Ajans Bakırçay
2023-12-06 10:43:37

Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış

Hasan Zeki Sungur

06 Aralık 2023, 10:43

Atalarımızdan bizlere miras kalan bir deyimdir “zenginin malı züğürdün çenesini yorar.”

Son günlerde bu deyimi doğrularcasına haberlerle yatıp kalkıyoruz medyada. Tabii medyada yayılanlar sonrasında her yerde konuşuluyor ve çene yarıştırılıyor bu hiç birimizin derdine derman olmayacak konular hakkında.

Tahmin etmişsinizdir neler olduğunu. Adına sosyal medya fenomeni denilen modern “Sülün Osmanlar.” Aylarca televizyon kanallarında salım salım sallanıyorlar, ekranların baş tacı oluyorlar, güzellikleriyle, yedikleri içtikleriyle, lüks yaşamlarıyla, atları, arabalarıyla, har vurup harman savurdukları paralarıyla. Bir başka grup milyonlarca lira kazanmışlar edindikleri meslekten futbol veya bir başkası öyle veya böyle ter akıtmışlar sonra yetmemiş kaptırmışlar kendilerinden daha iyi bir oyuncuya. Doymayan ve doyurulamayan daha daha çok para hırsı ile kaybettikleri milyon dolarlar karşısında hayatları devam ediyor medyada bir numaralar.

Bir piyasa kurulmuş alan memnun, satan memnun ta ki balon patlayıncaya kadar. Patlıyor da ne oluyor yarın yenileri çıkıyor ve rol model oluyor. “Banker Kastelli, Selçuk Parsadan, Fadıl Akgündüz, Çiftlik Bank Tosuncuk Mehmet Aydın, Thodex Fatih Özer” ders alınsaydı tekerrür eder miydi saadet zinciri?

Medya memnun, patron memnun körüklüyorlar bu olayları, sanki arkası yarın tadında bir program ve bu programın seyircileri de haber programında kendisine çarşı da pazar da ekonomiyi domates, biberle sorgulatanlar. Sabah programın da aile içi problemlerini sorgulatanlar. Onlar da memnun bu haberlerden pek çok şeyi görmüyor, anlamıyor, takip etmiyor onların dedikodusu yapılırken hayalleri de kuruluyor yeni bir fenomen olmanın.

Devlet nereden geliyor bu değirmenin suyu diye sormuyor. Sonra bir yer de lastik patlıyor ve akıllarına geliyor “nereden buldun bu paraları, nasıl edindin bu lüks yaşamı.”

Ve bu kısır döngüyü paylaşanların hiç aklına gelmiyor o yemek programlarını bir günde o şikâyetçi olanların evinde yapmak, o dolmayan fileyle, o asgari, ücretle ana, baba ve çocuğun yediği, içtiğini evin mutfağından sunmak. Kahvesini altın tozuyla içene ekran sonuna kadar açık ama bu programı seyreden kahvenin suyuna talim eden sadece bir figür.

Sosyologlar incelediler mi bu konuyu ne derler bu çürümüşlüğe bu kokuşmuşluğa, sebebini ve çözümünü söylerler mi? Yoksa görünen köy kılavuz istemez deyip üzümü ye bağını sorma, düzene bak, her koyun kendi bacağından asılır mı derler? Yoksa “Biri yer, biri bakar; kıyamet, bundan kopar” deyip o günü mü beklemeyi salık verirler?

Benim kalemime vurdu, siz ne dersiniz?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.