10.06.2020, 11:08

Altmış Beş Yaş

Altmış beş yaş ve üstü diye anılan abi ve ablalarımızın en büyükleri, McCarty’nin taze çimen biçer gibi biçtiği bir kuşaktan doğmuş olan insanlar. Dünyaya ‘Bebek Patlaması’nın yaşandığı zamanlarda merhaba diyenler.

Söz konusu Bebek Patlaması, İkinci Dünya Savaşı sonralarına denk geliyor. Bir yandan savaş görmüş, açlığı, yokluğu; Avrupa’nın bomboş tarlalarında tek bir patates bile bulamamayı yaşayarak öğrenmiş; bir yandan da (Amerika’da) McCarty’nin insan biçme makinesinden geçirilmiş kuşak, yaklaşık yirmi yıllık bir zaman diliminde çok çok fazla doğurmuşlardı. Öyle çok doğurmuşlardı ki, bu durum, dünya üzerinde bir bomba etkisi yapmıştı. Düşünsenize bir, yer gök bebek.

O sürece Bebek Bombası, o süreçte doğanlara da Bebek Bombası (ya da patlaması) Kuşağı adı verilmişti. Zamanın anne babaları, biçilmeye böyle tepki vermiş olsalar gerekti. (Şimdilerde Suriyeli göçmenlerde görüldüğü gibi. Bir tür hayatta kalma, ne olursa olsun var olmayı sürdürme çabası sanki.)

O zamanın taze anne babalarından daha eski olanlar, Vietnam’ı ve daha nice ülkeyi Fransa’nın elinden; Hindistan’ı ve yine daha nicesini İngiltere’nin himayesinden çekip alan, kurtaran kuşak. Ho Chi Mihn’in kuşağı. Ki onlar artık hayatta değiller.

Gelelim bugüne.

Bugün hayatta olanların en yaşlıları ellili yıllarda genç olanlar, ki onlar aynı zamanda Küba devrimini yapanlar. Güney Amerika ülkelerinin birçoğundaki halk ayaklanmalarına katılanlar. Fidel Castro’nun, Che Guevera’nın; korkunç bir baskınla öldürdükleri halde öldüremedikleri Guevera’nın kuşağı.

Bir tık sonrası altmışlı yılların ortalarında genç olanlar. "Amerika’nın Vietnam’da ne işi var?" diye ortalığı ayağa kaldıranlar yani. McCarty’nin devamı kişilerin uykularını kaçıran, ‘bitli hippi’ vb. aşağılamalarla karalanmaya çalışılsalar da başları eğdirilemeyenler. Zamanın barışçıl sivil itaatsizleri. Onları düşündüğümde gözümün önüne düşen ilk ışıklı yüz Jane Fonda.

Ardından gelenler, altmışlı yılların sonlarında genç olanlar. İstanbul’dan 6. Filo’yu kovan, ODTÜ’de Komer’in arabasını yakanlar. Deniz’in, Mahir’in, Hüseyin’in, Yusuf’un, Taylan’ın ve fiyatı olmayan daha nice gencin kuşağı. Satılamayan, kiralanamayan, satın alınamayan, fiyat biçilemeyen, aşkla bile başları döndürülemeyen ve bu yüzden de kapitalistlerin ortak aklını dumura uğratan kuşak. Denizlerden sonra ilk aklıma gelen Angela Merkel. (Bir de 6. Filo’ya alkış tutanlarla, ömürlerini Komer’in arabasını yakanlarla uğraşmaya adayanlar var. Onlar da altmış beş yaş ve üstü tanımına uygunlar, ama bu yazının konusu değiller.)

Elvis’ten rock’ın roll dinleyerek twist yapanlardan tut, Beatles ile rock müziğine geçen ve hep yüksekten uçanlardan söz ediyoruz burada. Kapital ağalarının "Ölüp de bitmediler hâlâ." diye kahırlandıkları; günümüzün yaşlıları ama daha dünün gençlerinden.

Bir de yetmişli yılların sonlarında genç olanlar var. Evlere kapanmaları istenenlerin en gençleri de onlar. Çalkantılı yetmişlerin sert adamları, sert kadınları. İşkencenin her türlüsüyle tanışmış, fakat yine de sinmemiş dayanıklı bir kuşak. Büyük bir kısmı üniversite bitirememiş, ancak bugünkü üniversitelileri ceplerinden çıkartabilecek donanıma sahip, bilgili, kültürlü ve entelektüellikte sınır tanımayanlar.

Sözün kısası bu kuşaklar, bugün ‘altmış beş yaş ve üstü’ söylemiyle bir araya toplanarak tek bir kalıba sokulmaya çalışılan insanlar. Yani aslında, yaşadıkları toplumların en dolu hafızaları. Başka bir hayat mümkün fikrinin de mimarları.

Yoksuldan alıp zengine vererek hayatını devam ettiren iktidarlardan, hiç değilse ara sıra zenginden alıp yoksula vermesini isteyebilecek, yani ineğin aklına karpuz kabuğu düşürebilecek insanlar bunlar. Kapitalistlerin en sevmedikleri insan tipi.

Komplo teorisyenlerinden değilim, ama o teorileri üretenlerin savlarına karşı aldırmaz da değilim. Çünkü haklı oldukları birçok ayrıntı da söz konusu.

Öldürülen, asılan, yakılan, eziyet gören ve bütün bunlara rağmen halen de hayatta olanlar, kapitalistlerin asaplarını fena halde bozmayı sürdürüyorlar. Ki Bebek Bombası Kuşağı -onca kırılmasına rağmen halen çok kalabalık bir kitle. Üstlerine COVİD19 salarak yok edilmek istenecek kadar kalabalık. Emekli maaşlarını ödemek zor, yaşlı bakımlarını yapmak gibi dertlerle uğraşmak zor. Zor oğlu zor.

Zaten, durdurulmaya çalışılıp da durdurulamayan devrimlerin, bari hiç değilse başarısız olmaları için yapılan onca harcama, onca müdahale, onca provokasyon, onca kukla kiralama masrafını da o masrafların acısını da çıkartabilmiş değil kapitalizm, onlardan.

Devrim yapmış insanları ve ülkelerini, genel kabule sahip insanlara kötü gösterebilmek için çektirilen onca filmin, yazdırılan onca -güya edebi- eserin bedelini de geri alabilmiş değil. Bugün dahi, o devrimlerden dönülmesi ve o sistemlerin yıkılması için ajanlarına, provokatörlerine, yazar çizerlerine, filmcilerine, aktörlerine, senaristlerine hâlâ çuval çuval para harcıyorlarken bir de emekli maaşlarını ödemek fena dokunuyor kendilerine.

Ve bütün bu harcamalara rağmen "Başka bir hayat mümkün" fikri bugünkü gençlere de bulaşmaya devam ediyor.  ‘Bunca zulme katlanmak zorunda değiliz.’ fikri ortalıkta gezinip duruyor. "Kapitalizm tek seçenek değil." düşüncesi de öyle. Son zamanlarda bir de "Kapitalizm bu biçimiyle sürdürülemez." Fikri dolaşıma girmiş bulunuyor.

Üstelik altmış beş yaş ve üstü insanlar günümüz gençlerine, fırsat bulduklarında hemen ve halen sokağa dökülerek, en önlerde saf tutarak gerçek bir itaatsizlik örneği sergiliyorlar.

Kuklacıların içinde, dünün gençleri-bugünün yaşlıları olan söz konusu bu kuşaklara karşı, biriktikçe birikmiş çok yıllık ve çok büyük bir hınç var. Ve bu hıncı zaman zaman kusuyorlar.

Korona sürecinde, İngiltere’deki yaşlılar, evlerinde ölüp kalmışlar ve haftalar sonra cesetleri bulunmuş. Sayıları bilinmiyor. İtalya’da, huzur evlerinde topluca ölüme TERK edildiler, çok korkunçtu, okuduk, biliyoruz. İzmir’de bir huzur evinde yaşananlarla ilgili birtakım dedikodular dolaştı ortalıkta, fakat olayın aslına erişemedik. Bu süreçte Dünyanın her yerinde, yukarıda gençliklerinden söz ettiğimiz insanlara, yani günümüzün yaşlılarına, resmi yollarla eziyet edildi.

Sokağa çıkma yasakları sağlıklarını korumak içinmiş gibi, iyi niyetli bir yaklaşımmış gibi görünüyor olsa da bunun ardında, ‘öldüremiyorsan çıldırt’ gibi bir amacın, bir tür intikam alma çabasının bulunup bulunmadığını asla bilemeyeceğiz.

Ancak bu insanlar, istenmeyen kişi muamelesine layık görülseler, itilip kakılsalar, eğlence konusu yapılsalar, hak gasplarına maruz bırakılsalar, düşman ilan edilseler (Bence kasıtlı olarak yapılmıştı bu.), bile önemsizleştirilemiyorlar. 

Bugün her biri birer örnek kişi. Yaşadıkları sürece de öyle olmayı sürdürecekler.

İyi ki varlar.

Başka bir hayat mümkün fikrinin mimarları, sizler hep var olun.

NOT: "Evde kal!" çağrıları, sokağa çıkma yasaklarından ayrı bir yerde değerlendirilmeliymiş gibi geliyor bana. Çünkü bu çağrılar iyi niyetli kişilere ait. Toplumsal hafızamız olan muhteşem insanlara zarar gelmesin isteyenlere. "İzin" çıktı ya… Hayırlı olsun, ama gerçekten "hayırlı" olsun. Herkese.

Yorumlar (3)
Hilmi Balcı 6 yıl önce
Harika
Satı ulusoy ,güzel biröyazı 6 yıl önce
Çok güzel ve kapsamlı bir yazı
Oembe Çubukçu 6 yıl önce
İşimiz çok zor olsada pes etmek yok. Bir arada güçlüyüz.çalışıyouz.Tüketen gençler için hala üretiyiruz.fikirlerimiz birleşecek pislik üretenlerden değiliz asla da olmayacağız.
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Fenerbahçe 16 36
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 16 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sakaryaspor 17 22
13. Sivasspor 17 21
14. Van Spor FK 17 21
15. İstanbulspor 17 21
16. Manisa FK 17 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 17 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 16 25
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 16 18
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@