Ajans Bakırçay
2022-02-25 10:54:21

A-5 DEN 7

Hasan Zeki Sungur

25 Şubat 2022, 10:54

RUS RULETİ

2014 yılında Ukrayna’nın Donbas Bölgesi’ndeki Rus ayrılıkçılarla Ukrayna silahlı kuvvetleri arasında ki savaş ve sonunda ortaya çıkan iki özerk kent yönetimi Donetsk ve Lugansk Cumhuriyetlerinin Rusya’dan destek istemeleri ve Rusya’nın da bu iki Cumhuriyeti tanıması ile çok bilinmeyenli bir savaş başlamış oldu.

Rusya 8 yıl bekleyerek savaş şartlarının oluşmasını ve Ukrayna’yı dize getirmenin ve NATO ya hodri meydan demenin yollarını Rus Ruleti (Tabancaya tek bir kurşun yerleştirilir ve kurşunun yeri belli olmayacak şekilde top çevrilir. Oyuncular sırayla tabancayı şakaklarına dayarlar ve tetiği çekmek suretiyle şanslarını denerler) ile sabırla bekledi. Tabancayı AB ve NATO’nun önde gelen ülkelerinin eline zaman zaman verdi, ama tabancada kurşun yoktu ve oyunu istediği gibi yönetti. AB ve NATO tabancanın kimin elinde patlayacağını beklerken Rusya savaştan sonra imzalanan Minsk Anlaşmalarını tanımadığını açıklayarak tabancayı değil çok namlulu roketlerini ve füzelerini ateşledi. Savaşın birinci günü dolarken Belarus’tan Ukrayna’ya giren Rus kuvvetlerinin nereye kadar ilerleyeceği, nerede duracağı ve savaşın sonu hakkında bu günden fikir yürütmek mümkün değil. Ama bir gerçek var ki o da “Filler Tepişir Çimenler Ezilir/ Atlar tepişir, arada eşekler ezilir” deyimlerinin bu savaşın sonunda gerçek olacağıdır.

Türkiye bu savaşın neresindedir?

-Öncelikle Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in “Rusya’nın Ukrayna’nın doğusunda bağımsızlıklarını tanıdığı Donetsk ve Lugansk cumhuriyetlerinin Türkiye tarafından da tanınması gerektiği” anlayışının yanında olmamalıdır.

-Montrö antlaşmasının ilgili maddelerinin uygulanması TBMM de siyasi partilerin ortak çalışması ile gözden geçirilmeli ve karar verilmelidir.

-İktidarın Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ve diğer siyasi alanlarda ki yanlış uygulamalarından ders çıkararak uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak tarafsız kalacak adımlar atmalı ve NATO nun kuvvet kullanımı isteğine çevre ülkesi olması dolayısıyla Montrö anlaşmalarının uygulaması haricinde destek vermemelidir…

-Askeri belanın uzağında durmanın yanında ekonomik olarak da var olan krizi derinleştirmeden ve kendi icatları olan “Türkiye Ekonomi Modeli” ile etkin önlemleri almalı ve vatandaşa her türlü açıklamayı dürüstçe yapmalıdırlar.

-Bunun içinde her ne kadar tarihten ders almayı ve okumayı sevmeseler de 2nci dünya savaşına girmeyen Türkiye’yi, ABD Başkanı Lyndon B. Johnson tarafından Başbakan İsmet İnönü’ye 5 Haziran 1964 tarihinde gönderilen, Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek amacıyla yazılmış mektuptan sonra yaşanan süreci incelemelidirler…

Ve de o Ukrayna semalarında uçuşan füzeler bizim üzerimizde uçsaydı hangi sistemle hava savunmamızı yapacaktık sorusunun cevabını vermenin zamanı gelmiş ve geçmiştir. Bu kriz biter bitmez bu konu gündeme getirilmeli ve çözüm milli güçlerde aranmalıdır…

KIZILDERİLİ ÖĞRETİSİ

Gazeteci, yazar Öcal Uluç’un Gözlem gazetesindeki köşesinden alıntı…

Bir açık hava görseli olabilir

Ben de sizlere, “Kuzenlerimizin ‘aydınlık düşünce sisteminden’ bir başka buket” sunuyorum… Bin beş yüz yıl öncesinden alacağımız çok dersler var…

Kızılderili öğretisi diyor ki:

“Bir atın susuzluğunu giderdiği yerden su iç;

At hiçbir zaman kötü su içmez.

Kedinin yattığı yerde uyu,

Kurtlu elmayı ye.

Sivrisineklerin yerleştiği mantarları korkusuzca topla.

Köstebeklerin kazdığı yere ağaç dik.

Yılanın ısınmak için durduğu yere ev yap.

Sıcak günlerde kuşların yuva yaptığı yere kuyu kaz.

Horozlarla beraber uyu ve uyan ki tüm gün için en sarı mısırlara ulaşabilesin.

Daha çok yeşillik ye ki, bir hayvandaki gibi güçlü bacaklara ve dayanıklı bir kalbe sahip olabilesin.

Daha çok yüzmeye git ki, dünyada kendini bir balığın kendini denizde hissettiği gibi hissedebilesin.

Daha sık gökyüzüne bak, daha az ayaklara…

Böylece düşüncelerin daha net ve hafif olacaktır.

Konuşmak yerine, daha çok sessiz kal;

Böylelikle ruhun sakinliğe ve huzura erebilecek.”

YÜZDE 7 VE 7 KAT ARTIŞ

Avukat, Hukukçu. Ak Parti Grup Başkan vekil Muhammet Emin Akbaşoğlu bir televizyon programında sarf ettiği şu sözler ekonominin neden bu durumda olduğunun göstergesi. “Fransa’da 150 euroya yapılan alışveriş, yüzde 7’lere varan enflasyon sebebiyle artık 750 euro yüzde 7 yani 7 kat”

150'nin yüzde 7'sini 7 kat düşünen, sonucu da yanlış hesaplayan bu akıl partide Grup Başkan Vekili. O zaman sormazlar mı adama Türkiye’de enflasyon yüzde 36, senin mantığınla 100 liraya yapılan alışveriş 36 kat artışla 3600 TL'ye mi yapılıyor. Bu arada şu maaş artışlarında ki enflasyon farkını da bu mantıkla hesaplayıp ödenmesine vesile olsa nasıl olur acaba…

SAĞ OLASIN VAR…

Beş penaltı kararı olan bir maçın sonucu Göztepe 2 Galatasaray 3. Maçtan önce gönlümden geçen maçın berabere bitmesiydi maçı seyrederken de aynı düşüncedeydim maçtan sonra da. Bir penaltının penaltı olmadığını düşünüyorum diğerleri için kararı veren VAR dı. Hakem mi sisteme uydu kararları verdi.

Maçtan sonra okuduğum bazı spor yorumcuları 70'nci dakikada oyuna giren GS'ın eski oyuncusu, yeni transferi 36 yaşında ki Gomis’in oyunun gidişini değiştirdiğini yazmışlar. Maça girdiği andan itibaren Gomis’i takip ettim 15'e yakın topla buluşmasında etkin bir hücum gücü olamadı girdiği ikili mücadelelerin çoğunu kaybetti eğer o iki penaltı olmasaydı GS'ın galip gelme şansıda yoktu. Atamayana atarlar, hele o beğenmediğim Gomis iki penaltıyı atıp maçı çeviriyorsa şans her zaman bizden yana olur mu derim…

SOBA BORULARI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sormuş “S-400’lerin niye alındığını bilmiyorum, kime karşı kullanacağımız da açıklanmadı.” Anlaşılan genel başkana bu konuda bilgi verilmemiş. O zaman açıklayalım. Bu S-400 Hava ve Füze Savunma Sistemi 2015 yılında Suriye iç savaşı esnasında Türk hava sahasını ihlal eden Rus SU-24 uçağının Türk savaş uçağınca düşürülmesinin bedeli olarak Rusya tarafından Türkiye’ye satılmıştır. Şu aşamada Rus füzelerine sahip olan ve bize hasım ülkelere karşı kullanılması mümkün değildir. Tek kullanım yeri Nato silahlarıdır o da Yunanistan dır. Kısaca bu sistem şu anda bir soba borusundan farksızdır ve devletin başının da dediği gibi nerede durması gerekirse oradadır.

Yani depoda…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.