Ajans Bakırçay
2022-07-18 14:18:44

"Dedeağaçlı Balkan"

Muammer Toprakçı

18 Temmuz 2022, 14:18

"DEDEAĞAÇLI"
"BALKAN"

Dün.
Trilye ve Mudanya.
Mütareke izlenimleri bir başka yazının konusu olsun...

"Mudanya İmamaki Mübadele ve Kültür Evi" duvarlarındaki fotoğrafların önünde,
özellikle birine uzun uzun bakarak çakıldım kaldım.

İki katlı bir tekne.
Altı, üstü tıklım tıklım insan.
Yaşlısı, genci, çocuğu,
bebesi...

Bazı gözlerde boş,
bomboş bir bakış...
Ama çoğu gözde öyle bir acı var ki,
yüreğinize saplanıyor..

Yerinden yurdundan kopmuş insanlar.
Önlerinde bilmedikleri bir gelecek...

Birkaç gün önce,bir 
dost yemeğindeki sohbeti anımsadım.

Dost. Dostlar...

İmbikten geçmiş,
zamanla demlenmiş paha biçilmez bir sözcük...

Yüreğinizin onlara,
onlarınkinin de size her an açık olduğunu bilirsiniz.
Iyi günde, zor günde...

Hele bu dostluk gurbette de pekişmiş, ülkenizin aydınlığı için birlikte çabalamış iseniz...
Ve doslarınız ilk çocuklarının adını SILA koymuş ise...

Yanında olmasa bile onları düşündüğünüzde içinize ılık bir sıcaklık yayılıverir...
Mesafe de, ayrılık da anlamını yitirir.
Ama bir araya geldiğinizde öyle bir kucaklaşmadır ki o,
sarıp sarmalarsınız birbirinizi, içiçe geçip tek bir yürek olduğunuzu hissedersiniz...

İşte böyle bir dost birlikteliğinde anlatıyor arkadaşımızın annesi,
Balkan savaşları sonrası ailesinin ve eşinin ailesinin yaşadıkları acıları...

"Anne tarafım Selanik'li" diyor.
Balkan bozgunu sonrası herşeylerini bırakıp düzülüyorlar yollara, yeni doğmuş bebeyle...

Evden çıkınca, bir ara hızla geri dönüp düzeltiyor bebeğin yatağını anneanne, eve girenler etrafı düzgün bulsunlar diye...

Gemiye binerken o itiş kakış, kargaşa sırasında bebeği denize düşüyor.
Atlayıp kurtarıyorlar.
Kurtaran bebenin adını soruyor.
"Yeni doğdu, henüz adını koymadık."
diyorlar.
"Bu afette bir afet de denize düşerek yaşadı, öyleyse adı "Afet" olsun diyor kurtaran...

"Baba tarafım ise Dedeağaçlı" diye sürdürüyor sohbeti.
Balkan Savaşı sırasında dede ölüyor.
Babaanne, tek başına, evini barkını terkedip çocuklarıyla yola koyuluyor...
Zar zor İzmir'e varıp, Sakarya İlkokulu'na yerleşiyorlar, diğer gelenlerle birlikte...

Bu acılı, zor günlerde iki küçük çocuğunu,
Hasan ve Hüseyin'ini yitirir babaanne...

Bayındır'a yerleşirler.

Ardından, eşinin ailesinin de aynı zorluklarla Bulgaristan'dan geldiklerini anlattı...
Onlar da Bayındır'a yerleşmişler...

Soyadı kanunu çıkınca "Dedeağaçlı"
soyadını alır ailesi...
Köklerini soyadlarında yaşatırlar...

Aynısını eşinin ailesi de yapmıştır. Onlar da kökenlerini soyadlarına taşıyarak "Balkan" soyadını almışlardır...

Çok duygulandım...

Mudanya'da mütarekenin imzalalandığı "Mütareke Evi", tadilat 
nedeniyle kapalıydı.

Karşısında, Türkiye'nin ilk kadın heykeltıraşı Sabiha Bengütaş tarafından yapılan ve İnönü'yü, Batı Cephesi Kumandanı elbisesiyle sembolize eden (ki dünyada ilk kez bir kadın heykeltraş tarafından yapılan heykel özelliğini de taşıyan) anıtın önünden insanlar umursamazca geçerlerken, ben dostumun annesinin anlattıklarını ve çekilen çileleri düşünerek anıtı inceliyordum...

Dünya daha nice acıları yaşayacak biliyorum ama yine de bu acıların yaşanmaması dileği ve bu uğurda çaba harcanması inanç ve kararlılığı ile...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.