23.11.2023, 10:03

Ah Mana Mu

AH MANA MU (Handan Gökçek)

Karşıyaka Sencer Maruflu STÖ Yerleşkesi Kitap Kulübünün Kasım ayında okuduğu kitap “Ah Mana Mu.”

Önce kitabın adı!!! Yunanistan’ın Anadolu topraklarını işgal etmesi karşısında direniş göstererek Kurtuluş Savaşını başarıyla sonuçlandıran Türkiye bu zaferi ‘Lozan Barış Görüşmeleri’ ile taçlandırmıştır. Lozan’da görüşülen konulardan biri olan mübadele ve bunun uygulaması olan 1924 Mübadelesi kitabın konusudur. (‘Mübadelenin’ kelime anlamı değiş-tokuştur. Bir antlaşmanın esaslarına dayanılarak yapılan, ülke nüfuslarının karşılıklı olarak yer değiştirmesiyle olan göçtür. ‘Mübadil’ ise başkasının yerine getirilmiş, mübadele edilmiş demektir.)

Mübadele daha önceki yıllarda çeşitli nedenlerle yaşanmış olsa da 1924 mübadelesi Türk ve Yunan topraklarında yaşayanların hayatlarında ve hafızalarında derin izler bırakacak olan bir sürecin gerçekleşmesine neden olmuştur. Bu izlerin yıllar sonra bile tazeliğini koruması günümüz edebiyatında da işlenen konular arasında yerini almıştır. Bu kitap da bunlardan biridir. Ancak bu kitabı diğerlerinden ayıran özellik kitabın yazarının o göç eden ailelerden birinin ferdi olmasıdır.

Türkiye’den 1 milyon 300 bin, Yunanistan’dan 350 bin insanı doğup büyüdüğü topraklarından eden, bir gün geri dönmenin hayalinin yaşandığı yakın tarihimizin en trajik olaylarından biri olan göçün hikayedir ‘Ah Mana Mu’.

Yazar ‘Handan Gökçek’, Yunanistan Yanya’dan Hatay’a göç eden büyükannesinin hikayesine verdiği romanın adı “Ah Mana Mu” Rumca “Ah Anneciğim” anlamına geliyor. Kendi ailesinin hikayesinden yola çıkarak dinlediği gerçekleri, yaptığı araştırmalar, ulaştığı bilgi ve belgeler ışığında kurgulayarak yazmış romanını… Ve de ben bir kurmaca yazarım deyişini hak edercesine ilk romanında başarıyla veriyor bu sınavı…

Kendilerine sorulmadan hükumetlerin anlaşmasıyla (en büyük etken azınlıklardan kurtularak millet olma düşüncesi, sonrasında bıraktıklarıyla o ülkede egemen olma) katılmak zorunda oldukları mübadelede yaşananlar; toplanma, yolculuk, yeni bir ülkeye yerleşme, yeni bir yaşam, hayatı idame ve akıllardan silinmeyen bir gün geri dönmenin hayali…

Hikâyeyi, büyükbabası Sakuş ve büyükannesi Rena’nın gerçek yaşamından yola çıkarak anlattığını belirten Gökçek büyükbabası Sakuş ve büyükannesi Rena’nın gerçek yaşamından yola çıkarak anlattığını belirten Gökçek kitabın son sözünde, “Diğer karakterlerin birçoğu ve olaylar kurgudur. Belki hala bir yerlerde gerçek ailesini hiç tanımamış yaşlı bir kadın yaşamaktadır ya da onları hiç tanıma fırsatı bulamadan ölmüştür. Bu roman Alkioni olduğunu hiç bilmeden yaşamış olan kadına adanmıştır…” diyor.

Ve de babaannesi Rena;

“…Ah Mana Mu, büyükannemin hikâyesi. Çok dramatikti. Üç isimle, üç ayrı kadını yaşamış. Rena iken Rum kültürü, Fuş iken Arnavut kültürü, Havva olduğunda Türk kültürüne uyum sağlamak zorunda kalan bir kadın…”

Rena güzel bir Rum kızı, Sakuş ise Müslüman bir Türk. Yanya’da başlıyor Sakuş ile Rena’nın hikayesi. İmkansız denileni başarıp evlenebiliyorlar, dostluklar, iç içe bir yaşam yanında ayrılıklar, çatışmalar, sosyal yaşamdan kopmalar, dinsel dışlanmalar, ötekileştirme ve nefret söylemleri ile süren bir hayatın anlatıldığı siyasi, manevi ve maddi yönleriyle tarihle iç içe ve duyarlı bir roman. Ve de kitabı okumadan önce önerimdir mübadele konusunu tarihi süreç içerisinde incelemeleridir okurların. Bu arada onları bekleyen bir sürprizle de karşılaşacaklardır. Okumaya başlayacakları kitabın bir tez konusu olduğunu (1)

Kitabı tarihi bir sürece olan katkısı ile değerlendirdiğimde altını çizdiğim bölümleri şöyle özetleyebilirim…

O güzel günler ve birliktelikler;

“…Yanya’da yaşayan herkesin bayramları, düğünleri, kendilerine özgü adetleri farklı olmasına rağmen hep birlikte kutlanırdı bu özel günler. Arnavut, Türk, Pomak, Yunan bütün çocuklar dört gözle beklerlerdi Noel ve Paskalya bayramlarını, karnavalları, Ramazan ve Kurban Bayramlarını. Evlere gelen çocuklara vişne reçeli sürülmüş kızarmış ekmek dilimleri, şuruplu tatlılar, cevizli muskalar, çörekler ikram edilirdi.”
“…Büyükanne kendi dini için çocuklarına asla baskı yapmamıştı, büyükbaba da zorlamamıştı onları. Ablaları mahallelerindeki kızlarla Kuran kurslarına gitmiş, büyüdüklerinde de komşu teyzelerle beraber oruç tutmuş, teravih namazı kılmışlardı; Paskalya zamanı anneleriyle çörek yapmayı öğrenmiş, Noel’i de kutlamışlardı…”

Ve bu güzel günlerin yok olmasına giden adımlar;

“…Hiç kimse bu göçün nedenlerini anlamıyor, neden yalnızca Müslüman ya da Hıristiyan oldukları için kovulduklarına akıl erdiremiyordu. Farklı dinlere ve kültürlere mensup insanlar her iki ülkede de kardeşçe yaşarken birdenbire yine aynı sebepten dolayı topraklarını terk etmeye zorlanıyordu…”

Ve o adımlar sonunda yaşananlar;

“…Çok zor günlerdi. Anlatacak ne çok şey var. Düne kadar kardeş gibi yaşayanlar ertesi gün birbirlerinin gırtlağına sarılmışlardı. Türklere ait okullar ve camiler kapatılıyordu. Rumlar, Türklerin evlerini talan ediyordu…” “…Yunan Hükumeti Müslüman nüfusun bir an önce gitmesi için her türlü baskıyı yapıyordu, amaç göç dalgasıyla gelenleri yerleştirmekti. Çoğu bölgede Rum göçmenlere Müslüman nüfusun malları yasal hiçbir uyarı yapılmadan veriliyordu…”

Ya yolculuk süreci;
“…Selanik Limanından kalkan buharlı katamaran gemilerine insanlar balık istifi gibi sığmaya çalışıyor, bu yüzden limanlarda sık sık kavga çıkıyordu. Bazen Rumlar kendi içinde çatışıyor, bazen Türk ve Rum haklı birbirine giriyor, bazen de Türkler gemiye binme esnasında dövüşüyordu…”

“…Günlerce aç bir halde deniz üstünde kalan bu bedbahtların açlık ve hastalık yüzünden on yedisi ölmüştür. Dört bin kişi bir vapura tıkılır ve günlerce kimsesiz aç bırakılırsa hastalık ve ölüm baş göstermez de ne olur?”

Ve yeni bir yaşamda ilk günler;
“…Bu eve geldiğimiz ilk günü hatırlıyorum. Camları kırılmış, sıvaları dökülmüş, içeride ne varsa yağmalanmış, her yer kazılmış. Gidenlerin bahçeye altın gömdüğünü duymuşlar, bizimki de dâhil bütün evlerin bahçelerini kazarak, döşemelerini sökerek derin çukurlar açmışlardı. Hükümet biraz derleyip toplamış, çukurları kapatmış, çatıyı aktarmıştı. Büyükbabanız canla başla çalıştı…”

Yakın tarihimize ilgi duyanların okuması gereken bir eser olarak değerlendirme bu kitap için eksik kalır. Aidiyet duygusuna vurgu yapan özellikle vatan ve aile kavramında aidiyet duygusunun ne kadar önemli olduğunu her satırında ortaya çıkaran bu roman özellikle bu gün çocuklarının okuması gereken bir eser. Okusunlar ki aile, vatan ve millete bağlanma ve sahiplenme duygusunun ne olduğunu anlasınlar ve de değerlendirsinler.

Ve de bu gün göç kavramının tartışıldığı bir ortamda bir neslin yaşadığı göçü anlamak adına okunması gereken bir ‘zamane kitabı’

Uğur Dündar’ın bir yazısından alıntı ile sonsöz; “…Göçmenliği ancak yaşayanlar bilir. İlk nesil toprağa tutunmak, ikinci nesil kök salmaya, büyümeye çalışır, üçüncü nesil ancak meyve verir. Sahip oldukları tek şey emekleridir. Çok çalışkandırlar bu sebeple. Göçmenler vatanın kıymetini çok iyi bilirler aynı Atatürk gibi…”

Teşekkürler Handan Gökçek eline, kalemine, emeğine sağlık üçüncü nesil olarak verdiğin bu meyve için…

------------------------------

(1) https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp?id=MJtNQIknLEgNH2-2foW5lQ&no=tJ5-kda9aI8QN4ZgUTeR6g

-------------------------------------

Ah Mana Mu/Handan Gökçe/Pupa Yayınları/2010

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 37 99
2. Fenerbahçe 37 96
3. Trabzonspor 37 64
4. Başakşehir 37 58
5. Beşiktaş 37 56
6. Kasımpasa 37 53
7. Alanyaspor 37 51
8. Sivasspor 37 51
9. Rizespor 37 50
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 37 43
13. Kayserispor 37 42
14. Konyaspor 37 41
15. Gaziantep FK 37 41
16. Ankaragücü 37 40
17. Hatayspor 37 38
18. Karagümrük 37 37
19. Pendikspor 37 37
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 38 91
2. Arsenal 38 89
3. Liverpool 38 82
4. Aston Villa 38 68
5. Tottenham 38 66
6. Chelsea 38 63
7. Newcastle 38 60
8. M. United 38 60
9. West Ham United 38 52
10. Crystal Palace 38 49
11. Brighton 38 48
12. Bournemouth 38 48
13. Fulham 38 47
14. Wolves 38 46
15. Everton 38 40
16. Brentford 38 39
17. Nottingham Forest 38 32
18. Luton Town 38 26
19. Burnley 38 24
20. Sheffield United 38 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 37 94
2. Barcelona 37 82
3. Girona 37 78
4. Atletico Madrid 37 73
5. Athletic Bilbao 37 65
6. Real Sociedad 37 60
7. Real Betis 37 56
8. Villarreal 37 52
9. Valencia 37 48
10. Deportivo Alaves 37 45
11. Osasuna 37 44
12. Getafe 37 43
13. Sevilla 37 41
14. Celta Vigo 37 40
15. Las Palmas 37 39
16. Rayo Vallecano 37 38
17. Mallorca 37 37
18. Cadiz 37 33
19. Granada 37 21
20. Almeria 37 18

Gelişmelerden Haberdar Olun

@