13.11.2023, 18:28

Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz!

Başlıktaki söz Başbakan Turgut Özal’a ait. 1'nci körfez savaşı esnasında ABD ye hava sahasının açılmasının Anayasa’ya aykırı olduğu eleştirilerine, “Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz” diyerek gelecekte kendisini örnek alacaklara Anayasayı delmenin yolunu açmıştır.

Ve bu açıktan giderek Anayasa pek çok defa delinmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan gazeteci Can Dündar’ın Mit tırları davasında AYM nin tahliye kararı üzerine “…onu kabul etmek durumunda değilim, bunu çok açık net söyleyeyim ve verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum…” sözleriyle bu yolda yürüyeceğini ifade etmiştir. Ancak AYM nin Anayasanın 101 nci maddesine aykırı olarak Cumhurbaşkanlığına 3ncü kez aday gösterilmesi kararına uymuş ve saygıda göstererek anayasayı bir kez daha delmekle bir şey olmayacağını ama Cumhurbaşkanı olunabileceğini göstermiştir…

İşte bu karar ve sıradanlaşan anlayıştan sonra Anayasa’ya bir darbede Yargıtay tarafından vurulmuştur.

– Anayasa Mahkemesi, Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkûm edildikten sonra milletvekili seçilen avukat Can Atalay için hak ihlali kararı vermiş ve mahkeme oy çokluğuyla Atalay’ın tahliyesine hükmetmişti. Karar uygulanması için 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş ancak mahkeme;

Anayasanın 11 nci maddesi (Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.) ve 153ncü maddesi (Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir… Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.) hükümleri gereği sanığı tahliye etmek yerine Anayasayı ihlal ederek dosyayı Yargıtay’a göndermişti.

Yargıtay ise gönderilen dosyayı Anayasanın yukarıda ki amir hükümleri gereği mahkemeye iade etmek yerine kabul ederek incelemiş ve Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi kararında(1); ‘AYM nin verdiği tahliye talebinin reddine’,

‘Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kararın TBMM’ye gönderilmesine’,

‘Anayasa hükümlerini ihlal ettiği’ gerekçesiyle tahliye yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında Yargıtay başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına’ hükmetti’.

Bu kararla Hukuk Fakültelerinde ders olarak okutulacak, yargının tarafsızlık ve bağımsızlık ilkelerini nasıl yok edildiğinin, hukuk terazisinin nasıl kırıldığının siyasetçinin, iktidarın nasıl emrine girdiğinin, Anayasal kuralların nasıl ihlal edildiğinin gözler önüne serileceği ve Yargıtay’ın bu kararı ile Anayasal bir darbeye teşebbüs olarak değerlendirilecek bir kriz ortaya çıktı.

Yargıtay 3ncü Ceza Dairesinin başkan ve dört üyesinin aldığı 23 sayfalık karar onların deyişiyle ortalama bir hukuk bilgisiyle anlaşılabilecektir. Ancak kararı okuyunca bu kararı verenlerin hukuk bilgilerini ve AYM hakkında kullandıkları değerlendirmeyi yine tarafsız ve bağımsız olan Cumhuriyetin hukukçularına bırakıyorum.

Benim dikkatimi çeken ise kararda hukukla hiç bağdaşmayan ifadelerin ve değerlendirilmelerin bulunması adeta iktidarın yapmak istediği yeni anayasa çabalarına destek olacak bir yaklaşım içinde karar verilmesi. Ki bunu Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını İngiltere ve ABD Anayasaları ile karşılaştırarak göz önüne sermişlerdir.

23 sayfalık kararlarını; Dosyanın içeriğine esas olacak Anayasayı ve AYM nin kuruluş, görev ve yetkilerini inceleyip değerlendirdikten sonra;

‘Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru’,

‘Yasama dokunulmazlığının istisnası olarak Anayasa’nın 14. Maddesinde sayılan durumlar’,

‘Hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü kesinleşmeden milletvekili seçilen ve dairemizin verdiği onama kararı ile hükümlü sıfatını kazanan Şerafettin Can Atalay’ın yeniden yargılanma ve tahliye durumu’ başlıkları ile inceleyen mahkemenin kararına göre;

“…Anayasa Mahkemesinin diğer yargı kolları ile olan ilişkilerinde fonksiyon gaspına neden olmayacak biçimde kendi kendini sınırlama eğilimi içinde olması beklenirken, bazı kararlarında hukuka uygun düşmeyecek şekilde yetkisini açıkça aştığı görülmektedir…”

“…Anayasa Mahkemesi kendisini yüksek mahkemeler üzerinde süper bir temyiz mercii olarak görmemeli, temyiz mahkemeleri olan ve kendisi gibi yüksek mahkeme konumunda bulunan Yargıtay ile Danıştay kararlarını, yeniden yargılama görüntüsü altında dosyanın esasına da girip, bozmak suretiyle kendi görev ve yetkilerine yasal dayanaktan yoksun olarak gereğinden fazla ve yetkisini aşacak şekilde anlam yüklememelidir…”

“…Anayasa Mahkemesinin Yargıtay gibi yüksek bir mahkemenin kararını her türlü hukuka aykırılık sorunu yönünden inceleyebilecek olan bir süper temyiz makamı olmadığı halde, temyiz mahkemesi olan Dairemizin kararını, yeniden yargılama görüntüsü altında dosyanın esasına da girip, adeta bozmak suretiyle kendisine yasal dayanaktan yoksun, gereğinden fazla ve yasal yetkisini aşacak şekilde anlam yüklediği anlaşılmıştır…”

“…kendisinin daha önceden yargısal aktivizm sonucu vermiş olduğu ve kamuoyunda üniversitelere başörtü yasağı olarak bilinen, bizce de kabul görmeyen bir kararını gerekçe göstermesi tarafımızdan dikkat çekici bulunmuş ve bir ironi olarak değerlendirilmiştir…”

“…bu konuyu düzenleyen Anayasa’nın 84/2 maddesi açısından Anayasa Mahkemesi’ne müracaat imkanı tanınmadığı gibi Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda da inceleme yetkisi bulunmamaktadır…”

“…Anayasa Mahkemesi, bugüne kadar hem norm denetimi kararlarında (mesela yürütmeyi durdurma kararı vermesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun doğru uygulanmadığından bahisle iptali vb.) hem de sonradan kendisine tali görev olarak verilen bireysel başvuru kararlarında, anayasal veya yasal bir yetkisi olmamasına rağmen hiçbir organ tarafından denetlenmememin vermiş olduğu rahatlıkla da, içtihat yoluyla anayasal yetkisini sürekli artırmak ve kötüye kullanmak suretiyle kendisinin, daha önceden norm denetimi görevi sırasında sıkça dile getirilen yasama organı üzerinde vesayet organı olduğuna yönelik eleştirilerin, bireysel başvuruya ilişkin yetkinin verilmesi üzerine yüksek mahkemeler dahil tüm yargı üzerinde de ortaya çıkmasına neden olmuştur…” Hatta gelinen noktada Anayasa Mahkemesi, hükümlü Şerafettin Can Atalay’a yönelik vermiş olduğu ihlal kararında, yasal bir dayanağı olmamasına ve doktrinde bile tartışmalı bir konu olmasına rağmen,”

“Anayasa Mahkemesi kararlarının objektif işlevinden” bahsederek, kararı veren Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerini ”ihmal suçunu işlemişlerdir” şeklinde tehdit etme boyutuna kadar işi vardırmıştır. Bugüne kadar birçok terör örgütü veya üyesi tarafından hem sosyal medya hem de yazılı ve görsel basın üzerinden ya da ilk derece yargılamaları veya temyiz incelemesi sırasında gönderilen dilekçelerle sürekli tehdit edilen Dairemiz üyelerinin, bir de Anayasa Mahkemesi tarafından bu şekilde tehdit edilmesi de esef verici ve manidar bulunmuştur…”

“… Ülkemizde Anayasa Mahkemesi sadece yasaları iptal ederek yasama organının alanına müdahale etmemekte; ayrıca, bazen yasa koyucu gibi davranarak Anayasa’ya göre aralarında astlık üstlük ilişkisi bulunmayan yüksek mahkemeler üzerinde de süper temyiz mahkemesi olarak vesayet makamı gibi davranmaktadır…”

“… Yasama, yürütme ve yargı erki sadece bir görev dağılımıdır. Yargının yeri ise, diğer iki erkten farklıdır. Yargı ne zaman aktivist davranış sergilerse, o zaman meşruiyetini yitirecek ve sorgulanmaya başlayacaktır. Yargıdan beklenen, kanunlara, Anayasa’ya ve en önemlisi hukuka uygun kararlar alabilmesidir. Anayasa Mahkemesi, bu şekilde yargısal aktivizim yaparak, “şeklen denetleyemediği Anayasa hükmünü uygulanamaz hale getirme, kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamı tüketilmeden bireysel başvuruları kabul etme, soruşturmalara müdahil olma, kovuşturmaları yapılamaz hale getirme” şeklinde Anayasa’ya aykırı olarak verdiği kararları ile görev ve yetkilerini, Anayasa ve kanunlardan üstün görmek suretiyle bir nevi Anayasa’yı uygulanamaz hale getirerek, kendisinin sorgulanmasına ve meşruiyetinin tartışılmasına yol açmıştır…”

Şimdi bu karar hakkında en basitinden Yargıtay’ın yetkisini aştığını söyleyebiliriz ama yeter mi? Bu sorunun cevabı Türk Ceza Kanunu ilga 146 madde ‘…anayasayı tağyir tebdil ve ilga etmek…” yürürlükte ki 309ncu maddesine göre “…cebir ve şiddet kullanarak anayasayı…” darbe veya darbeye teşebbüsle suçlaması hukukçularımızın takdiridir.

Ama gerçek olandır ki gerek 13ncü Ağır Ceza Mahkemesi, gerekse Yargıtay bu davada kararlarını siyasetin etkisi ve yönlendirmesi ile vermişler, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesine aykırı hareket ederek Anayasayı ihlal etmişlerdir. Bu ihlalin sonucu ne olur bekleyip göreceğiz Anayasa ve hukuk mu yoksa 'Anayasayı bir defa delmekle bir şey olmazlara' yenilerini eklemek mi? Nokta… 

(1) https://artigercek.com/d/file/serafettin-can-atalay-degisik-is.pdf

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@