Ajans Bakırçay
2023-10-18 11:35:20

Zenginden daha az yoksuldan daha çok vergi alınan 'Türkiye Yüzyılı'

Hüseyin Öge

18 Ekim 2023, 11:35

Gerçeğin Gücü

"Cehalet, ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir silahtır."

***

Tek Adam İktidarının 'TÜRKİYE YÜZYILI' vizyonu:

'Zenginden daha az, yoksuldan daha çok vergi al!' yüzyılı olarak tarihe geçecek.

***

29 Ekim 2023 günü Türkiye Cumhuriyetle yönetilmenin yüzüncü yılını kutlayacak. İkinci yüzyıla adım atılacak. Geriye dönüp baktığımızda Cumhuriyetin 'C' sinden başka bir şeyin kalmadığını görüyoruz. TBMM’nin işlevi daraltıldı, denetleme ilkesi işlevsiz hale getirildi. Yasama, yürütme, yargı tek adamın inisiyatifine bırakıldı. Başta eğitim ve sağlık olmak üzere birçok kamusal alan özelleştirildi. Özel okul ve hastaneler pıtrak otu gibi çoğaldı. Öğrenciler ve hastalar müşteri durumuna getirildi. Laiklik ilkesi adım adım yok edilirken, cemaat ve tarikatların önü açıldı. Erkek egemen zihniyet her alanda hâkim hale getirildi. Yargı siyasallaştırıldı. Buradan çıkmanın bir tek yolu var. Her alanda halkın karar verdiği gerçek cumhuriyeti kurmak için birleşmek ve mücadele etmek gerekiyor. İkinci yüzyıl, gerçek cumhuriyetin kurulduğu, halkın egemen olduğu bir yüzyıl olsun.

Tek Adam İktidarı, 6 Eylül 2023 günü OVP (Orta Vadeli Program)'nı açıkladı. Bu program Resmi Gazetede yayımlanarak onaylandı. Üç yıllık programa göre; 2026’da enflasyon tek haneli rakama düşecek, kişi başına düşen milli gelir 14.855 Dolar olacak, istihdam 900 bin kişi artacak, bütçe açığı 2024’te %6,4, 2026’da da %2,9 azalacak, ihracat 2024’te 267milyar, 2025’de 283,6, 2026’da 302,2 milyar Dolar, ithalat ise; 2024’te 372,8, 2025’te 388,9, 2026’da 414 milyar Dolar olacakmış. 'Türkiye Yüzyılı'nın Orta Vadeli Programı böyle.

2023 bütçesi, gelecek yılları da işaret ederek işçinin, emekçinin, emeklinin yani yoksulların sırtına daha çok kazma vurulacağını gösteriyor. Başta Maliye Bakanı olmak üzere siyasal iktidarın temsilcileri hep bir ağızdan 'biraz sabredin, yakında düzlüğe çıkacağız' demeye başladılar. Sabredecek ve bedel ödeyecek olanlar kim? Doğal olarak; işçiler, emekçiler, emekliler, çiftçiler, esnaflar. Pastanın büyük bölümünü yiyecek olanlar ise her zaman olduğu gibi zenginler yani sermaye sınıfı.

Niye mi? Alın size birkaç örnek. 2023 Ağustos ayında işverenlerin ödediği Kurumlar Vergisi %29 artarken, ÖTV %113, KDV ise % 164,5 artmış. Yani çok kazanandan az, az kazanandan çok vergi toplanmış. ‘Adil Düzen (!)’ böyle işlemiş. 2022 yılı 8 ayında faize 174,9 milyar TL ödenirken, 2023 yılının aynı döneminde bu rakam %130 artarak 400,1 milyar TL olmuş. 2022 yılı 8 ayında KDV’den 107,9 milyar TL toplanmış, 2023 yılında bu rakam 285,5 milyar TL’ye yükselmiş. ÖTV’den ise 2022 yılında 241 milyar TL, 2023 yılının ilk 8 ayında ise 513 milyar TL toplanmış. ÖTV ve KDV’yi genel olarak kim ödüyor? İşçiler, emekçiler, emekliler, çiftçiler, esnaflar. Bedeli onlar ödüyor, parsayı ise faizciler, rantçılar, zenginler topluyor. Onlar için hayat güzel. ‘Yağma Hasan Böreği, ye Mehmet ye’ diyerek yemeye doymuyorlar. TÜİK rakamlarına göre 2022 yılında şirketlerin net kârı %422 arttı. Geçen yıllarda on milyon işçi milli gelirin %35’ini alırken bugün bu sayı 15 milyon olmasına rağmen milli gelirden alınan pay % 25 düşmüş. İşçiler, emekçiler daha çok yoksullaşmışlar. Orta Vadeli Programa (OVP) göre bunun ötesi de var. Gelecek günlerde daha da çok vergi toplanacak. Üç yılda toplanması düşünülen vergi 30 trilyona yakın bir toplam, vatandaşın sırtına kambur üstüne kambur vurulacak. İşçilerin ‘kara günler’ için emekliliklerinde kullanacakları kıdem tazminatı fona devredilmek isteniyor. Aynı ‘İşsizlik Fonu’nda olduğu gibi fon patronlar yararına kullanılacak. ‘Ben ekonomistim’, ‘Nas var sana bana ne oluyor?’ diyerek kendi yarattıkları ekonomik krizin bedeli işçilere, emekçilere, yoksullara ödetilecek. Enflasyonu düşüreceğiz denilerek, vatandaşa yönelik para muslukları (memur aylıkları, asgari ücret, emekli aylıkları) kesilecek (yerel seçimlerden dolayı seçimlere kadar biraz gevşetilebilir), faizler artırılacak, yatırımlar yavaşlayacak, işten çıkarmalar artacak, işsizlik buna bağlı olarak da yoksulluk patlayacak. Ev, arsa, kira bedelleri çıldırmış vaziyette artıyor. Kiralar asgari ücreti geçmeye başladı. Ev sahipleri ve kiracılar arasındaki kavgalara arttı hatta ölümle sonuçlanmaya başladı.

Türkiye’de çalışan nüfusunun nerde ise üçte ikisi asgari ücret veya onun biraz üzerinde (1,5 veya 2 katı) alınan bir ücretle yaşamak zorunda. Asgari ücret şuan açlık sınırının altında. Asgari ücret 11 bin 402 TL, açlık sınırı Eylül ayında (TÜRK-İŞ) 13,334 TL. Yoksulluk sınırı ise 43.433 TL (4 kişilik bir aile için). Asgari ücret, adı üzerinde bir ailenin yaşaması için alması gereken ücret. Rakamlar Türkiye’de çalışanların büyük bölümünün asgari ücret veya biraz üzerinde çalıştığını gösteriyor.

Avrupa ülkeleri arasında Türkiye asgari ücretle çalışma oranı açısından birinci sırada. Özel sektörde asgari ücretle çalışanların oranı % 42,7, bu oran kamuda çalışanlarda %4,5. Ortalama Türkiye’de çalışanların %39,5’u asgari ücretle çalışıyor. Bu oran Slovenya’da %15,2, Bulgaristan’da %14,1, Romanya’da %13,3, Polonya’da %12,1. Türkiye ucuz işgücü cenneti. Patronların kârlarının niye 4 veya 5 katlandığı belli oluyor. İşçiler insanca yaşamak için haklarını aradıkları, sendikaya üye oldukları zaman uyduruk gerekçelerle Agrobay örneğinde olduğu gibi işten atılıyorlar. Kolluk güçleri hakkını arayanların karşısına dikiliyor. Hak aramak suç sayılıyor.

Türkiye’de manzara bu. İşçiler, emekçiler, emekliler, çiftçiler, esnaflar açısından durum kötü. Bu duruma son verecek olan da yine onlar. Kendi çıkarlarını, emeğin, emekçinin çıkarlarını savunacak bir iktidarı kuramadıkları sürece bu devran devam edecek. 'Üç yıl sonra rahat edeceksiniz, huzur bulacaksınız' vaatleriyle geleceğimiz açgözlülerin insafına terk edilemez!

--------

Not: Siyonist İdeoloji ile yönetilen, başında Netenyahu gibi ırkçı bir faşistin bulunduğu İsrail devleti Filistin halkına zulüm etmeye devam ediyor. İsrail devletinin Filistin halkına yönelik saldırılarını nefretle kınıyorum. Filistin ve İsrail halklarının birlikte yaşayacakları iki devletli ÖZGÜR FİLİSTİN kurulana kadar Filistin halkının yanında olacağım. İkiyüzlü politikalarıyla 'itidal' çağrısı yapanlar, ilk önce kendi ülkelerinde demokratik haklara saygı göstermeyi bilmeliler. Savaşçı politikaları terk etmeliler. Komşu ülkelerin topraklarına göz dikmekten vazgeçmeliler.

Can Atalay hala cezaevinde. Can Atalay seçilmiş bir milletvekilidir. Gezi, bu halkın vicdanıdır. Dünyanın en demokratik ve en barışçı eylemidir. Siyasi nedenlerle ceza verilen 'Gezi tutsakları' serbest bırakılmalıdır. AİHM kararları uygulanmalıdır.

Yorumlar (3)

Harika ÖZMEN 8 Ay Önce

Kalemine sağlık arkadaşım

İsmail Topuz 7 Ay Önce

Yüreğine, kalemine, emeğine sağlık Hüseyin kardeş.

Selcuk 7 Ay Önce

Kalemine sağlık.dogru bilgi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.