05.03.2025, 12:23

77, 1 Mayısına (1) - - İki Kardeş, İki Yoldaş: (bölüm-20)

Anı – Tanıklık: İki Kardeş, İki Yoldaş

***

77, 1 Mayısına (1)

77 Yılının mart ayıydı sanıyorum, partimizden gelen bilgi doğrultusunda hazırlıklar başlatılmıştı. Taksimdeki büyük buluşmaya, iki ay gibi bir zaman kalmıştı. Taksim’deki büyük buluşmaya iki gibi bir zaman kalmıştı. İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününde, tarihimizin en güçlü eylemi gerçekleştirilecekti. Fabrikalarda, mahallelerde demokratik kitle örgütlerinde, her alanda komiteler oluşturulmuştu. Bizde bulunduğumuz alanda güçlerimizi seferber etmiştik. Tek tek, katılacağını düşündüğümüz insanlara gidiliyor, sözler alınıyor, listeler hazırlanıyor ve 1 Mayıs komitesine ulaştırılıyordu. Bu arada afişlemeler yapılıyor, taşınacak pankartlar yazılıyordu. İşçiler, gençler, kadınlar, mühendisler, doktorlar, öğretmenler, memurlar herkes hazırlıklara katkı koyma çabasındaydılar. Türkiye Komünist Partisi’nin üyeleri ve sempatizanlarının gündemi 1 Mayıstı. Herkes her yerde 1 Mayıs’ı konuşuyordu. İnsan bir işi, eylemi, bir meseleyi ancak böylesi bir istek, sevgi, inanç ve heyecanla kucaklayabilirdi. Dehşetli bir koşuşturmaca yaşanıyordu. Böylesi görülmemişti, yaşanmamıştı…

Son afişleme kitlesel biçimde 28 Nisan gecesi olacaktı. Yanlış hatırlıyor olabilirim. İçinde her kesimden insanımızın olduğu 700’e yakın arkadaşımız, dostumuz, yoldaşımız afişlemeye katılmıştı. Haberleşme tekniğinin bugüne göre henüz çok geri olduğu yıllardı. Arabalar afişleme gruplarını dolaşıp kontrol edeceklerdi. Başka ne yapılabilirdi? Şimdi aramızda olmayan, saygıyla andığım, İzmir’in unutulmaz belediye başkanı İhsan Alyanak’ın bize sağladığı telsizler komitenin imdadına yetişmiş, afişleme gecesi komite ile gruplar arası haberleşme kolaylaşmıştı. Ne var ki afişleme sonrasında telsizlerle birlikte sendika binasını terk eden arkadaşımızı sivil polisler gözaltına almışlar ve telsizler sorun olmuştu. Belediyeye ait olduğu anlaşılan telsizlerin kim tarafından bize verildiği araştırılıyordu. Polis sorgulama sürecinde, ısrarla telsizlerin sahibini arıyordu. Sendika sorumlumuz Cemal abi (Kıral) polise belediye başkanını koruma duygusuyla “Telsizleri bize kimse vermedi, bulduk, kullanıyoruz. Kim karışır?” demişti. Polis başkanı da aramış, aynı sorular O’na da sorulmuştu. Sevgili Alyanak’ın “Neyi çözmeye çalışıyorsunuz, söz konusu telsizler bize ait, sendikacı arkadaşlar gece kullanmak üzere ödünç istediler, ben de verdim” demiş, sorun kapanmıştı. Onun da bu yürekli davranışını hiç unutmadık, unutulmayacak…

Afişleme sırasında karakollara alınmalar, özverili koşuşturmalarıyla hiç unutmadığım hukukçu arkadaşımızın, Güney Dinç abinin Vahap’ın, Cemal’in ve adını hatırlayamadığım diğerlerinin anında yetişip, arkadaşlarımızı dışarı almaları gibi durumlar dışında önemli bir olay olmadı.

İzmir İzmir olalı böylesi afişleme görmemişti. Tüm İzmir eller üzerinde dünyayı taşıyan sevgili Orhan Taylan’ın tarihimize kazandırdığı afişlerimizle donatılmıştı.

Sanki tüm geçmiş yılların acısı çıkarılıyordu. Ve gecenin yarısına gelindiğinde, sendikada kalanlar, evlerine dönme telaşı yaşamaya başlamışlardı. Bizler de sevinçli bir şekilde, afişlemenin başarılı bir şekilde, olaysız son bulmasını bekliyor, bulacağını sanıyorduk. Ta ki son guruplardan birinin sendikaya doğru yaklaşmasına kadar.

Merkez, İzmir, Konak’ta bulunan Maden-İş Sendikasıydı. 7 katlı binada, sadece Maden-İş Sendikası bulunuyordu. Esas olarak en üst kat kullanılmakla birlikte ihtiyaç olduğunda, alt katların salonlarından da yararlanılıyordu. Diğer katlar, kimi hukuki sorunlar nedeniyle, sahipleri tarafından kullanılamıyordu. Eh bu da bizim işimize geliyordu tabi. Neredeyse tüm bina, sanki Maden-İş’e aitti ve bu 12 Eylül’e kadar böyle sürdü.

Afişlemeyi bitiren gruplar sendikaya geliyor, komite sorumlusuna durumu bildirip, malzemeleri teslim ediyor ve gidiyordu. Evine, kaldığı yere ulaşım imkânı olmayanlar alt katta, İstanbul için pankart yazan arkadaşların yanına gidiyorlardı. Kalanlar sabahı beklemek durumundaydılar. Son birkaç gurup bekleniyordu. Telsizden alınan bilgiye göre, bir gurup otobüs durakları tarafından Maden-İş’e doğru geliyordu. Sendikada 70 – 80 kişiyiz. Pencereden gurubu görmeye çalışıyoruz. Evet, geliyorlar. O da ne, onlara doğru yürüyen başka bir gurup var ve bizimkilerden değil. Aralarında 100 – 150 metre falan var. İki gurup karşılaşıyor. Bizimkiler Kemeraltı tarafına doğru yöneliyor, yolun diğer tarafına geçiyor. Diğer guruptran bizimkilere taş ve benzeri şeylerle saldırı başlatılıyor. Daha sonra silah sesleri gelmeye başlıyor. Hep birlikte koşarak aşağı iniyoruz. Aşağıda kalabalıklaşıyoruz. Bir dağınıklık var, ne yapacağımızı şaşırmıştık, hafif yaralanmalar var.

Toparlanmaya, arkadaşlarımızı geri çekmeye çabalıyoruz. Bu arada İGD’li bir arkadaşımızın gür sesi herkesi sendikada toplanmaya çağırıyor. 100’ü aşkın arkadaşımız Maden-İş salonunda toplanıyor. Yorgun, yarı uykulu ve şok olmuş bir halde sabahı beklemeye koyulurken, her şeyiyle güzel, coşku dolu geceye düşen gölgenin yarattığı şaşkınlık yaşanıyor. Telsizleri uzaklaştırmak için sendikadan çıkan kadın arkadaşımız yakalanmış. Çevrede siviller var. Sabah saat 7.00 civarı. Sendika çevresinin toplum polislerince sarıldığını izliyoruz. İzmir’in bütün polisleri burada galiba… 7 katlı binanın her katının merdiven bölümleri silahlı polislerce tutulmuş. Çöp torbaları gibi atılarak, hırpalanarak aşağı indiriliyoruz. Sendika sorumlusu olduğunu belirtmesine rağmen Cemal abimiz de (Kıral) dayaktan nasibini alıyor.

Aşağıda Toplum Polisi otobüslerine tıkılıyoruz. Polislerden elbette yumuşak bir tutum beklemedik, ama bu denli hınç ve sertliği anlamak da kolay değil. Bir süre otobüslerde bekletiliyoruz. Cemal abiyle yan yanayız. Üzerimde yok edemediğim, notlar olan kâğıtlar var. Bunun tedirginliğini yaşıyorum. Ne yapmalıyım? Cemal abi kendi üzerindekilerin bir kısmını çiğneyip yuttuğunu, bir kısmını da aynısını yapmak üzere, bir arkadaşına verdiğini söylüyor. Kâğıtları toplum polisi salonuna alındıktan sonra tuvalette yok ettiğimi hatırlıyorum.

devam edecek...

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Fenerbahçe 16 36
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 16 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sakaryaspor 17 22
13. Sivasspor 17 21
14. Van Spor FK 17 21
15. İstanbulspor 17 21
16. Manisa FK 17 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 17 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 16 25
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 16 18
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@