Ajans Bakırçay
2021-10-29 10:33:01

Ahval ve Şerait (Durum ve Gidişat)

Muammer Toprakçı

29 Ekim 2021, 10:33

Balkan ve 1.Dünya Savaşları...
18 milyon nüfusunun 5 milyonunu savaşlarda yitirmiş,
yenilmiş, yıkılmış bir ülke...

Ardından Kurtuluş Savaşı... Atatürk önderliğinde bir başkaldırış ve direniş...
Kurulan Cumhuriyet...
Bağımsız, onurlu bir ulus olmanın atılan temeli...

Nedir Cumhuriyet?

Akıl ve bilimin yol göstericiliğinde aydınlanmaya kocaman bir 'merhaba'dır...

Kurum ve kurumsallaşmadır...
(İki örnek;
pandemi döneminde Hıfzısıhha'nın yaşadığını, orman yangınlarında Türk Hava Kurumu'nun
çürümeye terkedilen söndürme uçaklarının kullanıldığını düşünün...)

Devrimciliktir Cumhuriyet...
Planlamadır,
kamuculuktur. Kurulan fabrikalar, ülkeyi baştan başa ören demiryollarıdır...
Limanlardır...
(Paşabahçe Cam'dan Ereğli Demir Çelik'e,
Petkim'den Türk Telekom'a...
satılmayan tesis mi kaldı?..
Liman... Liman satılır mı? Neredeyse satılmayan liman,
girilmedik tersane mi kaldı?...
Bir ülke için stratejik önemi varmış!...
Kim dinler!..)

Barış'tır Cumhuriyet...

Atatürk'ün, "Ulusun yaşamı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir."
sözü ve "Yurtta Barış Dünyada Barış" ilkesi uyarınca:
Sovyetler Birliği,
Bulgaristan,
Yunanistan ile dostluk,
Fransa ile iyi komşuluk, İtalya ile tarafsızlık anlaşmaları.
Türkiye, Yunanistan,
Yugoslavya ve Romanya arasında Balkan Antantı...
Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Sadabat Paktı...

Doğudan batıya,
kuzeyden güneye güvenlik ve işbirliğinin sağlanması...
(Ya şimdi?.. Bütün komşularıyla kavgalı bir ülke...)

Cumhuriyet döneminde atılan adımlar ve yapılanlar bu yazının boyutunu aşar.
Ben yalnızca kendi alanım olan eğitimden örnekleme yaparak soracağım yine:
Ya bugün?
Ne kaldı geriye?..

15 Temmuz 1921.
Ne yazar Hakimiyet-i Milliye gazetesi?
"M.Kemal Paşa Yunan saldırısının en ateşli anında dahi öğretmen ordusunun önündeki görevleri saptamak için Ankara'da Eğitim Kongresi'ni topluyor..."

1 Mart 1922.
M.Kemal Paşa'nın Büyük Millet Meclisi açış konuşması:

"Halkımızın en verimli ve en önemli görevi eğitimdir...
İzleyeceğimiz proğram milletimizin bugünkü durumuyla,
sosyal yaşamla, çevre koşullarıyla ve çağın gerekleriyle tamamen orantılı ve uyumlu olsun...
Bizim izleyeceğimiz eğitim siyasetinin temeli, önce var olan cehaleti ortadan kaldırmaktır...
Ulusun evladını, sosyal ve ekonomik hayatın doğrudan etkili ve yararlı bir unsuru kılabilmek için gerekli olan bilgileri uygulamalı bir yöntemle vermek eğitimimizin esasıdır."

1924.Eğitim Birliği yasası.... Okul ve medrese ayrılığının ortadan kaldırılması,
tüm okulların Eğitim Bakanlığı'na bağlanması... Aynı anda Hilafetin'de kaldırılması... İki yıl sonra Tekke ve Zaviyelerin kapatılması...
Tarikatlarla birlikte şeyhlik, müritlik,
halifelik, emirlik...
falcılık, büyücülük,
üfürülçülük, muskacılık gibi eylem, sıfat ve ünvanların yasaklanması...
Medeni kanunun kabulü...

Millet Mektepleri...
Halk Odaları... Halk Evleri...
İş içinde iş için uygulamalı eğitimi esas alan, öğretmen ile birlikte sağlık elemanı da yetiştiren, ülkenin dört bir yanına yayılan, karanlığı yok edip, köylere ve ülkeye aydınlanmanın ışığını yayan Köy Enstitüleri..

Ankara Adliye Hukuk,
DilTarih Coğrafya Fakültesi,
Yüksek Ziraat Okulu,
Devlet Konservatuarı,
İstanbul Üniversitesi...
Benimde okuduğum Eğitim Enstitüleri...

Nasıl mı yetiştiriliyordu öğretmenler?

Yatılı okuduk. Üç öğün yemeğimiz çıktı. Eğitim yılı başında giysi, kitap gereksinimlerimiz için para verdiler...
Son sınıfta uygulamalı staj yaptık...
Atanamama gibi bir durumumuz yoktu. Çünkü ülkenin gereksinimine göre bir planlamayla bu okullara öğrenci alınıyor, mezun olanlar Ankara'da çektikleri kura sonucu ülkenin dört bir yanındaki ortaokul ve liselere dağılıyordu...

Sınıfta 8 kız, 8 erkek toplam 16 öğrenci çok rahat bir ortamda öğretmen olarak yetiştirildik.
Kaliteli bir eğitim almamız için tüm olanaklar seferber edilmişti.

Ben Almanca bölümündeydim.
5 Alman öğretmenimiz vardı:
Herr Kopp, W.Unger,
H.Stüdemann,
H.Merkes ve W.Gawronski...

Ana dilimiz için Türkçeye gösterilen özene bakın; Türk Dili Edebiyatı, Türkçe Dil Bilgisi yanında bir de Türkçe Kompozisyon Dersi...

Dil Bilgisi öğretmenimiz,
Cumhuriyet döneminin önemli yazarlarından, "Yazım Kılavuzu, Türkçe Sözlük, Atasözleri Deyimler Terimler Sözlüğü" gibi başvuru kitapları da yazan Türk Dil Kurumu yönetim kurulu üyeliği yapan Enver Naci Gökşen;
Edebiyat öğretmenimiz ise ülkemizin en önemli şair ve çevirmenlerinden Behçet Necatigil idi...

Aldığımız mesleki formasyon derslerine bakar mısınız:
Eğitim Psikolojisi, Özel Öğretim Metodu,
Genel Öğretim Bilgisi...

Bugün mü?
Neymiş eğitimin hedefi?
Kindar ve dindar gençlik yetiştirme mi?..

"Biz hayatımızın merkezine dinin hükümlerini yerleştireceğiz..."
diyerek Cumhuriyeti parantez içine alarak, reklam arası sayanlar,
"Hazırlıklarımızı tamamlamamız 19 yıl sürdü, asıl şimdi başlıyoruz..." diyenler,
okulları Diyanet'in, dini vakıf ve derneklerin çalışma alanı haline getirdiler...

4-4-4 ile birlikte imam -hatip okullarının orta kısımları açıldı, dini yönlendirme yaşı iyice düşürüldü, kız çocukların küçük yaşta evlendirilmesi,
çocuk işçiler yaygınlaştı...

'Kuran Kursu Eğitim Proğramı' adı altında, 4 yaşından itibaren çocuklara dini eğitim verilmeye; mahalle imamlarına,
'ücretli öğretmen' adı altında ders verdirilmeye başlandı.

Öğretmenler atanmayı bekleye dursun,
Diyanet'ten binlerce kişi kadro değişikliği ile öğretmenliğe geçirildi.

Eğitimin kalitesi mi?

Pisa sonuçları ortada,
öğrencilerimizin yüzde 66'sı okuduğunu anlamıyor!..
Dev bir üniversite mezunu işsizler ordusu...
Beyin göçü...
Geleceğini yurtdışında arayan gençler...

"Bu ahval ve şerait içinde..." olan Cumhuriyetimizin 98.yılı kutlu olsun...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.