Ajans Bakırçay
2020-04-10 11:23:13

Bol Seçenekli Korona Günleri

Aysel Korkut

10 Nisan 2020, 11:23

İçeridekileri dışarı salıverilen toplum, koronanın yanında bir de sapıklarla, katillerle, hırsızlarla ve mafya vb. karanlık adamlarla bir arada yaşamayı öğrenecek. İsterse öğrenmesin. Öğrenmeyip de ne yapacak?

Öğrenmeye yanaşmayanlardansanız önünüzde, her biri bir diğerinden parlak, her biri bir diğerinden donuk birtakım seçenekler var. Sıralayalım efendim:

Birinci Seçenek: Neler oluyor diye düşünebilir, bu soruyu sağda solda sormaya kalkışabilirsiniz. Yalnız, düşündüğünüz, hele de bunu başkalarıyla paylaştığınız için suçlu bulunup içeri tıkılabilirsiniz. (Cezaevlerini boşuna boşaltmadık herhalde. Ayağınızı denk alınız.) Parantez içi iki cümleye bakınca bu iş, cesur insanların işi imiş gibi görünüyor kardeş. O yüzden valla hiç kimseye önermem. Ben tırsarım açıkçası. Elli yıl düşündünüz, bir elli yıl da düşünmeyiverin, n’olcak ki? Düşünmek gibi bir hadsizlik yapmaya ne gerek var. Yapmayınız, aman diyeyim!

İkinci Seçenek: Susabilir, yalnızlıktan delirebilir, intihar edebilirsiniz. Bunların üçü de serbest. Bunları yapmanızda herhangi bir yasal engel yok. Fakat hatırlatmakta yarar var: Üçüncüyü seçen için hayat biter. Koronaymış, düşünce suçuymuş, açlıkmış, yoksullukmuş, etrafta katiller dolaşıyormuş, o saatten sonra hiç sizin derdiniz olmaz. Ya rabbim ne rahatlık! Ama börtü böceğin arasına karışıp gideceğinizi, o dakikadan sonra toprak olacağınızı, bir daha hiç nefes alamayacağınızı, bir daha güneşi göremeyeceğinizi, kuşların seslerini duyamayacağınızı, kendiniz de buna dahil kimselere bir yarar sağlayamayacağınızı hatırlatmakta yarar var. Bu da pek önerilesi değil. Bence bu seçeneği hiç dikkate almamakta yarar var. En donuk seçeneklerden birisi bu.

Üçüncü Seçenek: Bodruma inip saklanabilirsiniz. Kimden mi? Ne bileyim ben demeyeceğim, tabii ki koronadan. Fakat merdivenler korona tarafından tutulmuş olabilir, inemeyebilirsiniz. Diyelim ki indiniz, bodrum dediğin karanlık bir yer. Bir sürü hamam böcüüüsü, kurt murt vesaire. Ne işiniz var orada? Hiç önermem. Oturun oturduğunuz yerde.

Dördüncü Seçenek: Koronadan ölmeyeyim derken açlıktan ölebilirsiniz. Bu serbest. Kanunlar karşısında suç teşkil etmiyor. Önermem ama yine de siz bilirsiniz. Tercih sizin. Ya direnin, ilaç milaç koronayla savaşın ya da teslim olup mortu çekin.

Beşinci Seçenek: Kendinizi dine verebilirsiniz. Beş vakit namazınızı kılabilir, aralıksız hatim indirebilir, sosyal medyada inanç grupları kurabilir, oradan hayırlı Cuma mesajları gönderip alabilirsiniz. Bunda sorun yok. Serbest. Kanunlara aykırı değil. En uygun seçeneklerden birisi budur.

Altıncı Seçenek: Çağdaşımız birtakım kişilerin sattıkları okunmuş suları -tabii halen paranız varsa- mücevher fiyatına satın alıp onunla yıkanabilir, bu tür saygıdeğer inanç adamlarının eteğini tutup çeşitli elit gruplarda kendinize yer bulabilirsiniz. Bu olası. Hem yasal da görünüyor. Seçim sizin. Kendiniz karar verin.

Yedinci Seçenek: İşi tümden yağcılığa döker, en iyisinden birer yağdanlık olabilirsiniz. Hazır evden de çıkılamıyorken, civarda ne kadar gıcırdayan kapı -pencere varsa hepsini tek tek bulup yağlamakla zaman geçirebilirsiniz. Yalnız şimdi biraz yağ depolamaya çalışın, sonra marketlerde yağ bulamayabilirsiniz. Bu seçenek en iyisi gibi görünüyor. Sizi abat edecektir. Öneririm.

Sekizinci Seçenek: Evdeki halıları kilimleri yıkayabilir, dolapları aktarıp yeniden düzenleyebilir, atılacakları atıp tutulacakları tutabilirsiniz. Günde yüz kez evi süpürebilir, yerleri de yüz kez silebilirsiniz. Çamaşır suyuyla dostluğu arttırabilir, domestosu evin en kıymetlisi ilan edebilirsiniz. Anamızın ak sütü gibi helal, tertemiz bir seçenek. Kesinlikle öneririm. Benim için pek uygun olmasa da bizim tek işimiz temizlik diyenler için çok uygun.

Dokuzuncu Seçenek: Evde tamir bekleyen nice makine var farkında değildiniz. Şimdi onları fark edebilirsiniz. Bol bol vaktiniz var bunun için. Tamir çantanızı ortaya döküp hemen tamire başlayabilirsiniz. Bu arada pert ettiklerinizi en yakın çöpe atmanızı öneririm. Uzak çöplere gitmek tehlikeli olabilir çünkü.

Onuncu Seçenek: Günde birkaç öğün karınızı, çocuklarınızı dövebilirsiniz. Kocasını dövebilen var mıdır bilmiyorum, varsa onlar da kocalarını dövebilirler, bunun için elle tutulur bir yasak yok. Karı ve çocuk dövmenin zaten bir cezası yok bildiğim kadarıyla. Koca dövmenin ise olabilirliği düşünülmediğinden bu hal gözden kaçmış olsa gerek, onun da cezası yoktur bence. Atlanmıştır. Karısını ve çocuklarını öldürmek isteyenler için ise en uygun zamanlar yine bu zamanlar. Öldürün gitsin. Önceden öldürmüş olanlar bile serbest bırakılıyorken kimse beni bunun için suçlamaz şu sıralar diye düşünün. Kimse sizi içeri falan da atmaz, biz içeriyi düşünenlere ayırdık. Rahat olun. Hiç çekinmeyin. Elinizi korkak alıştırmayın. Yalnız evdekilerin hepsini aynı gün öldürmeyin rica ederim. Birer gün arayla öldürün ki ev nüfusunu birdenbire sıfırlayıp öldürecek kimse bulamama çaresizliğine düşmeyesiniz. Bu dayanılmaz olur. Bir de bunu kendi kendinize yapmalısınız, başkalarına önermemelisiniz. Önermeniz suç sayılıyor olabilir. Ben önermiyorum. Sakın yanlış anlaşılmasın. Kesinlikle önermiyorum.

On Birinci Seçenek: Cinnet geçirebilirsiniz. Bunun sonuçlarının ne olacağını insan kendisi de bilemez, ama bu seçenek hepimiz için çok uygun bir seçenek. Bir kenarda dursun. Ha bu arada yasal olup olmadığını bilmiyorum. Yasal değildir bence. Aklınızda bulunsun, ama kullanmayın.

On İkinci Seçenek: Dayanışma gruplarınız falan varsa oralardan çok acele kaçınız. Allah etmeye şey falan sanılabilirsiniz. Şey, şey, şey… Unuttum o sözcüğü, üf! Neyse… Yalnız, kaçarken topuklarınızın kıçınıza çarpmamasına dikkat ediniz, boş bulunmayınız, çünkü bu canınızı acıtabilir. Gemiyi ilk terk eden farelerdir falan gibi sözlerle sizi durdurmaya çalışanlar çıkarsa onlara da aldırmayınız. Kendinizi gemisini kurtaran kaptan ilan eder temize çıkarsınız yarın bir gün. Yeter ki siz kendinizi kurtarınız. Öbürleri kimmişler ki? Dayanışmak dediğin ne kadar gereksiz bir zırvalık değil mi? Direnişmeyi ve bir de didişmeyi çağrıştırıyor. Çok tehlikeli. Aman diyeyim, sakın sakın yapmayınız bunu. Direnmek de neymiş zaten, çok fena bir şey. İnsan direnir mi hiç? Kimseye direnmeyiniz. Örneğin sokağa salınıveren hırsız evinize geldi diyelim, sakın ona direnmeye kalkmayınız, her odanın kapısını ardına kadar açınız, hatta evinizi ona bırakıp kaçınız. Diyelim ki tecavüzcüyle karşılaştınız, hiç itiraz etmeyiniz, tadını çıkarmaya bakınız. Tekrar söylüyorum: Sakın direnmeyiniz. Hatta katile ve koronaya bile direnmeyiniz. Gelirlerse canınızı teslim edip kurtulunuz.

On Üçüncü Seçenek: Bol bol dans edebilir, göbek atabilir, kendi kendinize ya da çoluk çocukla birlikte halay çekebilirsiniz. Yalnız halay çekerken kapıdan çıkıp sokağa sirayet etmemeye azami dikkat gösteriniz. Aksi halde eğlenceniz başınıza iş açabilir. Düşünsenize sokağa taşmış bir halay kuyruğu. Ne kadar korkunç! Aman aman!

On Dördüncü Seçenek: Varsa bir bahçeniz toprağı kazabilir, işleyebilirsiniz. Çiçek tohumu ekebilir, ağaç dikebilir, domates, biber, salatalık, patates, soğan üretebilirsiniz. Kuş yuvası yapabilir, kedilere mama verebilir, oraya buraya su bırakabilirsiniz. Toprağı işlemenin ve kimsesiz hayvanlara bakmanın önünde henüz bir engel yok. Yapılabilirliği yüksek bir seçenek. Hayvanlara mama veriyorsunuz diye carlayacak komşularla uğraşmak ise sizin sorununuz. Orası beni ilgilendirmez. Balkondan balkona bağrışmak serbest. Videoya çekerseniz sosyal medyaya atın o kavgaları. Hep birlikte izleyip moral bulalım. Ha bu arada çiçek, ağaç, domates, patates, soğan dedim ya bunu keyif için değil, ileriyi hesaba katarak yapmalısınız. Malum önümüzdeki kış patates soğan olacak mı olmayacak mı belli değil. Korona elimizi kolumuzu bağlıyor, ekim yok, dikim yok. Bilsen uzaklarda kimler ağlıyor. Trallala, tralla…

On Beşinci Seçenek: Evde ne bulursanız onunla bir şeyler üretebilirsiniz. Üreteceğiniz şeyin işe yarayıp yaramaması çok da önemli değil. Üretin gitsin. Mesela mandallarla çorap örebilir, naylon çoraplarınızla kurdele yapabilir ve donlarınızı cezveye, cezvenizi eldivene çevirebilirsiniz. Olmaz demeyin, olur. En azından deneyin derim ben. Seçeneksiz kalmayın da ne kalırsanız kalın.

On Altıncı Seçenek: Bu seçenek, işe yaramak isteyenler için. Örneğin evdeki çarşafları kaynatıp yıkar, bunlarla maske dikebilirsiniz. İhtiyaç sahiplerine gönderebilir, maskesi bitmiş sağlıkçılarımıza ulaştırabilirsiniz. Gerçekten çok yararlı bir seçenek bu bence. Hatta en yararlısı. İnternette maske yapma videoları dolaşımda. İzleyin, öğrenin, yapın efendim. Bir sürü insan bu işe soyundu. Bir bildikleri olmasa yaparlar mı hiç? Değil mi? Gerçi dayanışma ve direnişme gibi görünüp sizin için tehlikeli de olabilir bu, ama eğer olursa bilmediğinizi söyleyip yırtmaya çalışabilirsiniz.

On Yedinci Seçenek: Kitap okuyabilir, film izleyebilir, yazı yazabilirsiniz. Yalnız bunları yaptığınızı kimselere duyurmamalı, gerektiğinde yapmıyormuş gibi davranmalısınız. Buna azami dikkat etmeniz halinde herhangi bir tehlikeye maruz kalmazsınız. Başınıza herhangi bir iş gelmez.

On Sekizinci Seçenek: Pasta, börek, yemek, ekmek yapma denemelerinde bulunabilirsiniz. Gerçi biz marketlerde un bulamadık, ama belki siz bulabilirsiniz. Belki de çok önceden o unları siz alıp eve attınız, kim bilir. Sahi öyle mi yaptınız? Ha, öyle mi yaptınız? Kahrol uncu seni! Kahrol stokçu! Hay bin kunduz! Ne diyorduk efendim, pasta, börek, yemek, ekmek yapma denemeleri diyorduk değil mi? Yapınız efendim, elbette yapınız, yalnız sokağa çıkma yasağı bitince sokağa nasıl çıkmak istediğinizi de hesaba katınız. Sığıp da kapıdan geçememek diye bir şey de var çünkü sonuçta. Ama olsun. Geçin ya da geçemeyin o kapıdan fark etmez, bunda bir suç unsuru yok. Tamamen yasal.

On Dokuzuncu Seçenek: Böyle bir yazı yazacak olursanız “seçenek” yerine “öneri” sözcüğünü kullanınız. Bu zırva yazıyı yazan kişi gibi el aleme rezil rüsva olmayınız.

Yirminci Seçenek: Benden bu kadar. Varsa başka seçeneklerimiz, onları da siz söyleyiniz efendim.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.