Korona atağa geçti. Niye geçmesin? Adı üstünde, mikrop sonuçta. Bayram seyran, ortalık insan kaynıyor, fırsat bu fırsattır! Nasıl olsa insanlar çok da rahatlar.
Maskeler fora edilmiş. Mesafe kuralı unutulmuş. Evde kalmak mı? Aa! O da neymiş? Olur mu canım, hep evde, hep evde, insan sıkılır yaa!
Öyle rahatız ki olması gerekeni yapana şaşıyoruz. Sadece şaşmıyor onu da şaşırtmaya, aklını karıştırmaya, çelmeye, belki de vazgeçirmeye çalışıyoruz. Biz şöyle şöyle yapıyorsak bu kesin doğrudur, aksi düşünülemez. Çünkü yanlış olsa yapmazdık. -Biz yanlış yapmayız bir kere.- Öyleyse sen de bizlere uy, sen de doğru yap. Böyle aykırı olma. Herkes gibi ol. Yoksa kafayı yersin!
Bununla da kalmıyor, tedbirlere uyanın kendini suçlu hissetmesini istiyoruz.
Tedbirlere uyan azınlıktakiler, uymayan çoğunluğun bakışına göre kesinlikle takıntılı insanlar. Takıntı lafın gelişi, hastalar canım, bildiğin hasta işte, ruh hastası. Koronayla kafayı yemiş biçareler. Pimpirikli şeyler!
Bunlar da yetmiyor, tehlikenin ciddiliği hakkında yazanları, konuşanları felaket tellalı olmakla suçlayıveriyoruz: "Şurada bir keyfimiz var, içine etme, sus! Aman canım sen de hep böyle yapıyorsun! İçim şişti valla, başka şeylerden konuşsana."
Eskiden misafir gidilen yerde, eve girilir girilmez kolonya ve şeker ikram edilirdi. Kolonya dezenfektan, getirdiğin mikrop kırılsın; şeker ağızlar tatlansın niyetine… Geleneklerin bazılarını sevmesek de bazılarının harika olduğunu kabul etmek gerek. Gerçi çoktan beri artık o gelenek pek uygulanmıyor.
İlk gençlik yıllarımda kolonya ikram ettiğim bir konuk, "İçinde alkol var, ben kolonya kullanmıyorum." diyerek kolonyayı reddetmişti. Çok şaşırmıştım. Sonra bunu söyleyenler çoğaldı ve kolonyayı reddedenlere artık şaşırmaz olduk. Şaşırmaz olmak bir yana yavaş yavaş o geleneği rafa kaldırdık. Artık yok. Ancak korona sağ olsun, kolonyanın ne yararlı bir sıvı olduğunu hepimize hatırlattı. Dezenfektan arama ve uzunca bir süre de bulamama günlerinde, kolonyanın içindeki alkol affedildi ve kolonyaya itibarı iade edildi. Belki alkolsüz dezenfektan ürettiğini söyleyenler de vardır ama…
Haberlerin neredeyse yarısında korona ölümleri var.
Diyarbakır Tabip Odası, "Bugün aldığımız haberle, Diyarbakır’da Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak çalışan Dr. Halil Yücel Kutun’u Covid-19 nedeniyle kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz." diye yazmış Twitter’a dün.
Bir başka yerde, Kahramanmaraş Şehir Hastanesi doktoru 35 yaşındaki Dr. Mustafa Özlü’nün koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiği haberi var.
Almanya, Almanya’da ikinci atağın başladığını söylüyor.
Uykusuz dergisi kapağına sahilleri çizmiş ve çerçeveye alarak yazmış: Koronalıyı bulunuz.
Ama koronalı, sahildeki bir kum tanesi. Bulunmaz. Üstelik o zaten hasta değil, sadece taşıyıcı.
Kolonyama sıkı sıkı sarılarak okuyorum haberleri.
Tatil kredisi diye bir şey veren ülkemizin Sayın Sağlık Bakanı açıklama yapmış:
"Bayram kutlamalarında, tatil yerlerinde, salgın faktörü ne yazık ki yeterince dikkate alınmadı. Daha önce, bazı illerle sınırlı olan vaka artışlarının önümüzdeki günlerde ülke geneline yayılmasından ENDİŞE duyuyoruz. TEDBİRDE GÜÇ BİRLİĞİNE ihtiyacımız var."
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı twit atmış. Şöyle diyor twitte: "Ankara'da Covid-19 vaka artışı maalesef ilk zamanlardaki seviyeye çıkmıştır. Tedbirlerimizi üst seviyeye çıkarmakla birlikte çalışma arkadaşlarımızın ve sizlerin sağlığı için belediyemize ziyaretleri sınırlandırdık. Tüm hemşehrilerimi salgın tedbirlerine uymaya davet ediyorum."
Bir sağlık çalışanı yakınmış. Şöyle: "Ben ve arkadaşlarım 5 aydır gece gündüz demeden çalışıyoruz. Bir tek hayat kurtarmak için kendimizi riske atıyoruz. Buna karşılık tek beklentimiz halkın da bir maske takması, birbirine çok yaklaşmaması."
***
Umreden dönenler birinci kitlesel korona atağını oluşturmuşlardı.
Kurban Bayramı tatili ve sahillerin desteklediği Ayasofya'da cuma namazı da belki ikinci kitlesel korona atağını… Belki bile değil, haberlere bakılırsa kesin öyle. Kaldı ki bunların ikisi de henüz çok yakın tarihler. Bugünün bir de on dört gün sonrası gelecek.
Daha şimdiden koronadan ölen ölene. Bugün on face paylaşımının neredeyse beşi korona ölümlerine aitti.
Bunları yazan felaket tellalı değil. Sadece aklı -henüz- başında olan birisi.