Ajans Bakırçay
2021-02-13 13:10:01

Gökyüzüne Bak Ay’ı Gör

Hasan Zeki Sungur

13 Şubat 2021, 13:10

İnsanlığın uzay macerasında ilk uzaya çıkış tarihi 1957, Sovyetler Birliği Sputnik- 1 ile başarıyor bunu. Yine SSCB 1959 da Luna-1 adlı uzay aracını Ay’a gönderiyor. 1961 de Rus Gagarin bu sefer Vostok-1 ile dünya yörüngesine yerleşen ilk insan oluyor. Yarışta geri kalmak istemeyen ABD Başkanı Kennedy ise “1960 ların sonuna kadar Ay’a insan gönderme” hedefini açıkladıktan 9 yıl sonra 1969 da insanoğlu ABD li astronot Neil Armstrong’la Ay’a ayak basıyor ve “Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım” sözü bu anla tarihe kazınıyordu.

Bu tarihi anı bir transistörlü radyodan bakkal Moralının dut ağacının altında toplanan çarşı esnafı ile dinlediğimi hatırlıyorum. O gün biz de aya gider miyiz aklıma düştü mü, hayal ettim mi bilmiyorum?

Ve yıllar sonra hayalin ötesine geçti o an “ Türkiye Ay’a gidiyor”. Bu tarihi bir kenara not edin ‘9 Şubat 2021’ hatta not etmenin ötesinde siyasiler teklif vermeli Meclise bu gün ‘Türk Uzay Günü’ olarak kutlanmalı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı “Milli Uzay Programı” Tanıtım Toplantısı’nda yaptığı konuşmada müjdeyi verdi:

“…İlk aşamada, 2023 yılı sonunda yakın Dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz. 2028’de hayata geçirmeyi planladığımız ikinci aşamada ise aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı bu kez kendi milli roketlerimizle yapmayı hedefliyoruz. Ay’a yumuşak iniş gerçekleştireceğimiz bu aşamayı da tamamladığımızda Ay’da bilimsel faaliyetler yapabilen sayılı ülkelerden biri konumuna geleceğiz.”

Yetmedi “Türkiye’nin sahip olduğu uydu üretim kabiliyetlerini Türkiye Uzay Ajansı koordinasyonunda kurulacak tek milli şirket bünyesinde birleştireceklerini, bir uzay limanı işletmesi kurmak olduğunu” söyledi.

Son müjdesi ise “…Bir Türk vatandaşını uzaya göndermek olduğunu hatta belki bayanlardan bile ben adayım diyenler olabileceğini” söylerken coşku tavan yapmıştı…

Coşku tavan yapmıştı da bu coşkuya ortak olmayanlar fitne, fesat peşinde koşanlar da az değildi. Özellikle muhalifler, münafıklar, hayırcılar, köstekler…

Önce sloganı kafalarına takmışlar “Gökyüzüne Bak Ay’ı Göreceksin” bu ne demekmiş. Atatürk’ün “İstikbal Göklerdedir” sözü niye kullanılmamış? Şunun farkında değiller münafıklar, bu sloganla geldiğimiz nokta uçak ve helikopter. Şimdi hedef daha ileri de Ay’da. “Gökyüzüne Bak Ay’ı Göreceksin” Bu sloganı sen tut Urfa Göbekli tepe de gizlice dikili taşların yakınında tarlaya monolit levhaya yaz. Nereden, nasıl geldi diye başına jandarmayı nöbetçi dik, gizemli bir hava ver, dünyada medya da manşetten yayınlat günlerce ve sonra slogan uzay programının sloganı olarak açıkla. Göbekli Tepeden uzaya uzanan bir yol nasıl bir reklam çalışması ama! Böylesine bir düşünce, böylesine bir reklam değil 2023, öncesinde bile bizi aya götürür…

Bir itirazları da yerli ve milli otomobil ile milli tank projesi daha tamamlanmamışken bu Ay’a gitmekte nereden çıkmış. Fesatlığın bu kadarına da pes doğrusu. İki projenin de sahibi belli, biri milli şirket otomobili yapacak hele bir fabrika inşaatı tamamlansın. Diğeri ise yolda, iki yıl gecikmiş olsa bile hele bir motorunu yapalım tankta hazır. E geriye ne kalıyor Ay’a çıkmak…

Hangi bütçe ile yapılacakmış bu program? Bu nu da soruyor muhalifler, bir de örnek veriyorlar, bazı devletlerin uzay bütçesinden.

Kanada Uzay Ajansı: 300 milyon dolar, Rusya Uzay Ajansı: 1,7 milyar dolar. Almanya Uzay Ajansı: 1,1 milyar Euro, NASA: 23 milyar dolar. Türkiye Uzay Ajansı’na ayrılan bütçe ise 24,5 milyon TL diye küçümsüyorlar.

Uzaya insan gönderen şirketlerin 50-80 milyon dolar arasında ücret istediklerini de ekliyorlar ve bunun bedelini soruyorlar bütçenin neresinde diyerek…

Konuşmayı dinlememişler belli. Açıklıyor orada Cumhurbaşkanı: “…TÜBİTAK aracılığıyla son 18 yılda uydu, uzay, fırlatma sistemleri, uzay ekipmanları konularında kamu ve akademi dünyasında 56 projeye toplam 2,1 milyar lira kaynak sağladık…”

Uzay programı için hem de 18 yılda 2.1 milyar lira kaynak sağlanmış az mı? Ki bu Türkiye Koronavirüs salgını ortamında kaç ülkeye milyon dolarlık yardım yapmış, hangi ülkenin İMF borcunu ödemiş farkında değiller? Hem uzay bütçesini artırmak da ne var ki çıkarılacak bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile içki, sigara, otomobilin Özel Tüketim vergileri artırılır ve kaynak sağlanır. Unutmayın “İtibardan tasarruf olmaz”

Türkiye Uzay Ajansı Başkanı parayı bulmuş bile şöyle söylüyor açıklandı, ‘Biz de girmek isteriz’ diyen diyene. 100 milyon dolar atın desem atacak ülke çok. Para sorun değil…” İşte gerçek yönetici, daha günü dolmadan haberin parayı bulmuş bile.

Kafalarına takılmış muhalefetin hangi teknoloji ile gidilecekmiş Ay’a? Anlaşılan o bölümü de atlamışlar konuşma da. “…İlk yerli sonda roketimiz, 136 kilometre irtifaya çıkarak uzay sınırını aşmış durumdadır…” Ayın Dünyaya uzaklığı: 384.400 km imiş. Ne fark eder, uzay sınırını aştığımızın farkında bile değil muhalifler. Teknolojik destekte hazır. Türkiye Uzay Ajansı Başkanı nitelikli eleman kıtlığından söz etmiş hatırlatırım ona İmam Hatip Okullarımızın Tübitak yarışmalarında yaptıkları projelerde yer alanlar bu uzay projelerine yönlendirilirse dünyaya uzay teknolojisi ihraç ederiz… Bir de Pakistan ve Azerbaycan ile anlaşmalarımız hazırmış ki işte teknoloji transferi…

Konuşmadan öğreniyoruz; Yer gözlem uydumuz İMECE’nin de uzaya gönderilmek için hazır olduğunu, hele haberleşme uyduları TÜRKSAT’ların sayısının yakında altıya çıkacağını da. İstihbarat uydumuz GÖKTÜRK-2 uzayda faaliyetine devam ederken yakında GÖKTÜRK-3 de gönderilecekmiş uzaya. Hiç akıllarına gelmiş miydi acaba muhalefetin İçişleri Bakanının dağdaki, ovadaki, şehirdeki teröristin sayısını nasıl güncellediğini!

“Türkiye’nin sahip olduğu uydu üretim kabiliyetlerini kurulacak tek milli şirket bünyesinde birleştireceklerini ve hedeflerinin bir uzay limanı işletmesi kurmak olduğu” açıklamasını da anlamamış muhalifler. Nasıl kurulacakmış bu şirket onu soruyorlar. Çok basit, devletin ihalelerini alıp otoyol, köprü, liman havaalanı inşa eden, maden işletmeciliği yapan şirketler unvanlarının sonuna uzay teknolojilerini eklerler şirket hazır. Sonra bu şirkete Katar’lı bir ortak bulunur ve şirket Varlık Fonuna dâhil edilir. Son adım doğal afet, savaş, acil ve öngörülmeyen durumlarda kullanılması gereken ihale yöntemi ile yat limanı inşa eden şirkete uzay limanı inşaatı yap işlet yöntemi ile verilir. Hem de limana iniş yapacak uzay gemisi garantisi ile…

Uzaya kimin gideceği ise tartışılan son konu yok damat olmalıymış, yok bu hak Cumhurbaşkanının olmalıymış hatta gerekirse şürekâsını da yanına almalıymış, ilk giden kadın olmalıymış. İşte ufku dar muhalefet böyle düşününce, projeye akılla, bilimle yaklaşmayınca insanın aklına bindir hepsini uzay aracına tek gidiş bileti ile gönder uzaya demek geliyor. Ki dikensiz gül bahçesi ile yönetilsin Türkiye.

Tabii ki bunların hiç biri olmayacak “Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı uzaya yollanacak Türk vatandaşının burada ezan okumasını ve ezan sesini uzayda duyurmasını” isteyince o zaman yakışanı o günkü Diyanet İşleri Başkanıdır uzaya gidecek ilk Türk yolcu. Hatta şimdiden kendi uzay rezervasyonlarını bile yaptırabilirler. Malum 10.5 milyar liralık bütçeleri Uzay Ajansının bütçesinin kat be kat üstündedir. Hele bir de projelerini İmam Hatip Okulları projeleri ile desteklerlerse uzayda İslam Kolonisini bile kurarlar.

Uzaya gidecek kişinin eğitimi için zorlu bir süreç gerekiyormuş savaş pilotu eğitimi yanında, bilimsel ve teknolojik bir eğitimde alması gerekiyormuş. İşte bu teknolojik Eğitim için yer de hazır İzmir’de çocukların, gençlerin eğitildiği dünyada ki iki taneden biri olan Uzay Kampı yarından tezi yok başlamalılar eğitime şunun şurasında ne kaldı uzaya gitmeye iki sene…

Unutmadan uzaya gidecek kişiye astronot veya kozmonot yerine başka bir isim bulunsun önerisine devlet büyüğü Devlet Bey “Gökbilimci Cacabey’in ismini önermiş de “Hazerfan” neden olmasın kanatla uçmaktan uzay gemisine geçiş…

İşte görüldüğü gibi projeye masal, ancak Everest’e çıkılır diyen muhaliflerin yakıştırmaları magazindir ve bu hayırlı projeyi kıskananların hezeyanlarıdır. Türkiye’ye modern ambulansları getiren, yolcu uçaklarını vatandaşın bön bön havaya baktığı bir araç olmaktan çıkarıp binmesini sağlayan, İzmir’i içme suyu ile tanıştıran iktidarın bu projesi Türkiye için asrın projesidir ve asrın liderine yakışanda böyle bir projedir…

Ne demişti sevgili damat Berat Albayrak yıllar önce seçmenleriyle ilgili “Cumhurbaşkanımız çıksa, şuradan Ay’a kadar 4 şeritli yol yapacağım dese, Vallahi inanırız”

Hayırlı ve uğurlu olsun. “Haydi, eller havaya, hep beraber uzaya”...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.