Ajans Bakırçay
2021-12-14 10:17:19

Neden Garibe?

Aysel Korkut

14 Aralık 2021, 10:17

Garip Arapça kökenli bir sözcük.

“Kimsesiz, zavallı olan, gurbette yaşayan, yabancı olan, elgin, acayip” demek. TDK öyle diyor. Garibe, “şaşılacak şey, yadırganacak şey.” demek. Bunu söyleyen de TDK.

Bu tanımları okuyunca şöyle bir soru hücum ediyor insanın aklına: Bir anne baba, kızlarının adını neden Garibe koyar?

Neden?

Yarın büyüdüğünde şaşılacak kişi, yadırganacak birisi olsun; aynı zamanda gariban olsun, gariban yaşasın diye mi?

Yaşam boyu hep şaşılacak, yadırganacak, acayip bulunacak, yabancı sayılacak birisi olacağını, öyle muamele göreceğini; gariban doğmasa bile garip biçimde öleceğini bildiklerinden mi?

Kızlarının adı, daha doğarken tahmin ettikleri ‘kader’e uygun olsun diye mi?

Yoksa Kürtçede Garibe’nin başka bir anlamı mı var?

Yok. Garibe Kürtçe bir sözcük değil. Ya varsa diye tereddüt ettim. Sordum, öğrendim, yok.

Arapça kökenli bir sözcük Garibe…

Garibe, itiliyor kakılıyor, insanlık dışı muamelelere uğruyor, dışkı dolu hücrelerde yatırılıyor, çıplak muayenelerden geçiriliyor, tecavüzlere uğruyor, intihar etmeyi deniyor, tacizler durmuyor. Sonunda intihar etmeyi başarıyor.

Gerçekten intihar mı etmiş? Etmemiş de olabilir. Otopsiye avukatlar alınmıyorlar.

İntihar ettiyse, düşünelim şimdi: Neden?

Dayanacak gücü kalmadığı için mi? Yaşamak için bir sebep bulamadığı için mi? Cinnet geçirdiği için mi? O iğrenç koşullarda yaşamak istemediği için mi?

Bu, onun, diğerleriyle ait ve eşit olamadığı bu adaletsiz dünyayı reddedişi mi? 

Bu, Garibe’nin, “Alın dünyanızı başınıza çalın!” deme biçimi mi?

Bir mesajı olmalı Garibe’nin. Duymak isteyenin duyabileceği, görmek isteyenin görebileceği bir sebebi, bir öyküsü...

Gerçekten intihar etmediyse? İntihar süsü verildiyse? Bu daha kahredici değil mi?

Öyle bir nefret ki Garibe’ye yönelen, “Yok canım, öldürülmemiştir.” diyebilmek için tek bir neden bile bulup çıkaramıyor insan, o davranışların arasından.

Nedir Garibe’nin suçu? Garibe’ye bu kadar nefret neden? Garibe’ye onca kötü davranışın nedeni ne? Ne hakla ve nasıl öyle insanlıktan çıkabiliyor bu kolluk güçleri? Bir anlık bir öfkeyle değil, bir anlık zaafın esiri olarak değil, süreklileşmiş kötü muameleler yaparak.

Yoksa bu görevliler, kötülük yapmadan duramayan insanlar mıdır? İçlerinde “Yapmayın!” diyecek bir Allah’ın kulu yok mudur? Hepsinin de içi nefretle mi doludur?

Polisinden savcısına, hakiminden gardiyanına dek bu insanlar, kötülükleri tartılarak mı işe alınırlar? İnsan haklarından bihaber yetkililer, en kötü kimseyi arayıp bulup bu işlere onları mı seçerler? Yoksa işe alımlarda insan düşmanı, Kürt düşmanı olmak gibi bir şart mı var?

Kim veriyor bu hakkı bu insanlara?

Ne yapmış Garibe? Ne suç işlemiş?

Ankara Garı’nda canlı bomba eylemi mi planlamış?

Kahramanmaraş katliamını mı gerçekleştirmiş?

Sivas’ı mı yakmış?

Değil elbette. Onları yapsaydı bugün ya milletvekili olurdu ya kuşçu dükkânı açardı ya makbul vatandaşlık almış olurdu ya da o marina senin, bu otel benim, üstüne çöreklenir, keyfini sürerdi. Sonrasında her ne yaparsa yapsın, kılına bile dokunulmazdı. Pudra şekerlerine batıp çıkar, bira içenlere laf ederdi. Fuhuş yapar, etrafa ahlak dersi verirdi. İnsan öldürse bile, ön kapıdan alınıp arka kapıdan salınırdı.

Garibe, anladığım doğruysa eğer, kendisine ikinci sınıf vatandaşlığın reva görülmesine başkaldırmış. Başkaldırıp da yaptığı ne peki? “Barınamıyoruz.” diyen öğrencilerin, “Atanmış rektör istemiyoruz.” diyen hocaların, haklarını isteyen işçilerin, aşırı nöbetlere itiraz eden sağlıkçıların yaptığından pek farklı bir şey değil. Keyfi hır çıkaran bir şımarığın huysuzluğu falan, hiç değil. Bir itiraz. Kaderine itiraz. Kaderine itiraz eden herkes gibi o da hemen damgalanmış elbette: Terörist…

İtiraz bir vatandaşlık hakkı oysa… Ama mutlak otorite itiraza katlanamaz. Seni hemen terörist ilan eder. Hele bir de Garibe gibi Kürt isen, seninki katmerli teröristlik oluyor tabii. Ne yazık! Ne utanç verici! Ne kahredici!

Ardıl Batmaz, Gazete Duvar’a Garibe’yi anlatan bir yazı yazmış. Yazının tamamını okumak isteyen için linki yazının altına ekleyeceğim. Aile için yazdıklarının bir kısmını buraya alıntılıyorum.

Şöyle:

“7 Ekim 2014’te Bilal Gezer’in (Garibe’nin ağabeyi) faili meçhul bir cinayete kurban gitmesiyle başladı her şey. Sonra ağabeyinin faillerini soran Mehmet Emin, polis kurşunuyla felç kaldı. Daha sonra Garibe girdi cezaevine, bir yıl sonra da Haşim… Ailenin dokuz üyesi hakkında davalar açıldı, bazı davalar hâlâ devam ederken, bazılarının dosyaları ise karar için Yargıtay’da. İşte Gezer ailesinin yaşadıkları...”

“7 Ekim 2014 tarihinde, IŞİD’in Kobane’ye yönelik saldırıları sırasında pek çok farklı şehirde eylemler yapıldı. 46 kişinin öldüğü, 684 kişinin yaralandığı, 323 kişinin tutuklandığı eylemler devam ettiği sırada Dargeçit'te öldürüldü Bilal Gezer. Polis karakoluna 30 metre uzaklıkta açılan ateş sonucu vurulan Bilal’in faili meçhul, dosyası gizli...”

“Mehmet Emin Gezer, ağabeyi Bilal Gezer'in faillerini sormak için aynı gün gittiği Dargeçit Polis Merkezi önünde özel harekât polisleri tarafından açılan ateş sonucu sırtından vuruldu, belden aşağısı felç kaldı. Özel harekât polisleri O.A., M.K., M.Ç. ve A.T. hakkında “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan Midyat Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Mahkeme, merminin hangi silahtan çıktığının tespit edilemediği gerekçesiyle dört polis hakkında “ceza verilmesine yer olmadığı” kararını verdi. Polis avukatlarının Yargıtay'a beraat talebiyle yaptıkları başvuru da kabul edildi. Yargıtay kararının gerekçesinde Mehmet Emin Gezer’i felç bırakan olayda yer alan polisler için şu ifadeler kullanılmıştı: ‘… Bölgede yaşadıkları, tanık oldukları, çatışmalarda ve bombalı eylemlerde arkadaşlarını kaybettikleri, yaşanılan olayların etkisiyle kendilerine yönelen saldırıları def etme amacıyla meşru savunma koşullarının oluştuğuna ilişkin kaçınılmaz hataya düşüldüğünü…’”

Yine Ardıl Batmaz’dan öğrendiğime göre, Demokratik Bölgeler Partisi yöneticisi iken tutuklanmışsın Garibe.

DBP yasadışı bir parti miydi yoksa? Değil. 2014’te kurulmuş bir siyasi parti. Seni de 2015’te, Dargeçit’te uygulanan sokağa çıkma yasağı sırasında tutuklamışlar. Bahane ararsan çokça bulursun. Bulunmuş. Sadece senin için de değil, ailenin neredeyse tümü için.

Ve sen ve ailen her zaman haksız, görevliler ise her zaman haklı tabii ki!

Ne diyeyim bilmiyorum. Gözümün önüne tabutunun koyulduğu o teneke kasa geliyor. O kasanın içinde, tabutuna sarılıp ağlayan annen geliyor.

Nefretin insanların gözlerini kör etmesi, insanları birer caniye çevirmesi, geriye, teneke kasalarda, çatısına bayrak takılmış gecekondularda ağlayan, ağıt yakan anneler bırakması; bu savaştan beslenenlerin durmadan şişmanlamaları…

Garibe’nin bir hücrede çıplak ve korunaksız olması… Bile isteye kimsesiz, çaresiz tutulması…

Ben anlayamıyorum Garibe, sana bütün bunları neden yaptıklarını.

Sen anlayabildin mi?

Şu yeryüzünde neden bu kadar korunaksız kaldığını?

Annenle babanın sana neden bu adı taktıklarını?

Senin neden intihara zorlandığını?

Ölüne de dirine de neden kötü muamele edildiğini?

Anlayabildin mi?

Neden Garibe?

Ben anlayamıyorum.

Bütün bunlarda bir yanlışlık, bir kötülük olduğunu düşünüyorum.

Utanç duyuyorum.

Kimseyi rahat bırakmayan, durmadan çocuklarını öldüren bu ülkeyi -bağışlayabilirsen- bağışlamanı diliyorum.

-----------------------------

İlgili Link: https://www.gazeteduvar.com.tr/gezer-ailesi-kurte-bicilen-kader-haber-1545085

Yorumlar (1)

Alev Subaşı 2 Yıl Önce

Haksız güç zaIim, güçsüz hak çaresizdir. Garibeleri çaresiz gibi gösteren iğrenç düzende Zulmünü haksızlıktan alanların aciziyeti daha acınasıdır aslında

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.