Ajans Bakırçay
2021-04-17 10:57:47

Hedef Güneşe Varmak Değil, Güneş Olmak..

Muammer Toprakçı

17 Nisan 2021, 10:57

"HEDEF GÜNEŞE VARMAK DEĞİL GÜNEŞ OLMAK"
(H.Ali Yücel)

***
17 Nisan 1940. TBMM.

Oylamaya katılan milletvekillerinin oybirliği ile Köy Enstitüleri'nin kurulması kanunlaşır.

Ama aralarında Adnan Menderes ve Celal Bayar'ın da bulunduğu 148 milletvekili oylamaya katılmazlar.

Nedir kanundaki kuruluş amacı?

Köy öğretmeni ve köye yarayan diğer meslek erbabını yetiştirmek...

Ankara köylerini gezerken,
C.Atuf Kansu'ya:

"Osmanlı kendi ülküsünü ve dünya görüşünü medrese ile yaymıştı. Biz Cumhuriyet ülküsünü yaymak için ne yaptık? Cumhuriyetin bir eğitim karakolu var mı köyde?.. Bir karakol var ama jandarma karakolu..." diyen ve H.Ali Yücel'le birlikte Köy Enstitüleri'nin mimarlarından olan İ.Hakkı Tonguç'a göre ise amaç:

Köylüyü kendi kaderini değiştirebilecek bilince kavuşturmak...

Sonuç?
Köy Enstitüleri'nin Köy Enstitüsü olduğu 1940-1946 arasında:

-Köy Enstitüleri, 15 bin dönüm araziyi tarıma açıyorlar.
-1 milyon dolayında fidan dikiyorlar.
-1200 dönüm bağ oluşturuyorlar.
-150 büyük inşaat, 60 işlek, 210 öğretmen evi, 20 uygulama okulu, 36 ambar, 48 ahır ve samanlık, 12 elektrik santralı, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 3 balıkhane, 100 km.yol ve kilometrelerce su kanalı yapıyorlar...

Eğitim mi?
Ezber yerine,
düşünme, yorumlama,eleştiri ve yaratma...

Öğretmen ve öğrencinin eğitim sürecine, yönetime birlikte katılımı...

"İşitirsem unuturum,
Görürsem anımsarım,
Yaparsam öğrenirim."
deyişinin yaşama geçirilmesi...

Türkiye'nin gereksinmeleri sonucu ortaya çıkmış,
bize özgü bir eğitim kurumu...
Ülkenin üzerinde esen aydınlanma rüzgarı...

Kısa sürede,
Türkiye'nin dört bir yanında açılan 21 Köy Enstitüsü'nden mezun olan, 17 binden fazla öğretmen, 10 bine yakın sağlıkçı kız ve oğullarımızın ülkenin dört bir yanına ışığı taşımaları...

Aralarından çıkan şair ve yazarlarımız...

Sonuçta süreç çok kısa da olsa köy enstitüleri, toplumsal kalkınmanın en önemli kaldıraçlarından oldular...

Sonra?
2. Dünya Savaşı ardından Türkiye'nin makas değiştirmesi...
Rotanın ABD'ye çevrilmesi ve ABD'nin bölgedeki ileri karakolu olma görevini üstlenmesi...

Buna paralel CHP'deki değişim...
Devrimlerden uzaklaşma...

İki gün sonra Başbakan olacak Recep Peker'in, 5 Ağustos 1946'da hükümet proğramını okurken:
"Köy Enstitülerini milli hale(!) getireceğiz..."
demesi ...

H.Ali Yücel ile İ.Hakkı Tonguç'un görevlerinden alınmalarının Köy Enstitüleri için sonun başlangıcı olması...

CHP'nin yeni Milli Eğitim Bakanı R.Şemsettin Sirer'in,
Köy Enstitüsü sistemini değiştirmesi.

Nedir son verilen uygulamalar?
-İş eğitimi...
-Eleştiri, özeleştiri...
-Öğrencilere okuma bilinci ve sevgisinin kazandırılması, okul yönetimine katılmaları.
-Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nün kapatılması...

Nihayetinde,1950'de iktidara gelen DP'nin,
CHP'nin başlattığı sürece son noktayı koyması...

Önce estitülerdeki karma eğitime son vermesi...

Dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri'nin 26 Aralık 1952'de TBMM'de yaptığı konuşmada:
"Köy Enstitüleri'nde,
gelenek ve göreneklerimize aykırı her türlü hareketler mazur görülmüş hatta teşvik edilmiştir...
Komünist Partisi'nin manifestosunun teksir edilerek öğrencilere dağıtıldığı da tespit edilmiştir..."
konuşmasıyla düğmeye basılması...

Şuçlamalar size yabancı geliyor mu?

Derslerde dinsizlik ,
ahlaksızlık ve komünizm
propogandası yapılmış...
Köylüler parasız çalıştırılarak acımasızca istismar edilmiş...
Dinsiz, inançsız insan yetiştirilmesi amaçlanmış..
Kız-erkek birlikte eğitim görmeleriyle ahlak ayaklar altına alınmış...
Orak çekiçli bayraklar çizilmiş...

Öğretmenler derslerde öğrencilere:
"Aile kutsiyeti bir saçmadan başka birşey değildir. Tabiat senin karın-benim karım diye bir ayrım yapmamıştır. Bu insan egoizminin ortaya çıkardığı bir şeydir. Bunları bizler ortadan kaldıracağız."
diye konuşmalar yapmışlar...

(S.Çoraklı-Fesat Yuvaları Köy Enstitüleri ve H.A.Yücel-
25.2.2020-Habererk)

27 Ocak 1954'de de son noktayı koyup Köy Enstitülerini kapattılar.

İzmir'de yüzmeyi öğrendiğim çayın yanındaki Kızılçullu Köy Enstitüsü, 1952'de girdikleri NATO'nun Müttefik Kara Kuvvetleri Genel Kararğahı oldu...

Kızılçullu'nun bırakın Köy Enstitüsü'nü, adı bile kalmasın dediler...
Şirinyer oldu...

Kapatarak ne "şirin" bir iş yaptıklarını,
Türkiye'nin ne "şirin" bir hale dönüştürüldüğünü yaşayarak görüyoruz!.

Oysa UNESCO, gelişen ülkelere Köy Enstitülerini model eğitim kurumları olarak önermişti...

Yıllar önce eşim Nuran ve ben Hindistan'da,
Türkiye'deki Köy Enstitüleri örnek alınarak kurulan böylesi bir okula davet edilerek, öğretmen ve öğrencilerle birlikte iki hafta geçirmiş ve bu kurumların yaratıcısı bir ülkenin öğretmenleri olarak onurlandırılmıştık...

Bu 17 Nisan'da da her yıl olduğu gibi Köy Enstitülerimizi bir kez daha selamlıyorum...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.