Dikili’deki sera atıl bırakıldı, kamu kaynakları heba edildi!

İzmir Kalkınma Ajansı'nın (İZKA) başarılı bularak desteklediği projeleri yerinde denetleyen Sayıştay uzmanları, aktarılan kamu kaynağına rağmen Dikili’de topraksız tarımı öğretmek amacıyla oluşturulan sera başta olmak üzere birçok projenin atıl kalmaya devam ettiğini belirledi.

Temel işlevi kritik projeleri desteklemek olan kalkınma ajanslarının kamu kaynaklarını nasıl heba ettiği Sayıştay raporlarında açıklandı. Buna göre Dikili Bölgesi’nde; çevre ilçelere örnek teşkil edecek nitelikte, tekrarlanabilir, sürdürülebilir ve donanımlı bir mesleki eğitim sağlamak. Topraksız tarım konusunda danışmanlık altyapısı oluşturulmak ve Dikili’de dünya tarımının kabul ettiği yenilikçi uygulamaların ve kalite standartlarının yaygınlaştırılmak amacıyla oluşturulan seranın kullanılamaz halde ve atıl olduğu belirlendi.

İzmir'deki bazı camilerde uygulanan ve engelli vatandaşları hedefleyen proje için alınan cihazların çalışmadığı, hatta camilere engelli vatandaşlar için gerekli rampaların dahi yapılmadığı görüldü. Aldur Yeşil Enerji Projesi'nin 2014 yılında bitmesine rağmen kabul işlemlerinin yapılmadığı ve bu nedenle rüzgar tribününün faaliyete geçemediği de Sayıştay raporunda yer aldı. “Harcanan kamu kaynaklarına rağmen projelerin uygulamaya geçirilemediği” tespitine vurgu yapıldı.

Foto: İZKA Dikili'de projeyle ilgili bilgilendirme toplantısı yapmıştı.. 

HAYALE 5 MİLYON

Sayıştay, Türkiye Organ Nakli Vakfı adı altındaki bir vakıf tarafından sunulan ve İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından fonlanan 5 milyon hibe destekli Uluslararası Organ Nakli Ağı Merkezi Projesi'nin hatalı bir proje olduğunu ve bu nedenle hayata geçemediğini, 70 ülkeyi bir ağda birleştirecek sözde organ nakli merkezinde çalışan sayısının ise bir kişiye düştüğünü saptandı. Raporda Türkiye Organ Nakli Vakfı'nın bu projeyi hayata geçirecek kapasiteye sahip olmadığı belirtildi. Sağlık Bakanlığı'nın da projeye katkı sağlamadığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da onaylanan projenin Ajans tarafından yeterince etkin izlenmediği saptandı.

İzmir Kalkınma Ajansı bünyesinde çalışan ve taşeron işçi iken sürekli işçi kadrolarına geçirilen bazı personele hukuk dışı olarak Arabuluculuk Kanunu uygulandığı, bu kişilerin maaşlarının memura ve şefe endekslendiği ve bu yolla kamu zararına yol açıldığı belirlendi.

İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından özel sektöre destek verilmediği ve bu nedenle ülkemiz için önemli projelere tahsis edilen kaynakların kullandırılamadığı Sayıştay raporunda ayrıntılı olarak yayımlandı. 2019 yılında İstanbul'un kalkınması için gerekli projelere ayrılan 236.7 milyon TL'lik kaynağın yüzde 92'sinin projelerde değerlendirilemediği eleştirisine yer verildi.

TEK DURAK YALAN OLDU

2018 yılında yatırımcıların bürokratik işlerle vakit kaybetmesini önlemeyi amaçlayan ve Kalkınma Ajansları bünyesinde oluşturulan Tek Durak Ofisleri, eski Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan tarafından büyük umutlarla duyurulmuş ve basında “Bürokrasiye karşı tek durak ofis sistemine geçiliyor” denilmişti. Bu yapının ne derece işlevsiz kaldığı İstanbul Kalkınma Ajansına ait Sayıştay raporunda detaylı olarak anlatıldı. Saygı Öztürk - Sözcü