Dikili'de Yerel Yönetim Çalıştayı yapıldı

Dikili Emek ve Demokrasi Platformu, önümüzdeki Mart ayında yapılacak olan yerel seçimler öncesi “Nasıl bir yerel yönetim istiyoruz” başlığı altında Yerel Yönetim Çalıştayı düzenledi.

Tüm Dikili halkının davetli olduğu toplantıya parti ve STK temsilcileri ile CHP belediye başkan aday adayları Dikili belediye başkanı Adil Kırgöz, gazeteci-yazar Gökmen Ulu, Şehir Plancısı Saygın İkiz, Kadem Tatik, AKP’den belediye başkan aday adayı Abdullah Özüdoğru ile vatandaşlar katıldı.

Çalıştay’da ilk olarak siyasi partilerden CHP adına Necmeddin Dursun, Sol Parti adına İsmail Hakkı Ortaköy, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) adına Zeliha Dağlı, Emek Partisi adına Hüseyin Öge ile sivil toplum kuruluşları ve platform temsilcileri söz aldı. Çalıştay’a Dikili’nin eski belediye başkanı Osman Özgüven de katıldı.

“EKOLOJİ, SERMAYENİN DOYMAK BİLMEZ RANTINA PEŞKEŞ ÇEKİLDİ”

Moderatörlüğünü Hüseyin Öge ve DİKÇEP adına Uğur Özcan’ın yaptığı Çalıştayda Sol Parti adına söz alan İsmail Hakkı Ortaköy; “Özellikle 12 Eylül ile başlayan ve AKP ile devam eden Neo Liberal  politikalar, özelleştirme, serbest ticaret ve sermayenin dolu dizgin gelişmesinin yolları açıldı. Öyle bir şey oldu ki artık kentler, kentin kendi yarattığı değeri kent halkı için değil, bir avuç sermayedar için bir anlayışı alabildiğine geliştirdi. Kamusallık unutuldu. Ekoloji ise sermayenin doymak bilmez rantına peşkeş çekildi. Kentte bu peşkeş çekilmeden nasibini aldı. Bu bağlamda biz bu yerel yönetimlerde katılımcı ve özelleştirmeye karşı çıkan kamusal anlayışı hayata geçirmek zorundayız” dedi.

DEM adına konuşan Zeliha Dağlı ise; “Partimiz demokrasi, ekolojik denge, cinsiyet eşitlikçi ve kadın özgürlükçü yaklaşım, toplumsal, eşitlikçi kamu hizmeti ve yerel demokrasiyi benimser. Seçen ve seçilen arasındaki ilişki, yerel yönetimlerin kimliğini belirler. Bizim partimiz eşit ve adil bir hizmet verebilmek için halk meclislerinin fikir ve enerjisini alarak çalışır. Yerel yönetim anlayışı temsili demokrasiyi aşarak doğrudan demokrasiye dayanır” dedi.

Emek Partisi adına konuşan Hüseyin Öge; “Demokrasilerde iki bakış açısı çok önemlidir. Birincisi hakim sınıfların, burjuvazinin bakış açısı, bir de işçilerin emekçilerin bakış açısı. Demokrasinin anlamı hepinizin bildiği gibi halkın kendi kendini yönetmesidir. Bir de seçimden seçime sadece sandıkta demokrasi arayan bir anlayış vardır. Bizim savunduğumuz ise toplumcu, halkçı, her karar aşamasında halkın karar verdiği bir demokratik anlayış vardır. Partimizin düşüncesi bu anlayış çerçevesindedir” dedi. Öge ayrıca; ‘Belediyelerin ticarethane olmadığını ve halka hizmet yeri olduğunu’ da sözlerine ekledi.

CHP adına konuşan Necmeddin Dursun ise; "Seçilecek belediye başkanlarımızdan çevre düzenlemesini istemeliyiz, insan haklarına saygılı olmalarını istemeliyiz. Kadınlara pozitif ayrımcılık sağlanmasında öne geçmeliyiz. Çocukları el üstünde tutup eğitimlerine yardımcı olmalıyız. Eğitim kültürümüzü değiştiremezsek, inanın hiçbir yöne gidemeyiz" dedi.

KADEM TETİK “GÜZEL DİKİLİ İÇİN HEP BERABER OLALIM”

Parti temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları ile platformlar adına yapılan konuşmaların ardından ise belediye başkan aday adayları “nasıl bir yönetim istiyoruz?” sorusuna cevap vermek için söz istedi.

İlk sözü alan Kadem Tetik; “Yapılması gereken çok şey olduğunu görüyorum. Ben bir kadın olarak Dikili’ye bir kadın eli değmesini düşünüyorum. Hiçbir ayrım gözetmeden kadın, erkek, çoluk çocuk ve sokak hayvanlarına kadar güzel Dikili için hep beraber olalım diyorum” dedi.

GÖKMEN ULU “EN ALTTA BAŞKAN EN TEPEDE HALK OLACAK”

Gazeteci-yazar Gökmen Ulu ise; “En başta katılımcı, doğrudan demokrasi ve sosyal toplumcu belediyecilik ütopik değildir. Mutlaka gerçekleştirilebilir. Biz bunu Dikili’de pek ala yaparız. Nitekim üyesi olduğum Cumhuriyet Halk Partisinde Genel Başkanımız Özgür Özel de çalışma arkadaşları ve yoldaşlarıyla birlikte bu yönde vurgular yapıyor. Bunun pratiğini de burada gördük. İki buçuk yıldır bunu anlatıyorum. Sosyal demokrasi ve toplumcu belediyecilik atıfları sürekli yapılıyor ama öncelikle bunun altını doldurmak lazım. Katılımcı doğrudan demokrasiye gelince; halkla birlikte yöneteceğiz. Peki nasıl? Daha önce aday adaylığı açıklamamda da belirttim. Fındıklı modelinden atıfla bir tarifleme yaptım. Genelde bizim ülkemizde klasik belediyecilik anlayışında bir piramit ile tarif edersek en tepede belediye başkanı, altında belediye meclisi, en altta halk var. Ben diyorum ki bu piramiti tersine çevireceğim. En altta başkan en tepede halk olacak. Bunu daha da genişleteceğiz. Mahalle temsilcileri ya da meclisleri ve mutlaka halk meclisi olacak. Bu çok önemli. Çünkü katılımcı, doğrudan demokrasinin en önemli zeminini oluşturacaktır. Dikili’de aydın bir toplum var ve herkesin fikri değerlidir. Seçimden seçime sandık demokrasisine karşıyız. O zaman bizim tek adamdan ne farkımız kalır. Ben tüm çalışma komisyonlarıyla halk meclisine, mahalle temsilciliklerine veya mahalle meclislerine, halkın doğrudan katılımına çok önem veriyorum”

ULU “HALKIMIZDAN GİZLEYECEĞİMİZ HİÇBİR ŞEYİMİZ YOK”

“Beni belediyede otururken pek görmeyeceksiniz. Genellikle sokaklarda herkesle birlikte, halkın içinde göreceksiniz. Belediyeye geldiğiniz de de makam koltuğunda halka tepeden bakan değil, eşit sandalyelerde otururken göreceksiniz. Makam araçlarıyla görmeyeceksiniz. Belediyenin bütün gelirleri ve giderleri en küçük detayına kadar internet sitesinden düzenli olarak yayınlanacak. Belediye meclisi toplantıları canlı yayınlanacak. Çünkü halkımızdan gizleyeceğimiz hiçbir şeyimiz yok. Bilakis her şeyi anlatmak lazım. Şeffaflık, saydamlık, hesap verilebilirlik diyorsak başta siyasette bulunanlar da, kamu kurumlarında bulunanlarda mal bildirimlerini düzenli olarak açıklamak ve bildirmekle yükümlüdür. Üretken bir belediyeden yanayız. Ben asla arsa ve tarlaları satmak taraftarı değilim. Ben bu verimli topraklarda zeytinliklerimizin, tarlalarımızın üretime dâhil edilmesi taraftarıyım. İşsizlik adına da böyle çözümler üretmemiz gerektiğine inanıyorum. Burada zengin toprakların fakir bekçileri olmasın. İşsiz gencimiz kalmasın, çocuklarımız iyi eğitim alsın. Ücretsiz kurslarımız olsun. Sağlık merkezimizi yeniden hayata geçirmemiz lazım. Yoksullukla mücadele pek çok açıdan önceliğimiz olacak. Bu konuda yeniden halk ekmek fabrikasını açmamız gerekiyor. Asla vatandaş müşteri değildir, belediyeler de ticarethane değildir” dedi.

SAYGIN İKİZ “TOPLUMSAL PAYDAYI BİREYSEL ÇIKARLARIMIZIN ÖNÜNDE TUTUYORUZ”

Şehir Plancısı Saygın ikiz ise; “Dünya görüşümüz egemen neo liberal politikalar üzerinden şekillenmiyor. Toplumsal paydayı bireysel çıkarlarımızın önünde tutabilen insanlarız. Bu yüzden kendimizi toplumcu olarak tarifleyebiliyoruz. Toplumcu ve kamucu bir yönetim anlayışı ve özlemi taşıyoruz. Sadece belediye meclisi temsiliyeti üzerinden bir kentin yönetilemeyeceğini bilen insanlarız. Örgütlü bir toplumun gerekliliğini farkındayız. Cinsiyet ayrımcılığının hepimiz karşısındayız. Ülkemizde her alanda giderek artan adaletsizliğe, sistemin çürümüşlüğüne isyan ediyoruz. Eşitlik, özgürlük ve adalet talebini yüreğimizde taşıyoruz. En önemli özelliğimiz ise ilçemiz Dikili’de hayatı birlikte üretiyor ve birlikte tüketiyoruz. Bu yerleşime karşı da kendimizi sorumlu hissediyor ve borcumuzu ödeme bilinci içerisindeyiz”

İKİZ; “BELEDİYEMİZ VATANDAŞLARIMIZI MÜŞTERİ GİBİ GÖRMEMELİ”

“Amacımız insan onuruna yakışır, sağlıklı bir çevrede yaşam için; belediyemiz eğitim, sağlık, sosyal hizmetler ve yardım gibi temel kamu hizmetlerine destek vermelidir. Belediyemiz vatandaşlarımızı müşteri gibi değil, belediyecilik hizmetlerine eşit ulaşım hakkın sahip bireyler olarak görmelidir. Belediyemiz, alt üst yapısıyla, çevresel ve tarihsel değerleriyle, kültürel çoğulculuğuyla Dikilimizi daha yaşanabilir kılmayı amaçlamalıdır. Belediyemiz, kentimiz ve yakın çevremizde bulunan kamuya ait arazi ve yapıların satışı ya da özelleştirilmesi yöntemleriyle elden çıkarılmasına değil, bu alanları kentlinin ihtiyaçlarına yönelik olarak düzenleyerek yeni kamusal alanlar yaratma seçeneğini ön planda tutmalıdır” dedi.

ADİL KIRGÖZ “DEĞERLENDİRMELERİ, TAVSİYELERİ, TALEPLERİ DİKKATLİCE DİNLEDİM”

En son söz hakkı isteyen Dikili Belediye Başkanı Adil Kızgöz ise; “Gerçekten çok güzel bir toplantı oldu. Artık bu tür toplantıları yılın her ayında rahatça yapabileceğimiz, fiziki şartları oluşturduğumuz güzel bir salonumuz oldu. Biraz önce konuşmacıların değerlendirmelerini, tavsiyelerini, taleplerini dikkatlice dinledim. Bunların ne kadarı şuan belediyemiz tarafından hayata geçirilebiliyor, ne kadarı geçirilemiyor, neden geçirilemiyor veya neler yapılıyor, bunları önümüzdeki süreçte daha büyük katılımla yapacağımız toplantılarda, değerlendirilen tüm maddeleri, hepsini tek tek tartışacağız” dedi.

Belediye başkan aday adaylarının konuşmaları ardından soru cevap kısmına geçildi. Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, soru cevap kısmına önceden planladığı bir programı olduğunu belirterek katılmadı. Çalıştay, vatandaşların aday adaylarına soruları ve aday adaylarının yanıtlaması ardından sona erdi.