Çaldağı mücadelesi "ekolojik destan" oldu

Ekolojik bir destan olması bakımından türünün ilk eseri olma ayrıcalığını taşıyan "İkra" adlı kitap, yazar Necdet Aracı’nın “Karıncaların Kardeşliği”’nin ardından yayınlanan ikinci kitabı oldu.

KİTAP 08.02.2021, 16:25 17.02.2021, 14:45
Çaldağı mücadelesi "ekolojik destan" oldu

İzmir’de birçok dergide yıllarca yazıları yayınlanan Turgutlulu yazar Necdet Aracı’nın Çaldağı mücadelesini anlatan ve türünün tek örneği olan ekolojik destan niteliğindeki kitabı “İkra” raflardaki yerini aldı.

Turgutlu’da açılması planlanan nikel madenine karşı verilen çevre mücadelesinin destanlaştırılarak anlatıldığı kitapta, mücadeleye destek veren kişiler ve yaşanan olaylar anlatıldı. Ekolojik bir destan olması bakımından türünün ilk eseri olma ayrıcalığını taşıyan kitap, yazar Necdet Aracı’nın “Karıncaların Kardeşliği”’nin ardından yayınlanan ikinci kitabı oldu.

MÜCADELESİ VERİLEN HERŞEYİN EDEBİYATI DA YAPILMALIDIR

Atilla İlhan döneminde Demokrat İzmir’de öyküleri, birçok dergide yazı ve şiirleri yayınlanan Necdet Aracı yeni kitabı ile ilgili olarak şunları söyledi: “Kitap okunduğunda, aslında bunun bir edebiyat kitabı olmasının yanında, bir ekoloji kitabı olduğu görülecektir. On beş yıldır, TURÇEP’teki (Turgutlu Çevre Platformu) YAŞAMDER’deki arkadaşlarımın insanüstü bir gayretle sürdürdüğü, Turgutlu Çaldağı’nda, çevre katliamına yol açacak vahşi madencilik faaliyetine karşı verdikleri şanlı bir mücadelenin ürünüdür. Çünkü mücadelesi verilen her şeyin edebiyatı da yapılmalıdır”

BU CENNET TOPRAKLAR CEHENNEME DÖNECEK

“Turgutlu son yıllarda 12 km kuzeyindeki Çaldağı’na kurulan nikel maden işletmesi tesisleri nedeniyle madencilik projesinin merkezi haline gelmekle karşı karşıya kaldı. Burada Dünyanın hiçbir ülkesinde izin verilmeyen bir madencilik projesi adı altında yılda bir milyon iki yüz bin sülfürik asit, işletme süresi boyunca on sekiz milyon ton sülfürik asit kullanılmış olacak ve dünyada ilk kez kullanılacak bir yöntemle bu cennet topraklar cehenneme dönecek”

İZMİR KÖRFEZİNİ ETKİLEYECEK

“Bunun dışında, Çaldağı’nda kurulması planlanan maden- kimya fabrikasının sadece yakın çevresini değil tüm Gediz Vadisi’ni, başta ormanlar olmak üzere vadiyi sınırlayan dağlardaki tüm canlı yaşamını, Menemen Ovası’nı ve Foça ovasını hatta Manisa, İzmir ve İzmir körfezini geri dönülmez şekilde etkileyecek. Ben yaşam için köylülere ve diğer canlılara sağlıklı su taşıyamaz hale geleceği ve daha pek çok olumsuzluk ve çelişkilerin yer aldığı bu durumu kitabımda destanlaştırmak istedim. Destan yol alırken, antik çağdan günümüze doğru akan ve hiç değişmeyen emperyalist-kapitalist ilişkilere ve tüm bu ilişkiler sarmalında, o bölgede yaşayan insanların kültürlerine, inanç sistemine, günlük yaşamlarındaki siyasal ve sosyal tercihlerine de tanık olacağız”

NİÇİN IKRA?

“Bir Ağustos günü, bağda yarma şeftali topluyoruz; sekiz, dokuz yaşlarındayım. Ağustos böceklerinin çığlıklarından rahatsız olup bir şeyler söylemiş olmalıyım ki, babam ağaçtan inerek yarı yarıya şeftali ile dolu sepetle birlikte bağ damına doğru yürüdü; ardından da ben, elbette. Bağ damının avlusunda, ortaya yığılmış şeftalileri kasalara dizerken anlatmaya başlamıştı: ‘Bak, ilk âyet ıkra’dır. Zaten sonraki yıllarda bilginler demiştir ki; Tanrı’nın okunması gereken bir diğer kitabı da tabiat anadır. Yani Tanrı, ıkra derken tabiatı okumamız gerektiğini söylemiştir asıl. Onda olup bitenler nelerdir, onları görmemizi istemiş’ Öyle güzel şeyler söylüyordu ki, o yaşlarda onları anlamam olası değildi. Ama onun anlattıklarını hiç unutmayacağıma dair yeminler ediyordum içimden. O, Ağustos böceklerinin çığlıklarını Ağustos şarkısına benzetiyordu. Ağustos bitince onların şarkısının da sona ereceğini ve doğacak yavrularını, şeftali ağaçlarının köklerine, asmaların diplerine emanet edeceklerini anlatıyordu. Sonra yerinden doğruldu ve az ilerideki söğüt ağacı ile fırın arasındaki karınca sıralarını gösterdi. Sonra da bağ tulumbasının önündeki su birikintisine inip kalkan mavi yeşil yusufçukları gösterdi. Onların kanatları ne kadar da inceydi öyle! En ince tülden bile... Sanki tüm bunları ilk kez görüyordum. Bu dünyayı bunlarla birlikte paylaşıyoruz işte, sade bizim değil bu dünya. Gece olunca, üzüm bağının sergisinde limonlu çayını yudumlarken bana gökyüzünde savrulup duran sayısız yıldızları gösterdi. ‘İşte bizim dünyamız da o yıldızlardan biri.. Koca kâinat içinde öyle küçük ki, sanırsın bir toz zerresi. Bütün bu geniş topraklar, ağaçlar, yüksek binalar, okyanuslar, denizler o toz zerresi içinde. İşte o toz zerresi içine Tanrı hepimizi sığdırmış. Kardeşçe barış içinde yaşayalım diye... Öyleyse biz de ağaçlara, hayvanlara, havamıza ve toprağımıza iyi davranmalıyız. Eğer biz onlara iyi davranırsak, onlar bize istediğimiz her şeyi verir.’ Böyle şeyler söylemişti işte. Ama aradan yarım yüzyıl geçince, bunların pek çoğunu unuttum elbette. Yalnızca, bir doğa sevgisinin içime yerleştiğini hissetmiştim. Artık, ağaçlara, hayvanlara, çiçeklere, ırmaklara, denizlere başka türlü bakıyordum”

IKRA DİYE FISILDADIM

“Elinizdeki kitap yarılandığında, kitaba bir isim aramaya başlamıştım. Kendime önerdiğim yirmi küsur isim arasında bir seçim yapamıyordum. Daha doğrusu, hiç biri içime sinmiyordu. Yıllar sonra bir Ağustos günü, bir arkadaşımla Yukarı Kızılca köyüne çıkmıştık. Asırlık çınarlar altında ayranlarımızı yudumlarken, Ağustos böceklerinin çığlıkları yıllar öncesine götürdü birden beni. Sonra bağ damındaki koca söğüt ağacını anımsadım. Fırını, karınca sürülerini, mavi yeşil yusufçukları... Gökyüzüne baktım; sayısız yıldız savrulup duruyordu. IKRA diye fısıldamışım”

OKUYUCU ÖTÜŞEN KUŞLARI DUYMALI

“Kitabı yazmaya karar verince, antik çağdan bugüne, bu zengin topraklar üzerinde neler yaşanmış, neler olup bittiği hakkında sıkı bir tarih okuması yaptım. Yazık ki yüzyıllar boyunca emperyalist saldırıların hiç durmadan sürdüğünü, yalnızca saldırı nedenlerinin değiştiğini gözlemledim ve hiç şaşırmadım. Çünkü kapitalizm denilen şey özü itibariyle vahşi ve saldırgandır.  Son yıllarda alabildiğince değersizleştirildiği, alt alta yazılmış her şeyin şiir diye ortaya döküldüğü günümüz Türkiye’sinde ülke ve dünya sorunlarını şiirle dile getirmek ve bunu okuyucuya sunmak oldukça zordur.  Bir de, ‘her sözcük, şiire uygun değildir’ diye yaygın bir görüş var. Şiirin hareket alanını bu görüş de sınırlıyor bence. Oysa, yaşamda olan her şey şiirde de kullanılmalıdır diye düşünüyorum ben.  Bu sebeple örneğin, kaplumbağa, eşek arısı, ıspanak, marul, gibi sözcüklere yer verdim. Ancak bunu yaparken, onlara sözlük anlamlarının dışında anlamlar da vermeye gayret ettim. Yani, onların yaşamımızdaki yerini, dünyamıza yaydığı müziği, rengi okuyucu hissetmeli, görmeli. Örneğin bir ağacı yazıyorsanız, onu gölgesiyle, meyvesiyle, üzerinde ve köklerinde yaşayan binlerce canlıyla birlikte hissettirmelisiniz. Onun taşıdığı renkleri, dallarında ötüşen kuşları okuyucu duymalı, görmelidir. Şiirin şiir olabilmesi için içinde mutlaka resim ve müzik de olmalıdır” dedi.

BİR GÜL DE BENDEN OLSUN

Aracı son olarak; “Son olarak şunları söylemeliyim: Lois Borges diyor ki, ‘şiir, kör bir kuyuya atılan güldür. Atarsınız, sonra da bir ses gelmesini beklersiniz.’ Yalnızca yurdumuzu değil, tüm yeryüzünü tehdit eden çevre katliamlarına karşı mücadele eden kahramanlara sonsuz saygıyla bir gül de benden olsun” ifadelerine yer verdi.

Kaynak: AJANS BAKIRÇAY
Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@