Ajans Bakırçay
2023-03-14 11:09:14

Nerede Kalmıştık

Hasan Zeki Sungur

14 Mart 2023, 11:09

2010 yılından bugüne kadar bloğumda ki her senenin “Son Söz” yazılarına baktım gördüm ki her geçen yıl bir önceki yılı aratmış. İyi dilekler sadece satırlarda kalmış. 2023 yılının Son Sözünü ise “2023 yılında beklentilerimizi gerçekleştirecek bir değişim ve bu değişimle gelecek sağlık, mutluluk ve huzur diliyorum.” Dileklerimle tamamlamışım.

Hiç aklıma gelmemişti başımıza gelecek bir felaketin tüm yaşantımızı altüst edeceğini. Yıkılan kentler, yok olan hayatlar ve geleceğe yönelik ümitsizlik. Gün geçtikçe toparlanırız diye düşünüyor ve ümidi mi kaybetmiyordum ki ortaya çıkan bazı gerçekler bu ümidimi sanki erteledi. O gerçekler mi belki sıradan ve basit konular ama can sıkıyor, can yakıyor. Hele o siyasetçilerin kavgaları, pazarlıkları, birbirlerini aşağılamaları ve bunların yansımaları…

Nerede kalmıştık, hadi bir bakalım gündeme Dünden, bugüne ve de yarına…

UNUTTUNUZ MU SAYIN DESTİCİ

Cumhur İttifakı’nın ortaklarından Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) genel başkanı Mustafa Destici, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak “PKK’ın uzantısı HDP’nin içerisinde olduğu ya da desteklediği bir cumhurbaşkanı adayı desteklenemez, bir ittifak desteklenemez. Bunun ağır vebali olur. Hem bu dünyada hem de öbür dünyada çok ağır bedel ödemek zorunda kalırlar” demiş…

Hadi gelin biraz gerilere gidelim, bazı hatırlatmalarda bulunayım bay Destici’ye ve de şunu ekleyeyim bu hatırlattığım konuların hepsinde iktidarda sizin desteklediğiniz Cumhur İttifakı vardı…

Çözüm Süreci denilen bir dönem var siyaset tarihimizde. Unuttunuzsa hatırlatayım tarih Mart 2013 dü İmralı’ya terörist başı ile görüşmeye gidenlerin “İmralı Tutanakları” açıklanmıştı, sonrasında bir de mektubu, bir yıl sonraydı galiba bir de kanun çıkardılar “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” adıyla Resmî Gazete ‘de yayınlanarak yasalaştı. Kurulan çadır mahkemelerde sözde yargılanan ve oradan Diyarbakır da ki mitinge götürülen teröristler.

Bir de Oslo görüşmeleri vardı çok önceydi o görüşme terör örgütü ile devlet arasında.

Akil adamlar heyeti vardı hatırladınız mı arabuluculuk yapıyorlardı HDP'li vatandaşlarla iktidar arasında hatta Kandil e gitmeyi bile düşünüyorlardı.

Unutmadan bir de şu anda hapiste olan PKK nın siyasi destekçisi partinin lideri ile yapılan başkanlık pazarlıkları anlaşamayınca bozulmuştu 'seni başkan yaptırmam' sözü ile. Aklıma geliverenler bunlar kimin kimle pazarlık yaptığı hem de devleti temsilen yaptığı açık seçik belli olan görüşmeler.

Evet, ben de içime sindiremiyorum HDP ile bir cumhurbaşkanı pazarlığını ama konu Cumhur İttifakı olan bir düzeni söndürmekse siz bunu hak ettiniz…

Bu arada terörist destekçisi HDP yi içinize sindiremiyorsunuz da HÜDA PAR’ı nasıl sindireceksiniz? Al birini vur ötekine bir yanda PKK diğer yanda Hizbullah…

PARTİSİZ CUMHURBAŞKANIN DA İLK ADIM

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin bu haftaki gurup toplantısında “… Bu kürsüye veda etmek için buradayım. Bu kürsüye veda etmek pek de kolay olmuyor. Sizler benim yol arkadaşımsınız. Size son kez bu kürsüden bakmak istiyorum…” sözleri ile partisiz Cumhurbaşkanı olacağının ilk işaretini vermiş oldu. Çok olumlu bir adım seçilince de partisinden istifa ederse bu adım tamamlanmış olacak. Acaba RTE aynı anlayışı gösterebilecek mi? Yoksa devletin imkanlarını partisinin ve ittifakının seçim çalışmaları esnasında kullanmaya devam edecek mi?

SÜLEYMAN DEMİREL’DEN SEÇMELER

1965-1993 yılları arasında yedi farklı hükûmette toplam 10 yıl 5 aylık bir süreyle başbakanlık, 1993-2000 yılları arasında Türkiye‘nin 9.Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Süleyman Demirel’in siyaset tarihine geçmiş pek çok sözünden en bilinenlerinden biridir “Siyasette 24 Saat Çok Uzun Bir Süredir” sözü.

Millet İttifakı’nın 3 Mart’taki toplantısında yaşanan “ortak aday” krizinin aşılması ve Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanları Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı yardımcılığı formülüyle İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Altılı Masa ‘ya dönmesi bu sözün son örneklerinden biri olarak değerlendirilebilir.

Hele bir de bu geri dönüşten sonra yapılan anketlerde Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 56,8 oy oranına ulaşırken Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın oy oranı ise yüzde 43,2’de kalması sürecin iyi yönetildiğinin bir göstergesi olarak ta değerlendirilirken Süleyman Demirel’in bir sözünü de hatırlamakta fayda var. ”Dün dündür, bugün bu gün.”

BU NASIL BİR ÇELİŞKİDİR

Bursa’daki Bursaspor – Amedspor futbol maçında tribünlerde görevi ve yaptığı faili meçhul işlerle anılan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın posteri ile bu faaliyetlerde kullanıldığı belirtilen beyaz toros aracının pankartları açılmıştı. Çıkan olaylar neticesinde Futbol Federasyonunca Bursaspor’a toplamda 9 iç saha maçında seyircisiz oynama cezası yanı sıra toplamda 326 bin lira para cezası verildi. Bu ceza açıklanırken daha önce MHP liderinin milli duruş diyerek destek verdiği ve tebrik ettiği Bursaspor Kulübünü Bursa MHP yöneticilerinin ziyaret etmesi son derece yanlıştır ve saha içi ve dışı terörü desteklemektir.

Merak ediyorum bu konuda Bursaspor kulübüne ve seyircisine destek veren Bahçeli ve onun Bursa il yöneticileri hakkında ‘halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek’ iddiasıyla suç duyurunda bulunulacak mı ve yasal işlem yapılacak mı?

BABASININ KEMİKLERİ SIZLIYORDUR

Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Aslı Baykal, “Kılıçdaroğlu’nun çoklu ittifak bloku türlü vaatlerle, kendinden başka aday çıkmasını önlemeye çalışıyor. İyi ki Erdoğan var da demokrasimizi yaşatabileceğiz. O da olmasa oluşan acayip blok tüm sesleri susturacak ve seçime tek aday girmesine izin verecek” demiş… RTE kendisine Başbakanlık yolunu açan Deniz Baykal’a olan borcunu kızını milletvekili yaparak öder de kızı mecliste babasının arkadaşlarının yüzüne nasıl bakar merak ediyorum…

HÜKÜMET İSTİFA SÖZÜ VATAN HAİNLİĞİ MİDİR?

İktidarın deprem bölgesinde ki beceriksizlikleri spor sahalarında ve salonlarında “Hükümet İstifa” sloganlarıyla protesto edilince ortaya bir kavram kargaşası çıktı. Hükümeti istifaya davet edenler ‘vatan hainliği’ ile suçlandılar.

Bu suçlamayı yapanlar şunu bilmelidirler ki hükümeti istifaya davet edenler vatan haini olamazlar çünkü hükümet vatan değildir. Ama devleti idare eden hükümette görev alanlar devleti siyasal olarak idare ederlerken yanlış yapar ve bu yanlışlarından devlet yapısı zarar görür birlik ve bütünlük bozulursa, anayasal suçlar ortaya çıkarsa vatan hainliği ile suçlanır ve yargılanırlar.

Devlet ile hükümet arasında en önemli fark devletin devamlı olmasıdır. Hükümetler geçici olup, belli bir süre görev yaparlar. Bu süre dolduğunda hükümetin görevi sona erer. Ancak devlette bu söz konusu değildir. Hükümet devlet otoritesini işleterek politikalar belirler ve belirlenen politikaları devlet yürütür. Devlet hükümetin bir aygıtıdır ve hükümet devleti işleten bir mekanizmadır. Devletin kurumlarının halkın oylarıyla iktidara gelen hükümetler tarafından halk adına kullanması söz konusudur. Nokta…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.