluşan anlayış, sözde tarafsız Nihat Erim hükümetiyle uygulanmaya başlanmıştı. İşte o yıllarda, ilk kez cezaevi ile tanışır Uğur Mumcu… “Sakıncalı Piyade” adlı eserinde; içeri alınacağını bilerek, önceden teslim olmaya çalışmasını ve bir türlü kendisini kabul edecek yeri bulamadığını mizahi bir dille anlatır Mumcu. Savcılık kovuşturmasının 141. madde ile başlayıp, 159 ve 142 ile devam ettiğinden ve 146’dan hüküm giydiğinden bahseder. Yargıtay kararıyla bozulan hükme, çıkan af ile beraber, mahkemenin 312. maddeye göre işlem yaparak tahliye edildiğinden dem vurur. Tuzla Piyade okulundan, yedek subay olarak atanmayı beklerken, Ağrı Patnos’a, sakıncalı er olarak gönderildiğini ve başından geçen trajikomik hadiseleri anlatır. Aziz Nesin; “okurken, acı acı güldüm” diye yazmıştır “Sakıncalı Piyade” için…

Yıllar geçtikçe, ülkemizdeki siyasi olayları, iktidarlar içerisinde dönen bazı oyunları belgeleriyle yazmaya başlar. Özellikle PKK terör örgütünü “şiddet yoluyla sonuç almak isteyen bir Kürt milliyetçisi terör örgütü” olarak tanımlayıp, Kürt milliyetçiliği üzerine araştırmalar yapar ve bunları kitaplaştırır. Papa suikastı ve sanık Ağca ile ilgili olarak araştırmalar yapar ve yazar. Polis-mafya-siyaset bağlantılarını deşifre eder ve korkusuzca yazar.

İlk baskısı 1987 yılında yapılan “Rabıta” adlı eserinde-ki, bugünleri görmüşçesine “siyasal islam” adlı ideolojinin ayak seslerini, belgeleriyle ve hatta birebir gerçekleştirdiği röportajlarıyla yayımlar. Almanya, Hollanda, Belçika ve İngiltere başta olmak üzere, Avrupa’da yaşayan göçmen Türklerin, Müslümanlıklarından, sözde herhangi bir şey kaybetmemeleri için yapılan organizasyonların, aslında farklı amaçlar beslediğinin altını çizer. Suudi Arabistan menşeli bir örgüt olan Rabıta’nın, Avrupa’ya, ülkemiz diyanet işleri tarafından gönderilen imamların maaşlarının ödendiğini tespit etmiştir mesela Mumcu… Ülkemiz idarecilerine bu durumu ısrarla sorduğunda Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Başbakan Bülend Ulusu ve dönemin Diyanet İşleri Başkanı ile diğer ilgililer, önceleri yanıt verememiş ve bilgisizliklerini anlatmakla yetinmişlerdir. Ancak Cumhuriyet Gazetesindeki konunun üzerine giden sürekli yazıları ile tüm bu maaş hadisesi, beraberinde başka konularla beraber ortaya saçılmıştır. Ülkemizin gözbebeği üniversitelerinden ODTÜ’ye cami yapılabilmesi için hazırlanan projenin dahi, “Rabıta” örgütünce finanse edildiğini ve hatta dönemin İçişleri Bakanlığının izni ile gerçekleştirildiğini ortaya çıkarmıştır Mumcu. Son yıllarda adlarını sıklıkla duyduğumuz İlim Yayma Cemiyeti, Milli Görüş, Süleymancılık, Nurculuk, Nakşibendilik, İslam Cumhuriyeti gibi adlar, Rabıta adlı eserde sıklıkla ve detaylı olarak yerlerini alıyorlar. Ve elbet ki, bunların tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik ilkesi ile yakınlaşamadıklarını biliyoruz. 80’li yıllarda Berlin’de 30 tane Türk Camisi olduğunu, ama bunların 12’sinin diyanetçi, 10’unun milli görüşçü, 2’sinin ülkücü, 3’ünün süleymancı ve kalan 3’ünün de kaplancı olduklarını öğreniyoruz Rabıta adlı eserden…

Ve tamamlayamadığı kitabında, kendilerine solcuyuz diyen Kürt milliyetçileri ile Cia, Mossad gibi istihbarat örgütlerinin bağlantılarını yazdığını Cumhuriyet Gazetesindeki köşesinde ilan etmişti patlamadan günler önce...

Susturmak için kalleşçe hazırlanmış bir suikast ile yitip gitmesini, yok olmasını istediler! Ancak hesaplayamadıkları; Uğur Mumcuların bu topraklardan asla ve asla silinemeyeceği gerçeğidir.

Evet, Uğur Mumcu yitik bir ruh değil!

Yazıları, eserleri, düşünceleri ile bizlere yol göstermekle kalmıyor, aynı kararlılık ve cesaretle yaşamamıza destek oluyor. Bize de O’nun gibi korkusuz olmak düşüyor. Arabası, Reno 12 mi nerede? Eskişehir’de, Odunpazarı ilçesinde, adının verildiği bir parkta anıt olarak sergileniyor. Failleri bulunup, yargı önünde hesap verene dek, sergilenmeye devam edecek!

Dipnot; “Düşünenlerin öldürülmemesi, öldürülenlerin hiç unutulmaması dileğiyle…” um:ag

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Beşiktaş 35 54
5. Başakşehir 34 52
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 34 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 9
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. Newcastle 35 56
7. M. United 34 54
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 36 48
11. Wolves 36 46
12. Fulham 36 44
13. Brighton 34 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Barcelona 34 76
3. Girona 34 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 34 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 34 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@