25.03.2025, 11:03

18 Mart'tan 23 Mart'a uzanan süreç 'Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek'

18 Şubat’ta gündemle ilgili ‘Ne olacak bu memleketin hali’ yazımın bir bölümünde şöyle bir değerlendirmede bulunmuştum. “…Hele bir de CHP ile ilgili açılan Kurultayın iptali davası, İmamoğlu ile ilgili ve siyasi yasak isteyen davalar, İstanbul il örgütü ile ilgili davalar devam ederken partiyi tek adaylı bir seçimle uğraştırmak abesle iştigaldir. Bu yöntem parti içinde yıpratma, ötekileştirme ve hizipleşmeye yol açmanın yanında davaların sonucuna göre heybedeki turpun büyüğü CHP ye kayyum atamaya kadar gidebileceğini de değerlendirmek gerekir…”

Bu değerlendirmeler 18 Mart akşamına kadar meydanlarda, salonlarda Genel Başkan ve parti sözcülerince yapıldı. Görünen oydu ki çok görünür olmasa da CHP de bir kargaşa vardı özellikle Mansur Yavaş’ın adaylıkla ilgili açıklamaları kafaları karıştırıyor ve çözüm aranıyordu CHP’yi tek vücut haline getirmek için. İşte ne olduysa 18 Mart akşamı iftar saatlerinde geldi o çözümün işareti ve meydanlarda eyleme yönelmenin gerektiği.

İstanbul Üniversitesinin “…YÖK kararlarına ve mevzuatın aradığı şartlara aykırı olarak 1990 yılında İşletme Fakültesi İngilizce programına usulsüz yatay geçiş yapan 28 kişinin ki onlardan biri de İmamoğlu’ydu diplomalarının “yokluk” ve “açık hata” gerekçeleriyle geri alınmak suretiyle iptal edildiğini…” belirttiği kararı ile heybede ki büyük turp ortaya çıktı İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığının önüne geçidi denilirken 19 Mart sabahı heybeden çıkan bir başka turp akılları iyice karıştırdı!

19 Mart sabahı sahur saatlerinde evinin etrafı yüzlerce polisle kuşatılan Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen ‘terör’ ve ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında suç örgütü kurucusu olmak, irtikap, rüşvet, nitelikli dolandırıcılık, terör örgütüyle iş birliği ve yolsuzluk suçlamalarıyla aralarında Şişli ve Beylikdüzü Belediye başkanları ve İBB iştiraklerinin yöneticilerinin de olduğu 100’den fazla kişi ile gözaltına alındı…

İftardan sahura heybede ki turplar bitmiyordu ve artık hedefe giden yolda her şey mübahtı heybenin sahipleri için ‘hak, hukuk, adalet’ onlar için muhalefetin sadece eylemlerde attığı bir slogandı.

Peki bu günlere bu kısacık süreçte mi geldik? Hayır Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi. 2015’te genel seçim iptali ve yenilenmesi , 2017 Anayasa değişikliği referandumunda parlamenter sistemden Başkanlık sitemine geçişte, tek adam yetki verilerek otokrat bir rejime yönelinmesi, 2023 de milletvekili seçilen ancak TBMM yerine cezaevine gönderilen ve bu konuda Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulanmaması, seçmen iradesinin yok sayılarak kayyum atamaları, gözaltına alınan, tutuklanan, itibarsızlaştırılan, hakaret edilen, aşağılanan gazeteciler, yazarlar, iş adamları, TSK nin itibarını yok eden kin, nefret ve intikam duygusuyla hareket eden yandaş medyanın yönlendirdiği bir sistemle idare edilen Türkiye’de bütün bunlara sessiz kalan, sıradanlaşan olaylar olarak bakan bir halk ve sıradanlaşmayı çözemeyen ve eyleme geçemeyen bir muhalefet…

Ama unuttukları bir şey vardı Cumhuriyet Mitingleri, Gezi Direnişi, Sessiz Çığlık, Adalet nöbetleriyle bir döneme eylemleriyle damga vuranlar “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganıyla bütünleşmiş ve miting değil eylem diyen üniversite öğrencileri demokrasiye ve diplomalarına sahip çıkma adına 19 Mart sabahından valilerin aldığı tüm yasaklamalara rağmen meydanları doldurmaya ve titreyip kendine gelmeye başlamıştı.

İktidarın muhalefetin darbe olarak nitelendirdiği bu soruşturma ve gözaltı kararlarına karşı yapılan eylemleri kendince bağımsız ve tarafsız yargı olarak nitelendirdiği ancak bu vasıflarını yitirdiği açık ve net olarak ortaya çıkan mahkemeleri etki altına almak için yapıldığı açıklaması ise sanki bu eylemler karşısında nereden kalkıştık bu işe şaşkınlığının bir ifadesiydi.

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanlığı ön seçim adayı İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart’ta gözaltına alındıktan sonra 22 Mart akşamı çıkarıldığı mahkemede, 23 Mart günü öğlen saatlerinde İBB’ye yönelik olarak “yolsuzluk” suçlamasından yürütülen soruşturma kapsamında, “ihaleye fesat, kişisel verileri kaydetme, rüşvet ve örgüt kurma” iddialarıyla aralarında Şişli ve Beylikdüzü Belediye başkanları ve İBB iştiraklerinin yöneticilerinin de olduğu 48 kişi ile birlikte tutuklandı ve Silivri Cezaevine gönderilirken, “kent uzlaşısı” kapsamındaki “terör” soruşturmasından ise adli kontrol kararı olmaksızın serbest bırakıldı.

Bu olaylar sadece İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden değerlendirilecek olaylar değildir. 22 yıllık iktidara karşı artık bıçak kemiğe dayandı yeter diyen 23 Mart’ta yapılan Demokrasiye Sahip çıkma oylamasında sandığa giden milyonların baş kaldırışıdır. 18 Marttan 23 Mart’a kadar geçen süreçte yaşanan olayların kazananı yoktur. Ancak kaybedenleri ise demokrasidir, adalettir, hukuktur, insan haklarıdır, ekonomidir (ki bu konu ekonomistlerce götürenler ve kaybedenler açısından değerlendirilmelidir) uluslararası alanda itibar kaybeden Türkiye’dir, iktidardır…

‘Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek’ derken Alman İlahiyatçı Martin Niemöller’in şu sözleri kulağımıza küpe olsun;

Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim. Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim. Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim. Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.

Peki bundan sonra ne olacak bu sorunun cevabı ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa Nutkun’ da ve Gençliğe Hitabesinde yazılıdır…

Ve de Nazım Hikmetten bir dörtlükte son söz neden olmasın sen, ben, hepimiz için;

“Güzel günler göreceğiz çocuklar Güneşli günler göreceğiz. Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar Işıklı maviliklere süreceğiz…”

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 77
2. Fenerbahçe 30 72
3. Samsunspor 31 51
4. Beşiktaş 31 50
5. Eyüpspor 31 50
6. Başakşehir 30 48
7. Trabzonspor 30 42
8. Gaziantep FK 30 42
9. Kasımpaşa 31 42
10. Göztepe 30 40
11. Konyaspor 31 40
12. Antalyaspor 30 40
13. Kayserispor 30 37
14. Rizespor 30 37
15. Alanyaspor 30 34
16. Bodrum FK 31 34
17. Sivasspor 31 31
18. Hatayspor 31 20
19. A.Demirspor 30 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 35 69
2. Karagümrük 35 60
3. Gençlerbirliği 35 59
4. Erzurumspor 35 58
5. Bandırmaspor 35 57
6. İstanbulspor 35 55
7. Amed Sportif 35 54
8. Iğdır FK 35 52
9. Esenler Erokspor 35 52
10. Boluspor 35 52
11. Keçiörengücü 35 51
12. Ahlatçı Çorum FK 35 51
13. Ümraniye 35 50
14. Pendikspor 35 45
15. Sakaryaspor 35 45
16. Manisa FK 35 41
17. Şanlıurfaspor 35 40
18. Ankaragücü 35 39
19. Adanaspor 35 30
20. Yeni Malatyaspor 35 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 33 79
2. Arsenal 34 67
3. M.City 34 61
4. Nottingham Forest 33 60
5. Newcastle 33 59
6. Chelsea 33 57
7. Aston Villa 34 57
8. Bournemouth 33 49
9. Fulham 33 48
10. Brighton 33 48
11. Brentford 33 46
12. Crystal Palace 34 45
13. Everton 33 38
14. M. United 33 38
15. Wolves 33 38
16. Tottenham 33 37
17. West Ham United 33 36
18. Ipswich Town 33 21
19. Leicester City 33 18
20. Southampton 33 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 76
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 33 66
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Real Betis 33 54
6. Villarreal 32 52
7. Celta Vigo 33 46
8. Osasuna 33 44
9. Mallorca 33 44
10. Real Sociedad 33 42
11. Rayo Vallecano 33 41
12. Getafe 33 39
13. Espanyol 32 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 33 37
16. Girona 33 35
17. Deportivo Alaves 33 34
18. Las Palmas 33 32
19. Leganes 33 30
20. Real Valladolid 33 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@