Ajans Bakırçay
2022-08-27 10:28:34

SAMOS

Muammer Toprakçı

27 Ağustos 2022, 10:28

Samos'a gidiyoruz.
Türkiye'ye en yakın Yunan adası:
1500 metre...
(Bu yaşımda ben bile 1500 metreyi 50 dakikada yüzebiliyorum.)

Yok, yüzerek değil!..
Teknedeyiz.
Mırıldanıyorum:
"Dünya dönüyor dönüyor..."
(Ajda mı söylüyordu?)

Niçin?

Samos'lu (Sisam) Aristarkhos, 2500 yıl önce ilk kez: "Dünya dönüyor"diyen bilge...

Tabii bir de, yine Samos'lu Pisagor
(Pythagoras) var.

O ne diyor?

"Küre şeklindeki dünya yalnız kendi etrafında dönmekle kalmıyor, bir merkezin çevresinde de dönüyor."

Daha da ilginci,
Pythagoras'a göre: "Hızlı gidenler ses çıkarırlar. Bu yüzden de yıldızların sesi vardır..."

Göklerin müziği...

Müzik notalarını rakamlarla ifade eden de o, 'kosmos' yani evren sözcüğünü ilk kullanan da o...
Hem de, M.Ö 600'lerde...

Ne gam!..

2500 yıl sonra bugün, bizim de fetvacılarımız var!..

Epikuros (Epikür) ne diyor?
"Herşey atomdan meydana gelir..."
Yine en ünlü sözlerinden birisi:
"Ölümden korkmak anlamsız. Çünkü yaşadığımız sürece ölüm yok... Ölüm geldiğinde de artık biz yokuz..."
Yani, üzüntüyü bırak yaşamaya bak!..

O da Samos'lu...

Tabii bir de,
yine 2500 yıl önce, kahramanları hayvanlar olan ve sonu okura öğüt verici mesajla biten,fabl türünde masallar yazan Ezop (Aisopos) var. Hemen aynı masalları 1100 yıl sonra yazan La Fontaine'yi hemen herkes bilirken,
Ezop'un hakkı yenmiş gibi gelir bana...

Ezop'da Samos'da yaşamış...

Bu bilgelerin adasına gidiyoruz...

Tekne yanaşırken,
mitolojiye göre canavarların çıkardıkları sesler için pür dikkat kulak kesiliyorum ama duyduğum yalnızca dalgaların hışırtısı...

Mitoloji demişken,
Evlilik ve Ailenin Koruyucu Tanrıçası Hera'da Samos'lu.
Zeus'la da Samos'da evleniyorlar.
Zamanının en büyük Hera tapınağı Samos'da...
Bu yüzden bugün bile, evlenmek için Samos'a gelen çiftler var...
(Çapkın Zeus'un eşi Hera'yı defalarca aldattığı bilindiği halde!...)

Mitoloji bir yana,
Samos'a adını veren, "dağlık yer" sözünü doğrularcasına karşıda yükselen dağları görüyorum...

Vathi'deki Pythagoras Meydanı'nda, Aslan heykeline bakarak çayımı yudumlarken de; adının verildiği doğduğu kent Pythagoria'da, limanda ki Ariston Bar'da,
balıkçı teknelerinin arasından karşımdaki Pisagor heykeline bakarak, muscat
(misket) üzümlerinden yapılmış şarabımı yudumlarken de,
Pisagor'u ve onun şahsında Samos'lu diğer bilgeleri selamlıyorum...

Pisagor'u bilmeyeniniz yoktur.
İlkokulda mı yoksa ortaokulda mı öğrendik?
"Bir dik üçgenin iki kenarının karelerinin toplamı hipotenüsün karesine eşittir..."

Pisagor teorisi...

Okul demişken,
öğrencileriyle biraraya geldiği yere ilk kez 'okul' diyende;
döneminin tiranı Polykrates'in dikta yönetimine karşı çıktığı için, uzun süre Kerkis dağında bir mağarada saklanmak ve ardından Samos'dan ayrılarak sürgünde yaşamak zorunda kalan da Pisagor...

Gelin yazıyı bana keyif veren bir gözlemle bitirelim:

Bir restaurantta buzuki eşliğinde yemek yerken, önce bir Yunanlı kadın dans etmeye başladı,
ardından bir Türk kadın ona katıldı.
Birlikte dans ettiler,
halay çektiler...
Arada konuşuyorlar.
Baktım, Yunanlı hep yunanca, Türk de hep türkçe konuşuyor.
Arada ortak anlaşabilecekleri bir ara dil de yok ama gülüp, şakalaşacak sohbeti koyulaştırdılar.

Sonunda birbirlerine armağanlar verip,
sarılarak içtenlikle kucaklaştılar.
Duramadım, Türk arkadaşa, bu kadar uzun süre nasıl konuşup anlaşabildiklerini sordum.
Elini kalbine götürdü ve beni çok duygulandıran,
derinden etkileyen yanıtı verdi:

"Gönül diliyle..."

Bir kez daha anladım ki deniz iki yakadaki insanları ayırmaz birleştirir...

Yassu vre Samos...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.