Dostlarla Sydney'in 300 km. kadar güneyinde bir sahil kasabasında tatildeyiz.
Ne mi yapıyoruz?
Gündüzleri çevre gezileri, yürüyüş ve yüzme; akşamları ise yaşamın imbiğinden süzülmüş deneyimlerin aktarıldığı sohbetler...
(Bugün, yakınlardaki tarihi bir kasabayı geziyorduk. Biz bir antikacı dükkanına girerken,bir kadın da çıkıyordu. Baktık ki,
Avustralya'nın Dışişleri Bakanı-daha önce de Savunma Bakanı idi-Marise Payne...
Yalnız...
Bırakın önünde arkasında bir koruma ordusunu,yanında yöresinde bir kişi bile yok!..
Küçük bir kasabada(Berry)
kendince keyifli bir gün geçiriyor...
Ne güzel...
Türkiye için de ne kadar tanıdık bir görüntü değil mi?!..
Ahh...İtibar!...)
Akşam, günün yorgunluğunu, keyifli bir sohbetle attık...
Konu, karanlığa kurban edilen, aydınlanmanın ışığı bilim ve kültür insanlarıydı...
Bruno'dan girdik,
Hypatia'dan çıktık...
Ahh Hypatia...
Yukarıdaki başlık onun:
"Göğe Bakalım!.."
("Asla aşağı bakmayacağız.." diyen, tüm baskılara karşın,
"Ne birliğimize ne dayanışmamıza gücünüz yeter!..." diyen Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi ve öğrencilerini anımsadık ve selamladık...)
Bildiğiniz gibi Hypatia,
günümüzden yaklaşık 1600 yıl önce yaşamış(370-415),
Mısır-İskenderiye'li bir bilim kadını...
Dönemin ünlü filozoflarından Theon'un kızı...
Hypatia, İskenderiye kütüphanesinde dersler verir...
Hangi konularda?
Matematik, felsefe ve özellikle astronomi...
Dinsizlikle suçlanır...
"Şeytan" olmakla!...
Evinin önünde pusu kuranlar tarafından kaçırılır, üzerindeki giysiler çıkarılır,
taşlanarak öldürülür ve paramparça edilir...
Yetinmezler...
Hypatia'yı yakarlar...
Bağnaz hristiyanları bu kadar öfkelendiren nedir?
Onun, insanlara söyledikleri...
Ne diyordu Hypatia?
"İnanmadan önce sorgula..."
"Bilgiyi ara, arkasında dur..."
İskenderiye piskoposu köpürüyordu...
Ne demek bir kadının ders vermesi...
Kadının yeri evi...
Kadının görevi erkeğine hizmet etmek...
Hem de ses çıkarmadan, uysalca...
Yoksa,"iffetsiz"dir,
"günahkar"dır,
"şeytan"dır ve katli vaciptir...
Yokedilmeli, ibreti alem için öldürülmeli,
yakılmalıdır!..
Oysa Hypatia,
"özgürlük" diyordu...
Düşünce özgürlüğü...
Akıl diyordu...
"Sorgula ve düşün..."
diyordu...
Aydınlık adına öldürülen ilk bilim kadını, bilim insanı oldu...
Kafasını hep dik tuttu...
Göğe bakmaktan vazgeçmedi...
Öldürdüler ama öldüremediler....
Hypatia ÖLÜMSÜZLEŞTİ...
(Seyretmedi iseniz "Agora" filmini öneririm...)
Yarın akşam mı?
Şiir gecesi...
Nasıldı Che Guevara'ya atfedilen söz?
"Sevgili dediğin güzelliğiyle seni kendine aşık eden değil, sana kendin olabilme şansını verendir..."
Şairlerimiz ve sevdiklerini konuşacak şiirler okuyacağız...