Cumhuriyetimizin 102’nci yılında gündeme bir bakış

Ülkemizde gündem çok hızlı değişiyor, gündeminde ki en önemli konu unutuluyor ve yenisi ile boğuşmaya başlarken bir başkası onun yerini alıyor hal böyle olunca da dünle, bugün arasında gelgitler hiç bitmeyince yarını düşünmeye vakit kalmıyor. Adeta gündelik yaşıyor bu karmaşa içerisinde iç dış gelişmeleri ve bunların toplumumuz üzerinde ki yansımalarını takip etmekte zorlanıyorum.

“Ama unutmamamız ve sahip çıkmamız gereken 102 yıllık bir Cumhuriyetimiz var. Gazi Mustafa Atatürk’ün liderliğinde, Anadolu halkının çok zor şartlar altında büyük bir kararlılık ve azimle verdiği kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan Cumhuriyetimize, ilke ve kazanımlarına sahip çıkmak ve gelecek nesillere daha güçlü, çağdaş Türkiye teslim etmek bizden onlara en kutsal mirastır. Hele Siyasal İslam, yeni Osmanlıcılık ve Terörsüz Türkiye sürecinde Cumhuriyetle hesaplaşma peşinde olanlar ve onu yok etmeye, ilkelerine ve kazanımlarına karşı çıkanlara karşı en büyük görevimizdir. Cumhuriyetimizin 102nci yılında başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşları olmak üzere tüm gazi ve şehitlerimizi minnetle anıyoruz…”

İşte Cumhuriyetimizin 102’ nci yılında bir hafta içinde dünden bugüne yansımalar ve yarına bir bakış…

19 Mart’tan itibaren İstanbul’un tüm ilçelerinde ve ülkemizin dört bir yanında 60’ın üzerinde miting düzenleyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, pazar günü yine meydanlardaydı önce İstanbul sonra Eskişehir. CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ile İmamoğlu’nun tutuklu danışmanı ve kampanya direktörü Necati Özkan, “İstanbul Senin” uygulamasını kullanan 4,7 milyon kişisel verileri ile konum bilgilerinin iki yabancı ülkeye sızdırıldığı gerekçesiyle casusluk yaptığı suçlamasıyla ifade verdiği pazar sabahı İmamoğlu’na destek için düzenlenen mitingde söylediğini okuduğum şu sözler çok ilgimi çekti.

“Televizyon karşısında, pijaması üstünde bu meydana ‘Aferin, helal olsun’ diyenlere diyorum ki: Ya o pijamayı çıkaracaksın ya da Tayyip Erdoğan tarafından ezileceksin. Kalkıp buraya geleceksin…”

Genel Başkan olarak CHP ye kurulan kumpas davalarında meydanlarda olması ve halkı bu toplantılara çağırması elbette doğru da niye sadece genel başkan ve yanında birkaç üst düzey yöneticiyle? Tüm Türkiye’de il ve ilçe başkanları, milletvekilleri neredeler? Özel bu çağrıyı bu kişilere ve örgütlere yapmalı her gün bir ilçede, ilde veya belirli günlerde aynı saatte meydanlarda olunmalı ki gündem sıcaklığını korusun. Örnek mi TSK’yı itibarsızlaştırma sürecinde ki kumpas davalarına karşı emekli askerlerin Sessiz Çığlık eylemleri her Cumartesi iki yıl devam etti. Geçen haftalarda onlarca Sivil Toplum Örgütü ADD ve ÇYDD’nin önderliğinde 10 Kasım da okulların tatil edilmesi kararına karşı meydanlardaydı CHP örgütleri yoktu, neredeydi? Onun için önce il, ilçe örgüt yöneticileri pijamalarını çıkartıp meydanlara çıksın diyorum…

Yine CHP ile ilgili gündemden düşmeyen bir konuydu Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen CHP’nin Kasım 2023’teki 38. Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan dava. Mahkeme, davacı Lütfü Savaş’ın dava açma ehliyetinin bulunmadığına “aktif husumet yokluğu” gerekçesiyle, dava açan diğer 4 isimle ilgili ise açılan “davanın konusuz kalması nedeniyle”, “karar verilmesine yer olmadığı” yönünde karar verdi ve iptal talebini reddetti. Genel Başkan Özgür Özel’e göre “Böyle olacağını biliyorduk ama CHP’yi tartıştırmak istediler ve bugüne kadar geldiler. Bundan sonra artık bu tartışmalar da geride kalmıştır.” Bu kadar basit mi bu davanın sonucu. Önce şunu unutmasınlar daha İstinaf süreci var ve de şöyle bir düşünsünler bu kumpas davalarında süreç nasıl işliyor, kozlar kimin elinde, oyun kurucular kimler, yol haritalarında hangi kavşaktalar, nereden hangi yöne gidecekler? Cevap açık ve net Beştepe’de planlayan ve uygulatan bir komisyon unutmayın ki bunların otobanına son çıkış yok her yol açık. Bekleyin yeni bir taktikle gündemi tekrar belirleyeceklerdir. Casusluk soruşturması bunun işaretidir. CHP oyunu kendi alanında kabul etmek yerine ileriye yönelik planları okumalı ve tedbirleri almalıdır. Kısaca turpun büyüğü heybeden çıkmamıştır. Hedef İBB Başkanlığıdır ve kayyıma giden yol haritasını çözmek üzere tedbirleri almalıdır, tartışmalar geride kalmamalıdır…

Devam edelim yine casusluk soruşturmasının bir başka aşamasına TELE 1 televizyonun Genel Yayın yönetmeni Merdan Yanardağ da soruşturmada göz altına alınıyor. Mahkeme süreci başlamadan ifadeler alınmadan kanal TMSF ye devrediliyor ve kayyım atanıyor. Genel yönetmen bu şirketin sahibi mi? Hayır. “Herhangi bir kişinin belirli bir soruşturmanın şüphelisi olmasından hareketle, onunla bağlantılı şirketlere el konulamaz”. Hükmü varken el koyma, kayyım atama ve haber saatinde yayını sonlandırma. Sebep muhalefet yanlısı yayıncılık, sonuç belgesel, sağlık, turizm programlarıyla magazin yayıncılığından yandaşa devir… Yarın sıra kime gelecek hatırlayın kayyıma devredilen belediyeleri, şirketleri. Yoksa ‘Sarı Öküzü Vermeyecektik’ sözü çok geç kalınmış bir sonucun ifadesidir.

“…Bana denirse ki, ‘Devlet darda, ülke ekonomisi iflas noktasında, gelin şu devleti restore edelim.’ Hiç tereddüt etmem.” Kim söylüyor bu sözleri Gelecek Partisi Başkanı Ahmet Davutoğlu. Gerekçesi de hazır “Devleti tanıyorum, biliyorum. Bırakmış olduğum 2016 ile herkes şu zamanı kıyaslasın. Görev tanımına bakarım. Hukuk, ekonomi, siyaset bütün bunları reform etmek lazım.” Görev tanımına bakarmış o da neymiş derseniz cevabı kendisi vermiş “Cumhurbaşkanı yardımcılığı teklifi gelirse kabul edebilirim.” Hatırlayın dünden kalma bir fotoğraf TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında verilen pozlardan bugüne yansıyan sözler yarın mı siyaset sen nelere kadirsin tükürdüğünü yalamak az mı gelir acaba?

Terörsüz Türkiye sürecinde PKK terör örgütü önce ateşkes ilan etti, sonra örgütü fesih kararı aldı ve düzenlediği törenle 30 adet silahı yakarak silahlı mücadeleyi sonlandırdığı açıkladı. Son kararı ile “Türkiye sınırları içinde çatışma riski oluşturan ve olası provokasyonlara açık olan Türkiye’deki tüm güçlerini Medya Savunma Alanlarına geri çekme işlemini başlattığını, ayrıca sınır alanlarında da çatışma riski oluşturan olası provokasyonlara açık olan mevzilerde de benzer düzeltici tedbirler alınmakta olduğunu” ilan etti… Geri çekilme alanları neresi, nasıl çekiliyorlar, silah, mühimmat ve teçhizat nerede, TSK ve MİT bu çekilmeyi kontrol ediyor mu, sınır alanlarında ki düzeltici tedbirler neler? Bu soruların cevabını bilmiyoruz.

Ama bildiğimiz terör örgütünün 1999 ve 2013’teki çözüm süreci aşamalarında devletle yaptığı pazarlıklar neticesinde de çekilme kararı aldığını açıkladığı ve sonra vazgeçtiği. Gelinen süreçte bugün bu 3ncü çekilme açıklaması. 2025 yılında, aynı senaryonun dördüncü perdesi sahnede yarın neler göreceğiz onun cevabı isteklerinin karşılanmasında; “Sürecin gerektirdiği hukuki ve siyasi yaklaşımlar gecikmeden gösterilmelidir. Bu çerçevede PKK’ye özgü Geçiş Hukuku esas alınmalı, demokratik siyasete katılabilmek için gerekli özgürlük ve demokratik entegrasyon yasaları gecikmeden çıkarılmalıdır.” Yani turpun büyüğü geride bekliyor…

Çürümenin son örneğini açıkladı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, profesyonel liglerde görev yapan 571 aktif hakemin 371’inin bahis hesabı olduğunu 152’sinin aktif olarak bahis oynadığı tespit edildiğini ve disiplin kurulunun gerekli işlemleri yapacağını belirtti. Sonrasında ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattığını ifade etti. TFF vereceği ceza 1- 3yıl hakemlikten men, adli soruşturma sonucunda ne çıkar bilmiyoruz ama bir gerçek var bu tespit süreci ne kadar zaman almış ve bu süreçte bu hakemlere maç verildi mi? Bu hakemler bahis oynadıkları süreçte yönettikleri maçlarda verdikleri kararlarla kendilerine ne kazandırdılar takımlara ne kaybettirdiler?

Dünden bugüne yansımalardan ve yarından kısa kesitlerdi okuduklarımız yarından sonrası ise heybede. Sağlıcakla kalın…