Ajans Bakırçay
2021-05-30 10:31:44

Feridun Andaç - Orhan Pamuk

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 30 Mayıs 2021, 10:31

Feridun Andaç, Orhan Pamuk için diyor ki; "Hikâyesi olmayan anlatıcıdır Pamuk. Bunu iki kez denedi. Cevdet Bey Ve Oğulları ile İstanbul anlatısında. Birinden roman çıkarmak istedi, diğerinde kendi olmak. İyi okurluğunun sonuçlarıdır her ikisi de. Yazan biri için kendini okumak ne denli önemlidir, bir bilseniz!"

Orhan Pamuk’un tutuk anlatıcı olduğunu söylüyor. Cesur olmadığını da… Bildik hikâyelerin peşinden gittiği için kendi hikâyesini kuramadığını da…

***

M. Sadık Aslankara, Doğan Hızlan, Özdemir İnce, Feridun Andaç gibi çok kitap okuyup çok kitap tanıtan eleştirmen/ yazarların sözleri, benim için tartışılmazdır.

Orhan Pamuk’un Türkçesi için yapılan eleştirileri çok okuduk.

Türk ve Dünya edebiyatına olan hâkimiyetini kimse tartışmıyor. Orhan Pamuk, yazınsal birikimiyle baş edilemeyecek büyüklükte bir yazarımız.

Okumak ve yazmak dışında bir başka dünyası olmayan biri.

"Okumuyorum ben onu!" diye konuşanlardan değilim ben. İzmir’de biri aynen böyle dedi… Okuyorum ve anlamaya çalışıyorum.

Okurun görevi biraz da bu zaten… Yazarı anlayabilmek…

25. sayfasına gelmiş, bir şey anlamamış ve kitabı kapatmış.

Bu tür sözleri çok işittim. Şiddetle de karşı çıktım.

Sanki her okuyan felsefenin temel ilkelerini ya da Kur’an’ı anlıyor.

Geçelim…

En çok eleştirilen yazarımız olan Orhan Pamuk, 27 Mayıs’ta kısa dalga Podcast’ta bakınız neler dedi:

"Türkiye bir demokrasi değil. (Bence Türkçe açısından kötü bir tümce bu. Türkiye, demokrasiyle yönetilmiyor deseydi bence daha iyi olurdu.) Sandıktan istenilen sonuç çıkmayınca o sandıklar da kaçırılıyor. Türkiye’de fikir özgürlüğü, kuvvetler ayrımı, mahkemelerin bağımsızlığı yok. Siyasi laf edenleri sokakta dövüyorlar, parmaklarını kırıyorlar. Mafya karışıyor işin içine."

Sorarım, kim konuşabiliyor böyle?

Hangi yazar, hangi şair?

***

Refik Halit Karay’ın Atatürk’e muhalif olduğu, enteresan bir adam olduğu, şarapseverliği, döneminin en bohem adamlarından olduğu, milli mücadelenin en çetin günlerinde ciddi ciddi bir yazı yazmak yerine 'patlıcan meselesi'ni yazdığı, zengin - kültürlü - bürokrat bir aileden geldiği bilinir.

Kaç edebiyatçı değinir buna?

Memleket Hikâyeleri güzel, tamam, anladık ama ya milli mücadele karşıtlığı?

Neden dile getirilmez hikâyelerinin yanında…

Neden merak edilmez?

Orhan Pamuk, sadece Türkiye’nin değil dünyanın gözü önünde bir yazar…

Kitapları çok satan bir yazar. Popüler bir yazar. Kitaplarını iyi pazarlayan bir yazar. Tartışılan bir yazar…

Kıskanılan bir yazar Orhan Pamuk.

Bütün Nobel alanlarda olduğu gibi…

Sonuçta insani bir durum…

Şaşmak, şaşırmak gerekmez.

Bu konuda Feridun Andaç’ın söyledikleri ne yalan ne yanlış. İtiraz edilemeyecek bir değerlendirme.

Ancak…

Soruyorum, kim/ hangi yazar ya da şair Orhan Pamuk kadar muhalefetini sürdürüyor iktidara?

Ekonomisi ve sosyal yaşamı konusunda herhangi bir sorun yaşamayan biri için oldukça cüretkar çıkışları olan biri Orhan Pamuk.

Hangi entelektüel onun kadar cesaret sahibi? Hangi edebiyatçı onun kadar muhalif sesler çıkarabiliyor?

Ülkenin Cumhurbaşkanı, iki muhalif lideri neredeyse boğduracak. Konuşmalarını istemediği gibi, yurtiçinde seyahat etmelerine bile ambargo koymaya niyetli. Düpedüz tehditler savuruyor.

Yapılan saldırıları alkışlar havalarda konuşuyor. Herkesin gözü önünde…

Tehditimsi sözlerinin sonunda "Bu, daha bir… Daha neler olacak neler… Daha dur bakalım… Bunlar iyi günler…" diyebilen bir cumhurbaşkanımız var.

Rize’deki olaylar nedeniyle Meral Akşener için; "Yine dua et ki gelin hanıma çok ileri gitmeden bir ders verdiler. Bu da Rizeli’nin edebini/ adabını gösterir. İkizdere yetmedi, bir de Çayeli’ne gitti. Orada da zaten gerekeni yaptılar." diyebilmekte.

Cumhurbaşkanı böyle konuşursa tabii ki din dersi öğretmeni Yunus Taşkıran da bundan cesaret alarak elinde dürbünlü tüfekle poz verecek.

Biliyor ki ne tüfeğiyle ilgili ne de sözleriyle ilgili bir işlem görecek. Öğrencilerine iyiliği/ güzelliği öğretecek olduğuna inandığımız din dersi öğretmeni, içişleri bakanına destek olduğunu göstermek için "Biz de senin emrindeyiz ağa. 600 metreden nokta atışı, 800 metreden kola bacağa… Yani 800 metreden fazla yaklaşma!" diyor.

Türkiye’nin nasıl ve kimler tarafından yönetildiğini görüp de tepki göstermemenin yanlış olduğuna inanıyor olmalı ki, Orhan Pamuk dayanamayıp konuşuyor. Cesaretle… Korkusuzca…

Bugün onun bu özelliği, cesur muhalifliği konuşuluyor olmalı.

Zaten çok okunuyor. Kitapları ve tutuk anlatıcılığını daha sonra konuşsak olmaz mı?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.