Ajans Bakırçay
2023-11-05 20:00:48

“Biz gaz odalarından başka bir halka zulüm yapmak için çıkmadık…”

Muammer Toprakçı

05 Kasım 2023, 20:00

Auschwitz’i görmedik ama Münih yakınındaki Dachau toplama kampındaki gaz odaları, faşizmin görünen yüzü olarak Nuran ve beni derinden etkilemişti…

İsrail günlerdir Gazze’yi hastane, okul, cami, kilise… demeden bombalayarak bir harabeye döndürüyor.
Çocuk, bebek, kadın demeden binlerce insanı katlediyor.

Merkezi Cenevre’de olan Avro Akdeniz İnsan Hakları Gözlem Evi raporuna göre İsrail,
Gazze’de Filistinlilerin üzerine 2 atom bombası gücüne yakın 25 bin ton ağırlığında bomba attı.

Kilometrekareye 33 ton bomba…

Birleşmiş Milletler kararlarını tınmayarak, ABD ve Avrupa’dan aldığı güç ve cüretle, insanlığa Hiroşima ve Nagazaki katliamlarını bir kez daha yaşattı, yaşatıyor…

Filistinlilerin yaşadığı acılar yeni değil…

Neredeyse çeyrek yüzyıl önce, 2002 Nisan’ında,
Sydney’de yayınlanan ‘Dünya’ gazetesindeki ‘Dünden Bugüne’ başlıklı köşemde İsrail’in ‘Cenin’ katliamı üzerine, yazdığım iki yazıyı özetleyerek sizlerle paylaşmak istedim…

‘Dünden Bugüne’ bakalım ne değişmiş:

“Filistin halkının çilesi 54 yıldır (bugün artık 75 yıl oldu) bitmiyor.Acı üzerine acı yaşanıyor.
İsrail’in Filistin topraklarını işgali yine katliama dönüştü.
Bu vahşetin yürütücüsü bildik bir isim: ‘Kasap’ lakabı ile ünlü Ariel Şaron.
(Bugün de Netanyahu)
Şaron bu ünü 20 yıl önce Sabra ve Şatilda katliamlarından sonra almıştı.
Buna şimdi bir de Cenin eklendi. Cenin de insanlık tarihine bir utanç sayfası olarak girecektir.
(Şimdi de Gazze… Demek her 20 yıl da bir dev bir katliam…)

İntihar eylemlerini savunmak (bugün de Hamas’ın sivil insanları katletmesi)
elbette mümkün değil.
Çarşıda, durakta, pazarda,
evde masum insanların öldürülmelerine elbette karşı çıkışmalıdır. Terör terördür…

Şiddet şiddeti, terör terörü doğuruyor.
Fanatizmden söz edenler bunu kendilerinin yarattığını bilmiyorlar mı?

Ya da olanlar hazırlanan bir senaryonun parçaları mı?

Fanatizmi besle, büyüt,
körükle; sonra da bunu asıl amacına ulaşmak için bahane olarak kullan…

Kaldı ki 1993-1995 arasında İsrail ile Filistin’in Oslo anlaşmasını imzalayıp uygulamaya başladığı yıllarda tek bir intihar saldırısı oldu mu?

Sonra neler oldu?

İsrail’de barışın mimarlarından Rabin öldürülmedi mi? Ardından İsrail barış anlaşmasına uyarak işgal ettiği topraklardan çekilmek yerine, tam tersini yaparak buralara yerleşimi hızlandırmadı mı?
İsrail’in anlaşmaya uymak yerine kışkırtıcı ve saldırgan bir tutum alması Filistinlilerin direnciyle karşılaşmadı mı?

Şiddet şiddeti doğurmuştu…

Peki Şaron’a (bugün de Netanyahu’ya) ve İsrail devletinin uygulamalarına kızarak işi tümden bir Yahudi düşmanlığına vardırmak doğru mu?
Kaldı ki, Şaron’un (şimdi de Netanyahu’nun) yaptığı katliama tavır alan, yazı yazan, her türlü baskıyı göze alarak karşı çıkan Yahudilerin sayısı hızla artıyor…

Amos Oz, İsrail’de ‘Barış Şimdi’ isimli hareketin kurucularından ünlü bir yazar.
Son yazılarından bir alıntı:

‘Bu bölgede iki İsrail-Filistin savaşı çıktı.Biri Filistin halkının bağımsızlığını kazanmak ve işgalden kurtulmak için verdiği savaş. Aklı başında her insan bunu destekler. İkinci savaş…İsrail’i yok etmek… için fanatik İslam’ın çıkardığı savaş.Aklı başında her insan bunu kınar…’

Aynı toprakları paylaşan Filistinlilerle İsraillilerin sonsuza dek düşmanlıkla yaşamaları mümkün mü?

Yıllarca Filistinli çocuklar İsrail işgaline ve terörüne karşı taşlarla,sapanlarla direndiler.
Tüm dünya çocukların tankların paletleri altında ezilip kurşunlanmasana seyirci kaldı.

Birleşmiş Milletler kararları mı?

Alınan kararlara durmadan yenileri eklendi de ne oldu?
İsrail bildiğini okumaya devam etmedi mi?
Bunların radikal İslamcıları güçlendireceği ve çaresizliğin teröre yol açacağı belli değil miydi?

Önce terörün ortamını yaratırlar,ardından da bunu bahane ederek işgallerini ve katliamlarını haklı göstermeye kalkışırlar…

Ama Şaronizmin (bugün de İsrail’de fanatik dinci faşist Netanyahu iktidarının) çıkmaz 
sokak olduğunu, şiddetin şiddeti doğurduğunu sağduyu sahibi İsrailliler her geçen gün daha iyi anlıyorlar.
Anlamak zorundalar.
Asıl çözüm onların elinde…

ABD’de yaşayan ve İnternetteki adresleri ‘www.titkun.org’ olan ve Titkun adıyla bir dergi çıkaran Yahudiler, İsrail’in Filistin işgaline şiddetle karşı çıkıyor ve bu işgalin sona ermesi için eylemler düzenliyor, büyük gazetelere reklamlar veriyor, Filistin için para topluyorlar…

Şu satırlar dergileri Titkun’dan:

‘Son bir hafta içindeki İsrail işgali rezillik boyutundan kırımsal boyuta kaymıştır. Bu süreçle özdeşleştirilen kişiler Yahudi tarihinde Yahudi halkına ihanet edenler olarak hatırlanacaklardır. Biz gaz odalarından başka bir halka zulüm yapmak için çıkmadık.

Kendi tarihimizin zulmü ile şekillenen en derin değerlerimiz, birkaç hafta içinde sınır tanımayan bir vahşetle özdeşleştirildi.

Gelecek kuşaklara böylesine şoven ve ilkel kabile anlayışı bırakmak istemiyoruz. İsrail’in Filistin halkına yaptıkları karşısında kayıtsız kalamayız…’

Acıya, kana, savaşa ya da sorunun çözümüne, barışa karar verecek olanlar Filistinlilerden önce İsrail halkıdır…
Sonunda sağduyunun ağır basacağına, Şaron ve Şaronizmin (şimdi de Netanyahu ve İsrail’deki fanatik dinci faşist yönetimin) 
yıkılarak barıştan yana güçlerin İsrail’de iktidar olacağına inanıyorum,
inanmak istiyorum…”

Bu satırları 22 yıl önce yazmışım… 22 yıl önce…

Değişen nedir?..

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.