Birinci Dünya Savaşı.Yenilgi.
Esaret Antlaşması, Sevr.
Silahların ellerinden alınarak ordunun dağıtılması, işgal...
"Her şey bitti!"
duygusu...
Gereken?
Ulusun kendi gücüne güvenmesi.
19 Mayıs 1919.
Bir çıkış noktası.
Bir yol başlangıcı.
Bir doğuşun şafağı.
Ulusal kurtuluşa,
ulusal kuruluşa atılan adım...
Ne diyordu Dağlarca?
"Uluslar büyük evlatlarıyla nefes alırlar..."
Ve ulusun bağrından çıkan büyük evlat:
Mustafa Kemal...
Samsun'dan atılan adım...
İzmir'e inmemizin mutluluğu, sabahında körfezde teknelerin yapacağı 19 Mayıs kortej şölenine katılma heyecanıyla sarmalanıyor...
Gösteri hava koşulları nedeniyle iptal edilince, can kardeş Muttalip kaptan ve eşi, "haydi bir dostun mekanına kahvaltıya gidiyoruz" diyerek,
Nuran ve beni Urla'da 'Zeytinli Köşk'e götürüyorlar.
İyi ki de götürmüşler...
Yaptıklarıyla beni etkileyen, iz bırakan,
kahramanlarım olan,
çok değerli insanlar tanıdım...
Gelibolu Alçıtepe köyünde, bakkal dükkanının arkasını müzeye dönüştüren Salim Amca gibi...
Kazdağlarının eteğindeki Alevi köyü Tahtakuşlar'da, evini bir etnografya müzesine dönüştüren meslektaşım, dostum Alibey Kudar öğretmen gibi...
Ürgüp'de sandıklı kütüphaneci, değerli ağabey Mustafa Güzelgöz gibi...
Niceleri...
'Zeytinli Köşk'ün girişinde bizi karşılayan Turgut Kahraman'ın da o kahramanlarımdan biri olacağını o an bilmiyordum.
Girişte sağda,
döndükçe Nazım Hikmet'in farklı resimlerini gördüğümüz dev bir küre, solumuzda dönerek zeybek oynayan yine dev boyutlu bir Atatürk heykeli farklı bir mekana geldiğimizi kanıtlıyordu.
Yalnız onlar mı?
Atatürk'ün farklı boyutlardaki heykel ve resimleri...
Seyit Onbaşı'dan Şerife Bacı'ya, Halide Edip'den Satı Kadın'a, Nezahat Onbaşı'dan Kubilay'a...
Köroğlu'ndan Tabduk Emre'ye, Yunus Emre'den Şeyh Bedrettin'e...
Deniz, Hüseyin ve Yusuf'un, üç fidanın birlikte ve tek tek resimlerine...
Taylan Özgür'den Sinan Cemgil'e, Erdal Eren'den Mahir Çayan'a...
Aşık Veysel'den Neşet Ertaç'a, Mahzuni Şerif'ten Kazım Koyuncu'ya...
Halikarnas Balıkçısı'ndan Sebahattin Ali'ye,
Yaşar Kemal'den Aziz Nesin'e, Can Yücel'den Fakir Baykurt'a...
Yılmaz Güney'den Tarık Akan'a, Tuncer Kurtis'ten Münir Özkul'a...
Türkan Saylan'dan Yıldız Kenter'e...
Yeşilçam'ın unutulmazlarına...
Dario Moreno'dan Zeki Müren'e, Neyzen Tevfik'ten Kazım Koyuncu'ya...
Bu toprakların yetiştirdiği nice değerli insanın,
genellikle demir üzerine farklı tekniklerle yapılmış farklı boyutlarda resimleri...
Yalnız bizim değerlerimiz mi?..
Arşimet'den Einstein'e, Leonardo Da Vinci'den Michelangelo'ya...
Gandhi'den Fidel Castro'ya, Che'den Ho Chi Minh'e...
Martin Luther King'den Muhammet Ali'ye...
Laurel Hardy'den Charlie Chaplin'e...
İyiden, güzelden, insan haklarından, barışdan, eşitlikten, özgürlükten, emekten ... yana nice uluslararası değerlerimizin resimleri...
Nasrettin Hoca'mızın dev heykeli'nden,
Karagöz Hacivat'tan Avanak Avni'ye...
Dev bir kürede dönen Kurtuluş Savaşı'mızın kadınlarına...
Altında, Nazım Hikmet'in "Kurtuluş Savaşı Destanı"ndan dizelerin yer aldığı,
Çanakkale'nin çocuk askerlerinin resimleriyle dönen küreye...
Açık ve kapalı alanlarıyla, on dönümlük bir galerinin yaratıcısı Turgut Kahraman dost, tüm bu çalışmaların kendi alınteri göznuru olduğunu, doğal bir şeymişcesine alçakgönüllülükle anlatıyor...
Geziyoruz...
Kapalı bir atölyede,
boyalarla, killerle
haşır neşir çocuklara seramik yapmayı öğretiyorlar...
Az ilerde, resimlerin yapıldığı atölyede henüz sergilenmemiş dev boyutlu, üç parçadan oluşmuş,
Sarıkamış tablosu bitmeyi bekliyor...
Sanatçı bir kızımız üretmeye devam ediyor. Adı da çalışmaları gibi güzel:Asya...
Turgut dost,büyük boyutlu bir çalışmasının Kırşehir girişine yerleştirildiğini söylüyor.
Mekanın, ulusal ve uluslararası etkinliklere ev sahipliği yaptığını anlatıyor...
Tüple dalıp deniz altında yaptığı Atatürk resmi bu etkinliklerin bir parçası...
Bu keyfi birlikte yaşadığımız ve Seferihisar'da güzel etkinliklere imza atan sevgili Yavuz ve Müzeyyen öğretmenlere,
tanımakla mutlu olduğum Turgut Kahraman ve sevgili eşi Ola'ya içtenlikle sarılıp kucaklaşıyoruz.
Dönüşte, Muttalip kaptan direksiyonu,
sağa Seferihisar'a doğru kırınca,
'hayrola?' diye soruyorum.
'Son bir sürpriz'diyor.
Turgut Kahraman dostun, açılışı 6 Mayıs'da yapılarak Güzelbahçe girişine yerleştirilen, çok büyük boyutlu, "Üç Fidan" panosunun altında fotoğrafımızı çekiyor...
19 Mayıs 2022 unutulmazlarımız arasında yerini alıyor.
Ülkemizde,
özsularımızı aldığımız topraklarda, İzmir'de olmak daha ilk günden böyle bir keyifle başlıyor.
Teşekkürler Turgut Kahraman...