Ajans Bakırçay
2020-12-04 16:12:34

Yağışlar

Aysel Korkut

04 Aralık 2020, 16:12

Meteor yağmuru olsa seve seve izlerdik.

“Bak, bak! Aaaa, aman sen de! Göremedin işte! Bıraksana şu telefonu elinden. Güneye bak, güneye…” falan feşman diye diye.

Her kayan yıldızla (meteorla) birlikte hazırda bekletilen dilekleri tutardık içimizden. Kimseye söylemezdik dileğimizi. Tılsımı bozulmasın diye. Soran olursa gülüverirdik.

Yağmur olsa seve seve ıslanırdık. Şemsiyesiz çıkar yürürdük, o sokak senin, bu sokak benim. Hele de yanımızda bir sevgili can varsa değemezdi kimse keyfimize. Romantizmin dibine vururduk kendimizi. Şarkı söyleye söyleye yürürdük, usul usul: “Yağmurun sesine bak.” Sonra belki “Yağmur yağdı kaç, kaç kaç.” düşerdi aklımıza birdenbire. Söyler söyler dans ederdik sokak ortasında. “Şemsiyeni aç, aç aç.” diye zıplamaya kalkışınca içimize kaç Nurhan Damcıoğlu kaçmış olduğunu merak eder, kendimize gülerdik.

Kar yağsa pul pul, beyaz beyaz? Gökyüzü beyaz olsa, yeryüzü beyaz? Çocuklaşırdık. Kardan adam, kardan kadın yapmaya davranırdık hemen. Birileri gelip yıkana kadar (mutlaka yıkar birileri) kalabilecek kar kişileri yapmaya. İçimizdeki heykeltıraşı konuştururduk. Yetenekli bir heykeltıraş ise içimizdeki, kardan kişilerin en güzellerini dikerdik. Çocuklarla kartopu oynar, bin yıl öncesine gidiverip yokuşlarda kızak bile kayardık. Yanaklar, burunlar kırmızı, gözler neşeli, yürekler mutlu. Kahkahalar her yanda.

Dolu yağsa? Ceviz iriliğinde dolu? En yakın çatı altına girer, kendimizi dolu darbelerinden korumaya çalışırdık, ki aramızdan mutlaka, hemen kamera kaydına geçenler çıkardı. Kendim de kendimgiller dolu yağışı bitene kadar -kuşkusuz- öz çekim yapmakla meşgul olurlardı. Belki birisi de o sıra, sele kapılıp giden Fikret’in öyküsünü yazardı, her şiddetli doluda yazıp durduğu gibi. Sarınıp uyuduğu kepenek, o müthiş uğultuyu duymasını engellediği için, bir iğde zamanı sele kapılan kuzu çobanı Fikret’in öyküsünü. Dolu hem hüzünlü hem üzüntülü hem… Kuzu çobanları hep çocuklardır.

Hile yağsa? Hile hurda? Yalan yağsa? Her yandan türlü türlü olaylar, haberler, yorumlar gelse. Her biri de kendini, biz sefil ölümlülere, “Gerçek benim.” diye dayatsa. Gerçeğin peşine düşeriz. Kendimizi oradan oraya vurup gerçeği ararız. Labirentlerde kayboluruz. Yorgun düşüp melemeye başlarız. “Gerçek nerede?” Bu arayışı en son Hikmet Temel Akarsu’nun Nihilist - Reddedilenlerin Risalesi adlı kitabında okuyup yamulmuş, birkaç ay kendime gelememiştim. (Yamulacak olsanız da okunması gerekli, şart, şiddetle öneririm.) Bu seferki, kitaptaki gibi kurgu bir gerçek arayışı da değil, gerçek bir gerçek arayışı olacağından aptallaşmak, aptallaşıp savrulmak daha kolay. Korkarım ki herkes şu sıralar iptal. “Şu aşı şöyleymiş, bu aşı böyleymiş, dünya resetleniyormuş, dünya yeni dünya düzenine hazırlanıyormuş, çiplenecekmişiz, şu şunu demiş, bu bunu demiş, mış, miş, muş, müş… “Aradığınız aboneye şu anda ulaşılamıyor.” ya da “Tüm müşteri temsilcilerimiz başka müşterilerimize hizmet vermektedir.” halleri.

Zorbalık yağsa? Fiziksel, psikolojik, ekonomik, siber, hukuksal, patriarkal, kabadayısal, mafyasal, sanal, sözel, kültürel, dinsel, ırksal, linçsel; yasaklı, susturmalı, yere çakmalı şiddet yağsa? Romantiksen küsersin. (Ben küstüm. Romantik miyim neyim?) Pragmatistsen sinersin. Geçene kadar bir kovuk, bir in bulup gizlenirsin. Geçerse meydan senin. Geçmezse, ki geçmez, belki, “Hık, mık, bir şey yapmalı.” dersin. “Bir şey yapmalı.” “Evet, evet bir şey yapmalı. Ama ne yapmalı?” O “bir şey”in ne olduğunu bir türlü bilemezsin, bulamazsın. Yani, aslen realistsen… Günlerin o şeyi aramak ve bulamamakla geçer. Gözü kara isen savaşmaya kalkışırsın fakat bakarsın ki karşındakiler yel değirmenleri. Yel değirmenlerinin ötesinde de…

Her neyse.

Keşke aylardan Haziran, Temmuz olsa. Korona bitmiş olsa. Meteor yağmuru olsa. Teleskopu kursak da konuşlansak terasa. Üç kişi, beş kişi, yüz kişi, milyon kişi olsak. Teras onca insanı incinmeden taşısa. Her kayan yıldızla birlikte hazırda bekletilen dilekleri tutsak. Dilekleri kimselere söylemesek. Sorulduğunda kikir kirir gülüversek.

Keşke yağmur yağsa.

Keşke dolu yağsa.

Keşke kar yağsa.

Keşke, sadece doğal yağışlar gündemde olsa.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.