Ajans Bakırçay
2024-02-10 12:37:41

ROTA

Muammer Toprakçı

10 Şubat 2024, 12:37

Teokrasi…
Nedir?
Devlet işlerinin dini temellere dayandırılması…
Dine dayalı yönetim biçimi…

Şeriat…
Din kurallarının toplum,
siyaset, ekonomi, eğitim vb. yaşamın tüm alanlarında herkesin uyması zorunlu kurallar olarak dayatılması…

Ne dedi AKP Başkanı ve Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan?

"İslamın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık esasında dinin bizzatihi kendisine husumettir…"

Farklı şeriatları olan aynı dinin farklı mezheplerinin,
geçmişten günümüze süren mücadele ve savaşları ile 'hangi şeriat?' sorusu bir yana, konunun önemi devletin din kurallarıyla yönetilmesi…

"Kimse devletin sosyal,
ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne surettte olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz…"

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 2. maddesi…

"kısmen de olsa…."
"her ne surette olursa olsun…"

Daha birkaç gün önce ne dedi Anayasa Mahkemesi Başkanı sayın Arslan:

"AYM’nin kararından sonra görüş farklılıklarının bulunduğu gerekçesiyle, AYM kararlarına uyulmamasının hiçbir yasal zemini ve temeli yoktur. Beğenmeyip katılmayabiliriz ama uygulanması bir anayasal zorunluluktur…"

Haklı mı?

"Anayasa mahkemesi kararları Resmi gazetede hemen yayımlanır ve yasama,
yürütme ve yargı organlarını,
idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar…"
(Anayasa Madde 153)
Yani?

Yetki ve makamı ne olursa olsun, karara katılsın ya da katılmasın, saygı duysun ya da duymasın Anayasa Mahkemesi kararları herkesi
bağlarmış…

Uyuluyor ve bağlıyor mu?..

Faiz artımı ile ilgili ne demişti sayın Cumhurbaşkanı?

"Şunu bilmemiz lazım, bu konuda Nas ortada. Nas ortada olduğuna göre sana bana ne oluyor?.."

Nedir Nas?
İslam fıkhında açık ve sarih hüküm…

Devlet yönetimi dini bir referansa dayandırılabilir mi?

Dayandırılabilir elbet…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine El Fatiha okunursa…
Anayasa varlığını yitirirse…

Ama onun adı artık demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olmaz.
Demokrasi olmaz.
Teos(Tanrı), Kratos(Güç,
İktidar) yani Teokrasi olur…

Bu doğrultuda atılan son adımlardan birisi de,dini tarikat ve cemaatlerle protokoller imzalayan Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayımladığı '2024-2028 Stratejik Planı' oldu.
Bu planın misyon ve vizyonuna göre nedir temel değerlerin önde geleni?
Din, ahlak ve değerlere bağlılık…
İmamlar, vaizler, kuran kursu hocaları, din görevlileri sınıflara…

Oysa olan ve olacak olanlar sır değildi…

Daha ne densin…

"Demokrasi bizim için amaç değil araçtır. Demokrasi bizim için amaca giden bir tramvaydır, zamanı gelince ineriz…" dendi…

"Dininin ve kininin davacısı bir gençlik…" dendi…

Acı olan şu ki, amaç bu kadar açık belirtilmesine karşın kendisini solda konumlayan bir kesim "yetmez ama evet!"
diyerek bu adımların atılmasına yardımcı oldu!..

Oysa komşumuz İran’da olanlar hafızalardaydı.
Humeyni rejiminin kurulmasına İran solu ve Tudeh (İran Komünist Partisi) destek vermiş, ilk katledilenler de onlar olmuştu:

"Humeyni 'demokrasi gelecek, kimse fikirleri ve siyasi görüşleri yüzünden tutuklanmayacak,
hapishaneler kapatılacak,
kadınlara eşit haklar tanınacak, giyim serbest olacak' dedi. Biz solcular ise ılımlılardan daha büyük yanlışlar yaptık…"
(Bahman Nirumand-Soluyor Çiçekler)

Peki, tüm bu olanlar gözümüzün önündeyken şimdi ders alıyor muyuz?

Çok geç olmadan diyeceğim…

Diyeceğim de!..

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.