Ne yapmış efendim?

Ne yapmış efendim?

Ne yapacak, benim yaptıklarımı yapm… şey.

Efendim?

Şey yapmıştır. Kendine saray gibi bi konut yaptırmıştır. Belediyenin musluğunu o konuta bağlamıştır. Konuttan adrese teslim ihale dağıtmış, her ihaleden kendine büyük pay, yancılara küçük pay almıştır. Cümle akrabasını kalkındırmıştır. Basını satın almıştır. Tarikatlara oy satmış, oy sattırmış, gıcırdamasın diye kapılarını yağlatmıştır falan. Araştırın, kanıt bulun. Kanıtlık turp büyük olsun.

***

Bulduk efendim.

Neler buldunuz?

Che Guevera’yı kahramanlaştırmış, bizim tüccarlar da onu hemen ticaret ürünü yapmışlar ama yakınlarındaki Cheleri düşman saymışlar.

Kim, başkanlar mı yapmış bunu?

Yok efendim, o başka soruşturma konusuydu, onu şeyler yapmış, teröri… terörc… pardon efendim, ben karıştırdım. Özür dilerim.

Konuş be adam. Ne buldun?

Bir konut yaptırmış ama kendi adına değilmiş o, belediyeninmiş. Hem konut da yaptırılmamış aslında, eski bir konutmuş, restore edilmiş.

Belediyenin hortumlarını o restore konuta bağlamış mı?

Tabii bağlamış ama hortumları bahçede bulamadık. Derin saklamışlar. Şimdi bahçeyi kazdırıyorum efendim. Yakında izine rastlayacağız. O bahçeden çıkacak turp çok büyük olacak. Ama çok lüsk arabalar bulduk falanca garajda. Şey, lüks diyecektim. Lüks arabalar. 

***

Lüks arabalar ortağınızın partisine ait çıktı ama başkanın özel telefonunu çok sık görüştüğü bir kadının evinde bulduk efendim.

Kim o kadın, hareminden miymiş, sevgilisi miymiş?

Galiba öyle efendim, turpun büyüğü yakında kapıda. Bir de o kadın kendine bir araba almış. O arabayla yurtdışına giriş çıkış yapmış. Herhalde para taşımışlar.

***

Şeymiş efendim, o kadın başkanın özel kalem müdürüymüş. Telefonu o yüzden ondaymış. O arabanın yurtdışı giriş çıkışı da o kadın arabayı almadan iki yıl önceye aitmiş. Ama biz yakasına yine de sevgili sıfatı yakıştırmaya uğraşıyoruz. Yaparız alimallah! Bir de başkanın çok sık, aşırı sık görüştüğü bir adam bulduk.

***

Aşırı sık görüştüğü adam şoförüymüş efendim ama biz partinin kurultayında başkanın delege satın almak için 16 adet iPhone 16 Pro Max dağıttığını öğrendik.

Duydum duydum. Ayfonun o modeli kurultaydan sonra çıkmış ya hayvan herif. Lan şerefsiz, bi poh beceremedin. Eline yüzüne bulaştırdın. Maskara ettin bizi ele güne. Şıngır, şıkır, şargııır, pat küt, pata küte…

Ama ahtapotun kolları çok efendim. Valla billa çok.

Git, ara, bul, öyle gel, boş şeylerle karşıma çıkma bir daha.

***

Ahtapotun kollarını bulduk efendim.

He, gördük onu da. Unutturmaya çalıştığımız her şey ortaya döküldü o ahtapot sayesinde. Ne 17- 25 paralık dosyaları kaldı ne büyük soygunlar ne Tümşey-Enşey ne çadır satan Çıldıray... Kafanı kırmadan yıkıl karşımdan! 

***

Şey efendim. Bir otele gizlice girmişler. Kameraları da bantlamışlar. İçeriye bavulla para taşımışlar.

Vay vay! Çabuk şahit bul, belge bul.

***

Şey efendim. O otelde bizim beşli şeylerle görüşmüşler. Bir de falanca tarikatla. Bavulda cemır varmış. Sinyal bozucu alet.

Gizli işler yapıyorlar demek ki. Cemır memır aldıklarına göre.

Ama onlar almamış efendim cemırı. Rahmetli başkan zamanında alınmış bir cemırmış o bavuldaki. Görüşen de rahmetliymiş.

Yıkıl laaaan, yıkıııılş, yıkyık, yıkş! Şırraaak! Pat küt, güm!

Efet efendim, hemen efendim. Tittim efendim, tittim. (İçinden: Koskoşa enkafasafcı döfülür mü be, inşöf yafu! Dişlelim de dötüldü, netşeş şimdi?)

Anayasa mı babayasa mı niyemkine?