31 Mart Yerel Seçimleri CHP’nin zaferiyle sonuçlandı.
AKP’lilerin bitmez tükenmez lüks ve şatafat düşkünlükleri, işsizlik, yoksulluk, pahalılık, yolsuzluklar, usulsüzlükler, talan, Cumhuriyet ve laiklik karşıtı eylem ve söylemleri, AKP’yi hezimete uğrattığı gibi, sonunu da getireceğe benziyor.
Seçim hezimetine karşın Saraydakinin bir dediği bir diğerine uymaz sözleri, hakaretamiz söylemi, istakoz, Maldiv görüntüleri ve lüks saatler gündemden henüz düşmüş değil.
Yüzlerce/ binlerce sayfa okunsa da siyasal İslam’ın gerçek yüzü bu denli kolay öğrenilemezdi. Toplum olarak yaşadık, gördük ve pahalıya mal olduysa da öğrendik siyasal İslam’ı…
Bugünden sonra Sol’da yer alanlar, CHP’li belediyeler çok dikkatli olmalılar ve genel başkanın dediği gibi özellikle işe alımlar konusunda nepotizme, kayırmacılığa düşmemeliler, asla yanlış yapmamalılar.
Belediye Başkanları, yeniden yapılanma çalışması içindeyken kadrolarını titizlikle belirlemeliler.
Belediyelerin vitrini demek olan kültür sanat merkezlerinin yöneticilerine özellikle büyük işler düşüyor bu konuda.
Düzenlenecek söyleşilerde konuşulacak konular/ konuşmacılar, dinletiler ve harcanacak paralar konusunda dikkatli olunmalı.
Egosu şişkin yöneticilere ve hangi konuda olursa olsun kayırmalara geçit verilmemeli.
Başkanların işbaşı yaparken kendi kadrolarını belirleme hakkına partinin üst kademedeki yöneticileri müdahale etmemeli. Basın danışmanını ve kültür müdürünü kendisi belirleyemeyen bir başkanın varlığını düşünmek bile istemiyorum.
Bunlar olmadı değil…
Siyasi iradeyle takışmamak adına başkanlar buna sesini çıkarmadı/ çıkarmıyor.
Olmaz!
Dirayetli başkana yakışmaz bu!
Bu konu, umut veren Özgür Özel’e kadar götürülmeli ve bir yanlışa fırsat verilmemeli.
Çünkü CHP’nin en yakın seçimde iktidar olması gerekiyor. Buna ihtiyacımız var!
Ancak… Elimize ayağımıza takılan bir şeyler de olmamalı.
***
Sözleriniz, davranış biçimlerinize yansımalı…
Teorinin pratikle olan, olması gereken uyumu /arkadaşlığı gibi…
***
2,5 yıldır Karşıyaka / Latife Hanım Köşkü’ndeki 'Mehmet Atilla Kitaplığı Söyleşileri’ni yönetiyorum.
1,5 yıldır Karşıyaka Kent Konseyi Eğitim Çalışma Grubu Başkanı olarak düzenli aralıklarla bilim-sanat- edebiyat söyleşileri düzenliyor ve yönetiyorum. Yürütme kurulunun bana verdiği görevlendirmeye dayalı olarak…
Herhalde 3 yıl ya da daha fazla oldu Gazete Karşıyaka’da haftada bir yazıyor olmam…
90’lı yılların sonundan bu yana da Cumhuriyet Okurları (CUMOK) Başkanlığı… Cumhuriyet, benim yaşamımın bir parçası çünkü…
***
Hem değişimden yana olacaksınız hem her fırsatta gençlere fırsat verilmesi gerektiğini söyleyecek ve yazacaksınız hem de başkalarına hiç bu olanakları sağlamamaya yemin etmiş gibi olacaksınız.
Çelişki demezler mi buna?
Dördünü de bir anda bıraktım.
1- Karşıyaka’nın seçilmiş yeni Başkanının elini rahatlatmak adına… Onun tercihlerine saygı adına…
2- Tutarlılık ve rol model olmak adına…
İlle, birinin "Sizi bu görevden aldım" demesi gerekmez çünkü…
***
Yıllar önce Türkiye Yazarlar Sendikası İzmir Temsilciliği Yürütme Kurulu Üyesi iken de aynısını yapmıştım. Yeni genel başkanın elini rahatlatmak için…
Hem yönetime hem de genel başkanlığa istifa dilekçemi vermiştim.
Benim istifamdan üç beş gün sonra rahmetli genel başkan Enver Ercan ne yapmıştı biliyor musunuz? İzmir yönetimini görevden alıp başka bir yönetimi atamıştı.
Oysa yönetim olarak hepimiz istifamızı sunmalıydık. Genel Başkanın tercihine bırakmalıydık yeni İzmir yönetimini… Görevden alınmaktan daha iyi değil midir?
Ben bu konuda Kemal Nehrozoğlu’na çekmişim. Ahmet Necdet Sezer, görev süresi bitip de Cumhurbaşkanlığından ayrılınca o da "Ben Ahmet Necdet Bey ile geldim, onunla giderim" diyerek genel sekreterliğe veda etmişti.
Karşıyaka’nın yeni başkanı, Gazete Karşıyaka için şair-i âzam Hüseyin Yurttaş, şair- yazar Hidayet Karakuş, Efdal Sevinçli, Kemal Anadol, Aydın Şimşek, Ahmet Günbaş, Semih Çelenk, Lütfü Dağtaş, Veysel Çolak, Oğuz Tümbaş gibi Karşıyakalıların yazmasını isteyecek belki…
Onu, bu tercihinde özgür bırakmak gerekmez mi?
Gazete, bu şekilde daha da yenilenmiş olmaz mı?
Ayrılma nedenim bu!
CUMOK Başkanlığını da emekli binbaşı, düşün ve siyaset adamı Çetin Köker’in daha iyi yapacağına inandığımdan…
Değişim istiyorsanız, bence kendinizden başlayacaksınız bu işe!
Etik, derken biraz da bunları kastediyorum.
***
Kültür ve basın halkla ilişkiler müdürlüklerine gelince…
Tevazu, bilim ve sanat disiplinleriyle donanmış olmak, doğru iletişim, yönetsel beceri, egosundan arınmışlık, saygınlık ve güleryüzü ihmal etmeyen kültür müdürlerinin varlığı, başkana da Karşıyakalılara hiç kuşku yok ki artı olarak yansıyacaktır.
Şimdilik bizlere düşen görev mi?
Yıldız Ünsal Başkanlığındaki Karşıyaka Belediyesi’nin öncelikle ele alacağı proje olan 'Karşıyaka Kent Müzesi' için elimizde avucumuzdaki eskiye dair objeleri/ eşyaları hemen teslim etmek ve pırıl pırıl Karşıyaka Kent Belleğimiz için seferber olmak!
Yurttaşlık bilinci ve kent kültürü dedikleri…
Salim çetin 2 Hafta Önce
Kutluyorum. Örnek bir davranış olmuş. Umuyorum yeni başkan bunları doğru değerlendirir.