24.04.2024, 13:16

"Her iletişimci biraz filozof olmak zorundadır" Haluk Şahin

İletişim “duayen”i derken -asla- bunu bir övgü ya da paye olarak kullanmaz Prof.Dr. Haluk Şahin.

Sözlüklere göre, “duayen" bir meslekte en kıdemli kişi demek.

En başarılı ya da en yaşlı kişi değil!

Haluk Hocam da “hasbelkader”, ilk “kitle iletişimi” (Mass Communications) doktoralı (Ph.D.) kişi olarak o konumda bulunuyor (Indiana University, 1974, 20 Nisan).

Akademik olarak böyle; mesleki olarak da epey kıdemli...

Basında yayınlanmış ilk röportajı 1965, ilk televizyon programı 1974, ilk köşe yazısı da 1975 tarihli...

****

Ona göre günümüzde, "Matbaa ürünü son gazeteler ömürlerini uzatmak için son bir gayretle çabalıyorlar.  Radyo artık marjinal, televizyon artık evin baş köşesinde değil.

Sinema salonları bomboş.

Meslek haline gelmiş birçok iletişim becerisi Yapay Zeka’ya devrediliyor.

Bırakın temel tanımları, iletişim alanını bir çeşit kutsal bölge haline getirmiş asırlık varsayımlar yıkılıyor..."

***

Haluk Şahin'in doktorada 50.yılı nedeniyle yayımladığı "Açık Mektup"tandır bu satırlar da;

"Bilim, felsefeden çıkmıştı… 

Şimdi asıl büyük soruları sormak ve asıl büyük amaçları hatırlamak anlamında, yeniden felsefeye dönmek gerekiyor.

Bu, zaten kendiliğinden oluyor.

Günümüzde her iletişimcinin biraz filozof olmak zorunda olduğunu apaçık görüyoruz.

Tıpkı her filozofun biraz gazeteci olmak zorunda olması gibi.

Michel Foucault bunu ta 1973 yılında anlamıştı. Bakın o zaman  bir mülakatta ne demiş:

'Kendimi gazeteci sayıyorum, çünkü beni ilgilendiren şeyler, yani güncel olaylar, çevremde olan şeyler, dünyada olup bitenler beni ilgilendiriyor. Nietzsche’ye kadar felsefenin varoluş nedeni ebediyetti.

İlk gazeteci-filozof Nietzsche’ydi.

'Bugün'ü felsefe alanına sokan oydu.

Günlük olaylara kafayı takmıştı.

Bence, gelecek, bizim yaptığımız bir şey. 'Gelecek' bizim olanlara tepkimiz, şu anı ya da konuyu yürürlüğe sokma biçimimiz.

Geleceğimize hâkim olmak istiyorsak, bugünle ilgili en temel soruları sormalıyız.

İşte bu yüzden bence felsefe bir çeşit radikal gazeteciliktir.'

1973’ten bu yana köprülerin altından çok sular aktı.

Ama bu saptama günümüzde daha da geçerli. Gittikçe hızlı gelen bir geleceğin içindeyiz.

Bu 'gelecek' iletişim bilimini ilgilendirmekle kalmıyor, onu kapsıyor. Onu kullanıyor.

Hepimiz o geminin yolcularıyız.

Hepimiz, yani gazeteciler başta biz iletişimciler bir çeşit radikal filozof olmak zorundayız.

Değilsek, güç sahiplerinin işlerine geldiği gibi çevirdiği bir cıvatadan başka neyiz?

Tarihin çılgın bir döneminde hepimiz bir araya gelmiş, görünmeyen fili tarif etmeye çalışıyoruz.

Onu hepimiz farklı bir yerinden tutmuş olabiliriz. Ama zaman zaman ellerimiz birbirine değiyor.  Bazen suratımıza tokadı patlatıyor.

O görünmeyen, göremediğimiz, bize gösterilmeyen fil, dijital gerçekliğin arkasındaki zihniyettir, hatta 'cihanşümul' sistemdir.  

Radikal filozoflar, eleştirel kuramcılar, bu arada bu konuya yoğunlaşan Byung-Chul Han onun 'neoliberal kapitalizm' olduğunu söylemekte. Ekonomik büyüme adına her alanda sömürüyü maksimize etmeye kararlı, doğanın sınırlılığını görmezden gelen, bencilliği kutsayan, tamahkar, açgözlü, doymak bilemeyen bir sistem.

Günümüzün ekonomik koşullarında bireyleri kandırıp tek tek sömürmenin, sanayi toplumunda olduğu gibi sosyal sınıfları sömürmekten çok daha verimli olduğunu keşfetmiş.

Çeşitli psikolojik yollarla tüketim sapkını insanları gönüllü köleler haline getirmiş.

Hepimiz elimizde akıllı telefonlar 'like… like' diyoruz.

Han’a göre bunun tespih çekerken amin…amin… Yarabbi şükür demekten farkı yok.

Kendi kendimizi sömürmeyi en üst düzeye çıkartmak için çırpınıyor, garip şeyler yiyor, egzersiz salonlarını dolduruyor, özel kurslara katılıyor, yürürken adım sayıyoruz. 

Ama sormuyoruz.

Niçin?

Ve tabii: Kimin için?

Bunları sorsak başka sorular da soracağız: Telgrafın icadından bu yana etrafa pıtrak gibi yayılan fennin gerçek harikaları bu aletler başka türlü kullanılamaz mı? Örneğin gaddarca büyümek yerine sevecence paylaşmaya yardımcı olabilemezler mi?

Hakkımızda toplanan ve bizden gizlenen bilgiler, birilerine tonlarca para kazandırmak yerine toplumsal sorunları anlamak ve çözmek için kullanılamaz mı?

Bu amaçlar için ne gibi yeni mülkiyet biçimleri ve yönetim yolları bulunabilir. Aslında bu aletler o zihniyetin başımıza yıktığı büyük ve yaşamsal sorunların çözme potansiyelini de taşımıyor mu?

Evet, Foucault’un dediği gibi geleceğin bizim tarafımızdan inşa edildiğini hatırlamamız, hatırlatmamız ve ona göre örgütlenmemiz gerekiyor.

Örgütlenme konusunda karamsar olanların da (Evet, neo-liberal sistem insanların bir araya gelmelerinden hoşlanmıyor!) bireysel olarak yapacakları şeyler var.

Bu işe kalkışanlara bir çeşit hakikat gerillası gözüyle bakabiliriz.

Yalan balonlarını teker teker vuran keskin nişancılar!

Şahin gözlü, dürüst, düzgün, cesur aydınlar. Yalan bükücüler. 

İdeolojik savaş alanı olan sosyal medyadan tamamen çekilmek ham bir hayaldir.

Tam tersine orada hakikat kaleleri kurmak gerekir. Hem özgürlük, eşitlik, kardeşlik, adalet, insana saygı, çevreye özen gibi asal değerleri savunmak hem de uçurulan yalan balonlarını fazla yol almadan indirmek için…

Bu satırlar yazılırken, yani Türkiye’nin ilk iletişim doktoru oluşundan 50 yıl sonra, iletişim aleminin durumunu ben böyle görüyorum.

Bir açık mektupla sizinle paylaşayım dedim:

Dayanışma duyguları ve dostlukla."

****

Nice nice 50 yıllara

Haluk Hocam,

nice nice yıllara...

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 37 64
4. Başakşehir 37 58
5. Beşiktaş 37 56
6. Kasımpasa 37 53
7. Alanyaspor 37 51
8. Sivasspor 37 51
9. Rizespor 37 50
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 37 43
13. Kayserispor 37 42
14. Konyaspor 37 41
15. Gaziantep FK 37 41
16. Ankaragücü 37 40
17. Hatayspor 37 38
18. Karagümrük 37 37
19. Pendikspor 37 37
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Deportivo Alaves 37 45
11. Getafe 37 43
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17

Gelişmelerden Haberdar Olun

@