23.04.2025, 08:31

105'inci yılında milli egemenlik

105'inci yılını kutladığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı sevgi ve saygı ile kutluyor, bizlere bu günleri armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlerimizi şükran ve rahmetle anıyorum.

Hâkimiyet yani Egemenlik sözlük anlamı ile “bir toprak parçası ya da mekân üzerindeki kural koyma gücü ve hukuk yaratma kudretidir” Milli Egemenlik ise “Egemenliğin, yani devleti kuran, yöneten en üst gücün, kişilere veya belli zümrelere değil, doğrudan doğruya millete ait olmasıdır.” “Halkın kendi kendini yönetmesi, kendisini ilgilendiren kararları doğrudan ya da temsilcileri aracılığıyla kendisinin alması demektir.”

23 Nisan 1920, Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği tarihten, 23 Nisan 2025’e 105nci yılında Milli Egemenlik kavramı ve bu kavramın geçirdiği sürecin temeli 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkması ile atılmış ve bu süreç 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı olarak taçlandırılmıştır.

1921 tarihinde çıkarılan kanunla 23 Nisan ‘Milli Bayram’ olarak kabul edilmiş, 1 Kasım 1922 de saltanatın kaldırılmasıyla 1 Kasım ‘Hâkimiyet-i Milliye Bayramı’ olarak kutlanmaya başlamıştır. Ancak 23 Nisan Milli Bayramının öne çıkması ile 1 Kasım tarihi bayram olarak kutlanmaktan çıkmıştır.

1927 yılında ise Himaye-i Etfal Cemiyetinin (Çocuk Esirgeme Kurumu) 23 Nisan’ı ‘Çocuk Bayramı’ ilan etmesiyle 23 Nisan bu üç kavramın birleştiği bir bayram olarak kutlanmaya başlamıştır. Ancak kanunen 1935 yılında 1 Kasım kaldırılarak 23 Nisan ‘Milli Bayram’ yerine ‘Milli Hâkimiyet Bayramı’ olarak isimlendirilmiş ancak Çocuk Bayramı olarak da kutlanmıştır. 1981 de çıkarılan yasa ile adı “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak değiştirilerek yasal statüsüne kavuşturulmuştur.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk bağımsız bir cumhuriyetin, yeni bir Türk Devletinin kuruluşuna giden yolda ilk hedefin Milli Egemenlik ilkesi olacağını 22 Haziran 1919’da yayınladığı ve milli egemenliğe gidiş planı sayılabilecek Amasya Genelgesi’nde; “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesine yer vererek daha en başta milleti olan güvenini ortaya koyarken aynı zamanda bütün mücadelede millet iradesini hakim kılmak için yapılacağını ve milletin kaderini bizzat milletin kendisinin belirleyeceğini vurgulamıştır. Genelge bölgesel değil bütün ülkeyi içine alacak bir kurtuluşu öngörmekte ve bu amaçla bir kongrenin toplanması gereğini belirtmektedir.

23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında toplanan Erzurum ve 4-11 Eylül 1919’da tarihleri arasında toplanan Sivas Kongresi’nin sonunda yayınlanan beyannamede de; “İstiklalimizin temini için Kuvva-yi Milliye’yi amil ve milli iradeyi hâkim kılmak esastır” Yani ‘milli güçleri etken ve milli iradeyi egemen kılmak esastır’ ifadesinin bulunması bütün bu mücadelenin milli egemenliği gerçekleştirmek esasına dayandığını ortaya koymuştur…

Milli egemenlik konusunda atılmış önemli adımlardan birisi de, Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde 28 Ocak 1920 tarihinde kabul edilen. “Ülkenin siyasal, mali, adli ve tam bağımsızlığı esastır; bu konularda hiçbir kısıtlama ve kayıt kabul edilemeyeceği” ve “Batı Trakya, halkın özgür iradesiyle vereceği oylarla hukuksal durumunu saptayacağını” belirten “Misak-ı Milli” kararlarıdır. Misak-ı Millî ile milli ve bölünmez bir Türk ülkesinin sınırları çizilmekle birlikte Erzurum ve Sivas kongreleri kararlarını hukuk ve siyaset anlayışı esaslarına oturtmuştur.

Alınan bu kararlar 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile fiilen gerçekleşmiş ve “Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” ifadesinin 20 Ocak 1921’de kabul eden Anayasada yer almasıyla da hukuki anlamda güvence altına alınmıştır. Böylece Milli Egemenlik ilkesi, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel unsurlarından birisi haline gelmiştir Nitekim bu ilke, 1924 1961 ve 1982 tarihli ve daha sonraki Anayasalarımızın da temelini oluşturmuştur.

Milli Egemenlik kavramı “1921 Anayasasının” (Teşkilat-ı Esasiyye Kanunu) “Madde 1- Hakimiyet bilâ kaydü şart (kayıtsız şartsız) milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir (dayanır)” de ilk defa kendini bulurken,

1924 Anayasasında (Teşkilat-ı Esasiyye Kanunu) ise “Madde 3- Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir” derken Madde 4 de “Türk milletini ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi temsil eder ve Millet adına egemenlik hakkını yalnız o kullanır.” Amir hükmü ile bu hakkın kullanımını TBMM ne devretmiştir.

“1961 Anayasasında” ise Egemenlik yine Türk Milletinindir denilirken yetkili organlar eliyle kullanılacağı belirtilmiş ve yürütme ile yasamanın devlet kurumları aracılığı ile denetlenmesi amaçlanmıştır. “Madde 4- Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milletinindir. Millet egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organlar eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir suretle belli bir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.”

“1982 Anayasasında da” Egemenlik “Madde 6” ile 1961’deki amir hükümleri korumuştur.

Görüldüğü gibi tüm Anayasalarda Egemenlik amir hüküm olarak korunmuş ve Türk Milletinin egemenlik haklarının korunması anayasal kurumlara görev olarak verilmiştir.

Ancak; 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumda adına “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen, parlamenter sistemi yok ederek rejim değişikliğine yol açacak, Milli Egemenliği Meclisten alıp Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine devredecek ve giderek tüm yetkilerin tek adama devredileceği anayasa değişikliği kabul edilmiştir. Bu değişiklikle; Anayasanın 6’ncı maddesinde kendini bulan Milli Egemenlik kavramı yok edilmesiyle bugün ortaya çıkan tablo şudur:

Gerçekleşen son Anayasa değişiklikleriyle, denetlenen, hesap veren şeffaf bir iktidar yoktur; yargı bağımsız değildir, Parlamentonun yürütme organını denetleme yetkisi büyük ölçüde elinden alınmıştır. Yasama, yargı ve yürütme gücü yani egemenlik bir kişiye teslim edilmiş hukukun üstünlüğü yok edilerek üstünlerin hukuku geçerli olacak düzenleme getirilmiştir. Yani egemenlik bir kişiye, bir zümreye, bir sınıfa bırakılmıştır.

Türkiye, 1921 Anayasasında yerini bulan ve sonrasında gelen tüm anayasalarda yer alan “Milli Egemenlik” kavramından gün geçtikçe uzaklaştırılmakta saltanat ve hilafet yolunda tek adam, otokrat, otokrasi bir rejime doğru yol almaktadır.

Son söz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yol göstericiliğinde Milli Egemenliğe sahip çıkmak adına; “Hiç şüphe yok, devletimizin ebedi müddet yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz.” 1923 (Atatürk’ün S.D. I, S. 298)

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 15 36
2. Trabzonspor 15 34
3. Fenerbahçe 15 33
4. Göztepe 15 26
5. Beşiktaş 15 25
6. Samsunspor 15 25
7. Gaziantep FK 15 23
8. Kocaelispor 15 19
9. Başakşehir FK 15 17
10. Alanyaspor 15 17
11. Konyaspor 15 16
12. Gençlerbirliği 16 15
13. Çaykur Rizespor 15 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 15 15
16. Eyüpspor 15 13
17. Kayserispor 15 13
18. Fatih Karagümrük 15 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 16 32
2. Amed SK 16 32
3. Esenler Erokspor 16 31
4. Bodrum FK 16 30
5. Çorum FK 16 28
6. Iğdır FK 16 28
7. Boluspor 17 26
8. Erzurumspor FK 16 26
9. Bandırmaspor 16 26
10. Serik Belediyespor 16 25
11. Keçiörengücü 16 21
12. Van Spor FK 16 21
13. Sivasspor 16 20
14. Sakaryaspor 16 19
15. İstanbulspor 16 18
16. Sarıyer 16 17
17. Manisa FK 16 16
18. Ümraniyespor 16 15
19. Hatayspor 16 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 15 33
2. Manchester City 15 31
3. Aston Villa 15 30
4. Crystal Palace 15 26
5. Chelsea 15 25
6. Manchester United 15 25
7. Everton 15 24
8. Brighton & Hove Albion 15 23
9. Sunderland 15 23
10. Liverpool 15 23
11. Tottenham 15 22
12. Newcastle United 15 22
13. Bournemouth 15 20
14. Brentford 15 19
15. Fulham 15 17
16. Leeds United 15 15
17. Nottingham Forest 15 15
18. West Ham United 15 13
19. Burnley 15 10
20. Wolverhampton 15 2
Takımlar O P
1. Barcelona 16 40
2. Real Madrid 16 36
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 16 31
5. Espanyol 15 27
6. Real Betis 15 24
7. Athletic Bilbao 16 23
8. Getafe 15 20
9. Elche 15 19
10. Celta Vigo 15 19
11. Deportivo Alaves 15 18
12. Rayo Vallecano 15 17
13. Sevilla 15 17
14. Real Sociedad 16 16
15. Osasuna 15 15
16. Valencia 15 15
17. Girona 16 15
18. Mallorca 15 14
19. Real Oviedo 15 10
20. Levante 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@