Cumhuriyetimizin 100’cü yılında Futbol Federasyonu’nun,tüm tepkilere karşın,Suudi Arabistan’da yapılmasını kararlaştırdığı Süper Kupa maçı oynanamadı.
Suudi Arabistan’ın Atatürk fotoğraflı tişört ve sözlerinin yer aldığı pankartlara izin vermemesi üzerine Fenerbahçe ve Galatasaray takımları sahaya çıkmadılar,
ülkeye döndüler ve Atatürk’ün tüm renkleri ve ulusu kapsayan değerini dünyaya bir kez daha gösterdikleri için coşkuyla karşılandılar…
Ulusal bilinç ateşi…
Milli Mücadele döneminde kurulan kulüplerimizin sporla birlikte temel amaçlarının en önemli nedeni ulusal birliğe katkı sağlayarak,ulus bilincini yükseltmek ve ulusun kurtuluşu için mücadele etmekti…
İzmir’de işgale karşı mücadele eden Altay ve Karşıyaka…
Ankara’da Kurtuluş Savaşı’mız için silah,cephane yapan İmalat-ı Harbiye işçilerince kurulan Ankaragücü…
İstanbul’da,Kafkas ve Balkanlar’da savaşan mücahitlerin kuruluşunda yer aldığı ve kırmızı beyaz olan renklerini Balkanlar’daki yenilgi sonrası yas nedeniyle siyah beyaza çeviren,spor malzemeleri taşıyoruz diyerek Anadolu’ya silah ve cephane taşıyan Beşiktaş…
Ve diğerleri ulusal kurtuluş savaşının ateşleri içinde doğmuşlardır…
Suudi Arabistan’da maça çıkmayı reddeden Fenerbahçe ve Galatasaray’da bu alevlerin içinden çıktılar…
Fenerbahçe…
“Kuruluş amacındaki tüzük metninde de görüldüğü gibi,
Fenerbahçe’nin asli hedefi işgal altında kalan vatan topraklarından düşmanı kovmak için nesilleri beden terbiyesi ile eğitmektir.”
(Milli Mücadele Döneminde Fenerbahçenin Yeri ve Önemi-N.Demir)
Kurtuluş Savaşımızda kulüp kayıkhanesi Anadolu’ya kaçırılan silah ve cephanelerin saklandığı depolardandı.
İşgal kuvvetlerinin Kuvvacılara yardım ve yataklık suçlamasıyla kulübü ve kayıkhaneyi basacağı haberi alınınca,silah ve cephaneler civar evlere taşınarak kurtarılır…
Kulüp defalarca basılmış ve kapatılmıştır…
İngiltere ve Fransa liglerindeki en ünlü takımlarda forma giyen futbolculardan oluşan işgal gücü takımlarına karşı oynadıkları 50 maçtan 41’ini kazanırlar…
Kazandıkları başarılarla halkın o zor ve acılı günlerde moral ve motivasyonunu yükseltirler.
Halkın Kuvayı Milliye etrafında kenetlenmelerine yardımcı olurlar.İstanbul’da ve bütün yurtta halkın yüreğine umut tohumlarını ekerler…
23 Haziran 1923.
İşgal Kuvvetleri,General Harrington adına bir kupa maçı düzenler.
İşgal gücü takımı,Cebelitarık ve Mısır’daki İngiliz askeri birliklerinden getirilen oyuncularla iyice güçlendirilir.
Çekilmeden önce Türklere iyi bir ders vermek isterler.
Şeref kürsüsünde İşgal Orduları Komutanı General Harrington ve Malta Valisi Lord Plummer oturmaktadır.
İlk yarıyı 1-0 yenik kapatan Fenerbahçe,en ünlü oyunculardan kurulu işgal gücünü Zeki Rıza’nın attığı iki golle 2-1 yener.
Ulusal bilincin gücü işgal gücünü sahada da yenmiştir…
Zafer tüm ülkede coşkuyla kutlanır…
(www.fenerbahçe.org/kulup)
Galatasaray…
Galatasaray Lisesi girişindeki anıtta Trablusgarp,Balkan,
1.Dünya Savaşı,Çanakkale ve Milli Mücadelede vatan uğruna yaşamlarını yitiren öğrencilerin isimleri yazılıdır.
Bu süreç içinde kaybedilen son sınıf öğrencileri nedeniyle mezun olan öğrenci sayısı iyice düşer…
İki örnek…
Bu öğrencilerden İbrahim Orhan,pilot olarak bir Fransız uçağını düşürülerek tarihe ‘düşman uçağı düşüren ilk Türk askeri’ olarak geçer.
1918’de uçağı Yunan topçular tarafından vurulur ve vatan için canını verir.
(GS dergisi Mart 2016 Sayı 154)
Galatasaraylı Mehmet Muzaffer…
Mart 1916’da Çanakkale cephesine gider.
Asteğmen Muzaffer,
birliğindeki gereksinim için kamyon lastiği almak üzere İstanbul’a gönderilir.
Aradığı lastikleri Kadıköy’de bir tüccarda bulur.
Lastikler için ödenecek parayı almak için Erkan-I Harbiye’ye
(Genel Kurmay)gider.
Görevli yarbay, “Bak oğlum! Ben askerin ayağına postal,sırtına kaput alacak parayı bulamıyorum,sen lastikten bahsediyorsun.
Haydi yürü git,insanı günaha sokma…”deyince çare düşünür.
1.Dünya Savaşı’nın başlarında çıkarılan ve karşılıklarının harpten sonra altın olarak ödeneceği belitilen ve üzerinde ‘ bedeli Dersaadet’de altın olarak tesviye edilecektir’ yazılı Evrakı Nakdiye’nin basımında kullanılan kağıdı bulur ve çini mürekkebi ve boya ile 100 kaimeyi taklit eder.
(Aslında en büyük kağıt para 50 kaimedir ama bir gecede iki sahte para yapamayacağı için 50 kaimeye benzetip 100’lük kaime yapar.)
Paranın üzerine de ‘Bedeli Çanakkale’de altın olarak tesviye olunacaktır’yazar…
Sahte parayı verir,lastikleri alır.
(Sahte para halen Ankara Gölbaşı’ndaki Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nde koruma altındadır.)
Mehmet Muzaffer Çanakkale’den sonra Filistin Cephesi’ne gider ve bugün de acılarıyla yüreğimizi dağlayan Gazze’de vatan için canını verir…
(AA, 17.03.2019)
Her iki kulübümüz de onurlu davranarak,genlerinden gelen güçle bu değerlere bir kez daha sahip çıktılar…
Bugün renklerden kırmızı larcivert…
Yeni yılınızı kutluyorum.