Ajans Bakırçay
2020-12-02 19:33:28

Nicos Kazancakis

Muammer Toprakçı

02 Aralık 2020, 19:33

Yıllar önce Nuran ile Girit'teyiz.

Osmanlı dönemi kalıntılarının izini sürüyoruz.

Bu arada, Heraklion'da

(Kandiye) tarihteki en büyük uygarlıklardan Minos'un başkenti Knossos'un kalıntılarını (özellikle de çok katlı sarayın) inceledik.

***

Ardından, şehir merkezinde, yazar Nicos Kazancakis'in müzesini gezdik.

Çıkınca da bir taksiye binip mezarına gittik.

Dönüşü de aynı taksiyle yapacağımız için sürücü yanımızdaydı.

Mezar taşındaki yazıyı çevirmesini rica ettik.

Şöyle yazıyordu:

"Hiçbir şey ummuyorum
Hiçbir şeyden 
korkmuyorum
Ben özgürüm..."

(Yazarın deneme tarzında yazdığı 'Çileci' kitabından
alıntı.)

***

Şehre döndüğümüzde,taksiciye borcumuzu sorduk.

"Borcunuz yok!..dedi.

Şaşırdık.

Nedenini sorduğumuzda da şunları söyledi: "Kazancakis bizim onurumuzdur.Bu kadar yıldır taksicilik yapıyorum. İlk kez,iki Türk'ün onun mezarını ziyaret edip çiçek bıraktığına tanık oldum. Kazancakis'in bize bıraktığı en büyük miras hümanizm oldu... Ziyaretinizle bugün bana büyük bir mutluluk yaşattınız...Bu yeter..."

***

Bildiğiniz gibi, büyük yazar hukuk ve felsefe eğitimi gördü.

1956 yılında,Uluslararası Barış Ödülü'nü aldı.

1957'de,Nobel edebiyat ödülünü 1 oyla Albert Camus'a kaptırdı ama Camus ödülü alınca,

"Bu ödülü benden çok Kazancakis haketmişti..." diyerek yazarın hakkını teslim etti.

Bizler ve dünya onu genellikle 'ZORBA' romanıyla tanıdık.

(Romandan uyarlanan ve müziğini Theodorakis'in yaptığı,başrolde de Anthony Quinn'in oynadığı film,bildiğiniz gibi,3 dalda Oscar ödülünü aldı.)

***

Çoğu okur gibi bende,kitaptaki şu satırların altını çizmişim:

"Bir zamanlar diyordum ki: Bu Türk'tür, bu Bulgar'dır ve bu Yunan'dır. Ben,vatan için öyle şeyler yaptım ki patron, tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım,
kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim.

Neden?

Çünkü bunlar Bulgar'mış ya da bilmem neymiş.

Şimdi sık sık şöyle diyorum: Hay kahrolasıca pis herif, hay yok olası aptal!

Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır,şu kötü.

İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk! Hepsi bir benim için.

Şimdi, iyi mi, kötü mü, yalnız ona bakıyorum. Ve ekmek çarpsın ki,

ihtiyarladıkça da,buna bile bakmamaya başladım...

Hey zavallı hey! Hepimiz kardeşiz be... Hepimiz kurtların yiyeceği etiz."

***

Kitaptaki şu satırları da işaretlemişim:

"Patron" dedi, "taşların, çiçeklerin, yağmurun söylediklerini bir bilseydik! Belki bağırıyorlardır,
bağırıyorlardır bize de, işitmiyoruzdur.

Nah işte,tıpkı bağırdığımız halde,onların da bizi duymadığı gibi.
Dünyanın kulakları ne zaman açılacak patron?

Ne zaman gözlerimiz açılacak da göreceğiz? Taşlar, çiçekler, yağmur ve insanlar, kucaklarımız ne zaman açılıp birbirimize sarılacağız?.."

***

Kazancakis, 135 yıl önce bugün, 2 Aralık 1885'te doğmuştu.

Eserleriyle yaşamaya devam ediyor...

(Altta; Kazancakis, mezar taşı, fimin unutulmaz sahnesi ve Can Yayınları'ndan 'Zorba'nın 2.baskısı)
Sevgiyle.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.