14.06.2024, 08:24

Bodrum ve Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaç

“Bazı kentler yazarlarla anılır ve hatırlanır: St. Petersburg’un Dostoyevski, Londra’nın Charles Dickens, Ankara’nın Yahya Kemal, İstanbul’un Orhan Pamuk ile anılması ve hatırlanması gibi.

Ancak Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın yani Halikarnas Balıkçısı’nın Bodrum ile anılması, bunun çok ötesinde anlam yüklüdür. Bodrumluların deyişi ile “Bodrum’u Balıkçıya, Balıkçıyı Bodrum’a sor” durumudur.

“Kalebent” (Şimdi kalebent diyoruz; aslı kal’a-bend Arapça-Farsça bileşik sıfat; kaleye bağlanmış, bir kale içinde yaşamaya hüküm giymiş olan) olarak getirildiği ve kıyısına çömeldiği “Arşipel”in sahilinde, olduklarından vazgeçen Cevat Şakir’in, Halikarnas Balıkçısı olarak yeniden doğmasıdır.

Gelir kaleye kapatılacağını sanır, ama kale bir harabedir, oraya kapatılmasına olanak yoktur, Cevat Şakir’e o gece oturacak bir ev bulunur, üç aylığı yirmi beş kuruşa, deniz kıyısında bir ev. Orada birkaç yılı var Cevat Şakir’in. Bodrum’u ve dolaylarını gezer. Yapayalnızdır, tek başına bu yabancı çevrede ne yapabilir? Kahvede memurlar tavla oynamaktadır, kendi çevresinden sayılabilecek bu adamlarla günlerini mi öldürsün? Öyle yapsaydı, bir “kara sürgün” olarak kalır ve cezası bittiği zaman da dönerdi. Ama öyle yapmamış, o toprağı, doğayı düşünmüş, yaşamaya koyulmuş, tüm doğa ile alışveriş kurmuş, ağaç, bitki ne varsa ve ne olabilecekse…

Balıkçılarla, süngercilerle, halkla alışveriş kurar, ilişki kurar. İnsanca, derin ilişkilerdir bunlar, bir baba oluverir Bodrum halkına, bir hekim, bir tarım uzmanı, her alanda kafası çalışan, derde derman bulan bir yol gösterici

O sıralarda ulaşılması güç, küçük, yoksul bir kıyı kasabası olan Bodrum, Cevat Şakir’e yepyeni bir kimlik kazandırdı. Yazılarını, çevirilerini yörenin eski çağdaki adını kullanarak “Halikarnas Balıkçısı” diye imzalamaya başladı Onun, cezası dolduktan sonra da o Bodrum’da yaşamayı sürdürmesi doğaya, sanata, kültüre önemli üç katkı sağlamıştır: Balıkçı, sürgüne gönderildiği yere, buranın insanlarına küskün olmamıştır. Yurt edindiği topraktan burada yaşayanların en iyi biçimde yararlanmaları için canla başla çalışmıştır.

O sürgün getirildiği kentin bahçıvanı, belediye çalışanı, rehberi, öğretmeni, tercümanı, doğan çocuklarının isim babası, ünlü yazarı ve düşünce insanı olurken, Bodrum onun küllerinden yeniden doğmasını sağlayan can suyu olmuştur.

“Eloğlu bahçeyi alır çekirdek vermez. Balıkçı çekirdeği alır bahçe verir.” Sabahattin Eyüboğlu’nun bu iki tümcesi, Halikarnas Balıkçısı’nı bize yeterince tanımlıyor diyebilirim. 83 yıllık ömrüne baktığımızda; yaptıkları, geriye bıraktıkları bunun birer göstergesidir.

Gökova cennetini keşfeden ve yazdığı kitaplarla Mavi Yolculuğu tüm insanlığa tanıtan ve hediye eden de odur. Çocuklarının yüksek tahsil hayatlarının başlamasıyla mecburen sevgili Bodrum’unu terk edeceği gün, “Asıl sürgün hayatım şimdi başlıyor” diyerek ayrıldığı sevgilisinden, Sulu Hasan Tepesinin eteklerine gelindiğinde durup, dönüp yüksekten Bodrum’a bakar ve o büyük deyişini söyler; “Yokuşbaşına geldiğinde Bodrum’u göreceksin, Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin, senden öncekiler de böyleydiler, Akıllarını hep Bodrum’da bırakıp gittiler.”

(Yokuşbaşı, Bodrum’un bir nevi ayrılık çeşmesi. 93 Harbinde Bodrumluların teşkil ettikleri tabur efradını aileleri buraya kadar gelip uğurlamışlar.)

Halikarnas Balıkçısı’nın kendi el yazısı ile İzmirli gazeteci arkadaşı Kazım Yenisey’e yazdığı özgeçmiş. Ekim 1993 sayılı Mavi Bakış dergisinden alınmıştır.

1890 yılında ada Türk iken Girit’te doğdum. Babam Türkiye’nin Atina sefiri oldu. Altı yaşımda oradaki mahalle mektebinde okuma yazma öğrendim. 10 yaşında bir misyoner okulu olan Robert Koleje gönderildim…

Kolejden sonra İngiltere’ye göndermek istiyorlardı. Porstsmouth’daki Bahriye mektebine gitmek istedim. Münasip görmediler. Oxford’a gönderdiler. İsteksiz gittim…

İlk Dünya Savaşında hastaydım. Savaş sonrası asker kaçaklarının kendileri gelip teslim oldukları halde yargılanmadan asıldıklarını yazdım. Ankara İstiklal Mahkemesinde Bodrum’da 3 yıl kalebentliğe mahkûm edildim. Bodrum’a vardığım zaman 34 yaşındaydım…

Orada kaldım, yazdım, çiçek, ağaç ve yemiş ağacı yetiştirdim. Gece rüyamda kendimi savaşan bir general gibi görüyordum. Arkamda, yüz binlerce portakal ve grapafruit ağaçları kökleri üzerine kalkmışlar, ilerliyoruz ve düşmanımız ölüme karşı vitamin ve ışık bombaları, portakalları, grapafruitleri, çiçekleri atıyoruz…

Sonrası Halikarnas Balıkçısı, işte o kadar!

Cevat Şakir – Halikarnas Balıkçısı 353 Hatay Caddesi, İkinci Karantina – İzmir” Cevat Şakir’i 13 Ekim 1973’te İzmir’de Merhaba Apartmanı’nda kemik kanserinden yitirdik… Balıkçı ölmeden önce şöyle demişti; “Ah… Ne acı… Doğa en can alıcı noktada elimi kilitledi. Son söylemek istediklerimi yazamadım… Sanırım ki yolcuyum… Dünyaya bir merhaba deyip gideceğim… Burnuma çiçek kokuları geliyor… Açın, açın pencereleri, son defa görmek istiyorum güneşi, son defa görmek istiyorum özgünlüğünü. Merhaba çocuklar! Merhaba dünya! Merhabaaaa!”

Vasiyeti…

“Bodrum’a gömülmek istiyorum. Bittabi orayı çok severim. Mindos Kapısı tarafında bir yere gömsünler beni, yanımda Hatice’ye de bir yer ayırsınlar. Sakın mermer, beton filan istemem ha. Bir taş bulun, uzunca bir taş, yazısız. Onu dikin mezarımın başına. Falanca oğlu filancaymış da şu tarihte doğup, şu tarihte ölmüşüm. Katiyen yazı istemiyorum, basit bir taş…”

Yukarıda ki satırlar Bodrum Belediyesinin bir kültür hizmeti olarak yayınladığı “Cevat Şakir ‘…Bodrum’un Mavi Merhabası…’ kitabından alıntılardır.

Ben, yazar Cevat Şakir Kabaağaç’ı Halikarnas Balıkçısı olarak yukarıda adı geçen Yokuşbaşında ki sözünün yazılı olduğu levha ile tanıdım. Pek çok defa gittiğim ilki 1969 da başlayan Bodrumda saatler süren yolculuğumda Balıkçının söylediği gibi aklımı bırakıp gittiğim Bodrum’a geldiğimin bir işaretiydi o levha. Son gelişimde ise Cumhuriyet Gazetesi kitap ekinde Öner Yağcı’nın Balıkçı hakkındaki okuduğum bir yazısı beni orada kaldığım müddetçe Halikarnas Balıkçısının Bodrumda ki izini sürmeye sevk etti. Hemen kitaplarını bulup okumalıydım. Kaldığım tesisin kütüphanesinde kitapları yoktu. Çarşıya yöneldim en yakın kitapçıya hayalimde canlandırdığım bir köşe olacaktı orada Balıkçının resmi altında kitapları ve hayat öyküsü. Bırakın bu hayali kitapları dahi yoktu ve görevlinin onu tanıdığından bile şüpheliydim

O zaman adının verildiği Halk Kütüphanesiydi ikinci adresim ve de bu sefer hayalimden emindim ve de girişte Balıkçının fotoğrafları karşıladı beni altında camekân içinde kitaplar heyhat hiçbiri Cevat Şakir’e ait değildi. Dolaştım bulamadım cevabını görevli verdi Muğla kitapları rafında iç odada. Evet kitapları ki iki elin parmakları kadar değildiler, eski basımlar yanında birkaç tane yeni basım. Devlet kütüphanesi Bodrum da sürgüne gönderilen Cevat Şakir’in kitaplarını da daracık bir odaya hapsetmişti. Gerekçe ise koridorda ki rafta olan kitaplar izinsiz alınıyor geri gelmiyordu. Aradığım Mavi Sürgün yoktu “Yaşasın Deniz” i aldım. Okudum ve neden bugüne kadar Halikarnas Balıkçısını okumadığım için sorguladım kendimi…

İzini sürmeye devam etmeliydim Balıkçının hedef bir avm deki iki kitapçıydı birinde buldum kitaplarını ve hayalimi söyledim görevliye sadece güldü.

Evet devam ediyorum izini sürmeye Ve çarşıda arıyorum izini Deniz Müzesinin kapısından dönünce sonradan öğreniyorum ki müzede “Cevat Şakir Kabaağaçlı Koleksiyonu” kısmı var.

Dönüş günü gelince Merhaba demek ve vedalaşmak üzere Anı Evine doğru yola çıkıyorum yolda ki levhaları takip ederek o da ne ikinci levhadan sonra yol çatallaşıyor ve yeni bir levha yok yokuşa sürüyorum aracımı yolda sorduğum kişi bilmiyor! Devam ediyor dört dönüyorum bir genç geride kaldığını söylüyor ve iki genç kız tarif etmiyor işte önündesiniz diyor. Bakıyorum Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’e ait ne bir levha ne bir işaret. Hemen sokak başında ki Saldır Şeyhi Türbesi kadar değer görmeyen bir anı evi… Ve anı defterinde şikâyet ediyorum bu umursamazlığı:

Yukarıda belirttiğim Bodrum Belediyesinin yayınladığı kitapta Cevat Çapan (Akademisyen – yazar – şair – çevirmen) Halikarnas Balıkçısı’nın kızı İsmet Hanım babasının hiçbir zaman bir efsane olmak istemediğini söyledi… Diye yazarken

Kemal Sülker (Gazeteci – yazar) tam tersi bir görüş bildiriyor; Bodrumlular, “palmiyeyi onun çabasıyla tanımış, Bodrum onun ilk taşlarını koyduğu yapıtlarının örgüsü yüzünden bugünkü ilgi odağını elde etmişti. Ama hâlâ Balıkçı’nın evi, Balıkçı’nın mezarı hakkı olan ilgiyi ve anıtlaşmayı bulamadı.

Ben, Kemal Sülker’e katılıyorum Bodrum Halikarnas Balıkçısına yeteri kadar sahip çıkmıyor evi Zeki Müren’in evinin gördüğü ilgiyi, mezarı bir şeyhin türbesinin gördüğü ilgiyi neden görmesin?

Bir daha ki Bodrum buluşmasında M. Şakir Örs (Gazeteci- yazar)ün “Balıkçı’nın dostları Aliko’nun Kahvesi’nde” yazısında ki, kahvenin, evinin ve müzede ki köşesinin izini sürmek üzere dostça Merhaba…

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 10 28
2. Samsunspor 11 25
3. Fenerbahçe 10 23
4. Beşiktaş 10 20
5. Eyüpspor 11 19
6. Sivasspor 11 17
7. Göztepe 10 15
8. Başakşehir 10 15
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 11 14
11. Trabzonspor 10 12
12. Gaziantep FK 10 12
13. Kayserispor 11 12
14. Bodrumspor 11 11
15. Antalyaspor 11 11
16. Alanyaspor 11 10
17. Rizespor 10 10
18. Hatayspor 10 3
19. A.Demirspor 10 2
Takımlar O P
1. Erzurumspor 11 22
2. Kocaelispor 11 22
3. Igdir FK 12 21
4. Bandırmaspor 11 21
5. Ankaragücü 12 19
6. Karagümrük 11 18
7. Boluspor 11 18
8. Esenler Erokspor 12 17
9. Ümraniye 12 17
10. Pendikspor 11 17
11. Ahlatçı Çorum FK 11 16
12. Şanlıurfaspor 11 15
13. Gençlerbirliği 11 15
14. Manisa FK 11 14
15. Keçiörengücü 11 14
16. İstanbulspor 11 13
17. Sakaryaspor 11 13
18. Amed Sportif 11 13
19. Adanaspor 11 6
20. Yeni Malatyaspor 11 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 10 25
2. M.City 10 23
3. Nottingham Forest 10 19
4. Chelsea 10 18
5. Arsenal 10 18
6. Aston Villa 10 18
7. Tottenham 10 16
8. Brighton 10 16
9. Fulham 10 15
10. Bournemouth 10 15
11. Newcastle 10 15
12. Brentford 10 13
13. M. United 10 12
14. West Ham United 10 11
15. Leicester City 10 10
16. Everton 10 9
17. Crystal Palace 10 7
18. Ipswich Town 10 5
19. Southampton 10 4
20. Wolves 10 3
Takımlar O P
1. Barcelona 12 33
2. Real Madrid 11 24
3. Atletico Madrid 12 23
4. Villarreal 11 21
5. Osasuna 12 21
6. Athletic Bilbao 12 19
7. Real Betis 12 19
8. Mallorca 12 18
9. Rayo Vallecano 12 16
10. Celta Vigo 12 16
11. Real Sociedad 12 15
12. Girona 12 15
13. Sevilla 12 15
14. Deportivo Alaves 12 13
15. Las Palmas 13 12
16. Leganes 12 11
17. Getafe 12 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 12 8
20. Valencia 11 7

Gelişmelerden Haberdar Olun

@