Ajans Bakırçay
2020-12-30 13:24:02

Babamın Gözyaşları..

Muammer Toprakçı

30 Aralık 2020, 13:24

Çocukluğuma ait en eski anı, babamın ağlamasıydı.

Kordon'da, onun elinden tutuyordum ve karşımızdaki gemiden kolları, bacakları, kafaları sarılı, bazıları sedyeyle, insanlar iniyorlardı.

Babam ağlıyordu...

İnenlerin, Kore'den dönen askerlerimiz olduğunu çok sonraları öğrendim.

Bu görüntünün de etkisi vardı belki de:

Yaptığım bir konuşmada, insanlığın geleceği için, NATO ve VARŞOVA PAKTI'nın aynı anda ortadan kaldırılmasının gerekliliğini söylediğim için gözaltına alınmam ve yargılanmamda...

İzmir'de, Türkiye Barış Derneği'nin ilk üyelerinden biri olmamda...

Avustralya'ya gelir gelmez, Avustralya Barış Komitesi üyesi olmamda...

(Kendisini tanımaktan onur duyduğum,etkilendiğim insanlardan Freda Brown, o sıralarda Avustralyalı bir kadın olarak,Dünya Barış Konseyi'nin başkanlığını yapıyordu.)

Danimarka'da yapılan Uluslararası Barış Kongresi'ne,Avustralya delegesi olarak katılmamda...

Değerli dostum,Türkiye Barış Derneği Genel Sekreteri Enis Coşkun'un, Sydney'de konuğumuz olması ve Avustralya tarihindeki en yığınsal barış gösterilerinden biri olan (100.000'den fazla insan katılmıştı) toplantıda, Avustralya'lı barışseverlere seslenmesine katkımın olmasında...

(Asıl katkı,canım kardeşim Esen Kural'ın büyük çabalarıydı...)

Beni derinden etkileyen o anıyı niçin anımsadım?

Adnan Menderes başbakanlığındaki hükümet, Kore'ye asker gönderme kararı alınca, Behice Boran'ın başkanlığını yaptığı Türk Barışseverler Cemiyeti, bir bildiri ile bunu protesto eder...

Ne yazıyordu o bildiride?

"Aziz Türk Halkına:

Adnan Menderes hükümeti, Kore'de harp etsin diye 4500 Türk çocuğunu General Mc Arthur'un emrine veriyor.

...Türk halkının menfaati dünya barışının bozulmamasındadır. Bu barışın bozulmaması için, Kore'deki iç savaşa barışçı yollar bulunarak hemen sona erdirilmesi gerekmektedir...

Biz, Türk Barışseverler Cemiyeti... milli menfaatlerimize ve dünya barışının korunmasına tamamen aykırı olan bu kararı şiddetle protesto ederiz..."

Ne var bu bildiride diyeceksiniz...

Askeri mahkemenin 70 yıl önce bugün verdiği kararla, Türk Barışsever Cemiyeti kapatılır, Behice Boran ve arkadaşları ağır hapis cezasına çarptırılarak zindanlara atılırlar...

Nazım Hikmet nasıl sesleniyordu, Kore'de yitirdiğimiz bir yedeksubay'ın ağzından Adnan Menderes'e?

"Ama ben peşinizdeyim
Adnan Bey,
ölüler otomobilden hızlı
gider,
kör gözlerim,
kopuk ellerim,
kesik bacaklarımla
peşinizdeyim.
Diyetimi istiyorum
Adnan Bey,
göze göz,
ele el,
bacağa bacak,
diyetimi istiyorum,
alacağım da."

(Diyet 25-7-1959)

Barış için yiğitçe, onurlu bir mücadele yürüten,
bu uğurda hapislere atılan,
işkence gören,
yaşamlarını yitiren tüm barışseverlerimizi, Behice Boran ve Mahmut Dikerdem başta olmak üzere saygıyla anıyorum...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.