Ajans Bakırçay
2021-04-28 09:48:17

Kirli Amaç

Muammer Toprakçı

28 Nisan 2021, 09:48

17 Aralık 1980.
Sydney Türk toplumu büyük bir acı yaşadı:

Başkonsolos Şarık Arıyak ve güvenlik ateşesi Engin Sever Ermeni teröristlerce katledildi.

Ne acıdır ki, Ermeni katilleri bulamayan
(ki şimdi aradan 41 yıl geçmesine karşın hala bulunamadı)
NSW Eyalet Parlamentosu, nazire yaparcasına 1999 yılında, Sydney'deki Meclis binasına bir de Ermeni soykırım anıtı dikti!..

Konu ile ilgili ne yazmışım?

22 yıl önce, 2 Mart 1999 tarihli gazetedeki köşemden kısa bir alıntı:

"...Savaşlarda
ortak payda acıdır, yıkımdır...

Parlamentolara,
hükümetlere,
yönetenlere düşen, halklar arasındaki dostluk duygularının gelişmesine katkıda bulunmaktır.
Geçmişte yaşanan acılar üzerine, yeni düşmanlık ve kin tohumları ekmek değil.

...Politik çıkarlar uğruna tarihi çarpıtmaya,insanların düşman kamplara ayrılmasına kimse alet olmamalıdır.
Bunun sorumluluğu da vebali de ağırdır..."

Toplum duyarlılığını göstermek, yetkilileri uyarmak için, 9 Mart 1999'da köşemde bir kez daha yazmışım:

"NSW Parlamentosu ne yapmak istiyor?
Kin ve nefreti körükleyecek,
geçmişteki acıları her an taze tutacak böyle bir uygulamadan ne bekliyor?

Acıları sarıp geçmişte bırakmaya çalışırken bazı insanların,
Türklerin de Ermenilerin de acı çekmelerine yol açan,
geçmişte yapılan kötülüklerin yaratıcısı Düvel-i Muazzama'yı yani emperyalizmi görmezden gelerek,
yeniden fırtınalar koparmaya çalışmaları ne derece doğrudur?

Politikacıların görevi,
bu ülkedeki insanların arasındaki dostluk ve sevgiyi geliştirmeye çalışmak değil midir?..

Görevleri, farklı etnik toplumlardan oluşmuş çok sesli Avustralya orkestramızı yöneten bir orkestra şefi olarak, ortaya mükemmel eserler çıkarmak yerine,
harmoniyi baltalamak mı olmalıdır?..

...'Barışa silahla,
sevgiye nefretle ulaşılamayacağı gibi,
yalanla doğruya,
kötü araçla da güzel amaca' ulaşılamaz.

...Geçmişi değiştirmeye kimsenin gücü yetmez ama hepimizin görevi,
geleceğimiz için çaba harcamak olmalıdır.

Şimdi yalnız Türklere değil, Ermenilere de düşen bir görev var:

İlk geldiğimiz o zor ve acılı günlerde, eşimi bir dikiş fabrikasında işe aldıran, sonra da:
"dikiş dikmeyi biliyorum dedin ama makası bile ters tuttun. Sizi Türk olduğunuz için işe aldım..." diyen dost Bakırcıyan'a sesleniyorum...

Evinde Boğaz resimleri, sofrasında tahin helva,
kasetçalarında Münir Nurettin Selçuk ve Sabiha Tur Gülerman'ı zevkle dinleyen,
bize de dinleten aile dostuma sesleniyorum...

Hiç Türkiye'ye gitmediği halde, nefis Türkçesinin içine,
zaman zaman daha önce duymadığım deyim ve atasözlerini yerleştiren, hala ayakkabılarımı tamir eden Basil dostuma sesleniyorum...

Kızlarımın sevgili arkadaşı, evlerinden Türk video filmleri eksik olmayan,
kızımızdan ayırmadığımız Nanik'in ailesine sesleniyorum:

ARTIK BU KİRLİ AMACIN NE MAŞASI NE DE ARACI OLALIM...
NSW Parlamentosu'nda
bir utanç abidesi olan bu anıtı hep birlikte kaldıralım...
GELECEĞİ BİRLİKTE KURALIM..."

Sonrası mı?
Onu da gelecek yazıya bırakayım...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.