Ajans Bakırçay
2025-10-05 11:09:27

Değerbilirlik ve Bergama

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 05 Ekim 2025, 11:09

CHP’nin ilçe kongreleri bitti.

Çok değerli bulduğum İsmail Durmaz, Bergama’da yeniden ilçe başkanlığına seçildi.

Öyle sevilen/ sayılan biri ki karşısına bir kişi bile çıkmadı rakip olarak.

Karşıyaka’mızda ipi göğüsleyeceği çok önceden bilinen Levent Güçlü’nün karşısına çıkan Hanımşah Han, kongreye sayılı günler kala hiç çıkmasaydı keşke.

Adaylığını çok daha önceden açıklamış olsaydı, eminim şansı daha yüksek olurdu.

Bu, onun adına bir hataydı bence.

Tire’de de yine Gürol Soyuer güven tazeleyerek başkanlık koltuğuna oturdu.

Dönelim yine Bergama’ya…

Toplam 399 delegenin 266’sının kongreye gelmiş. Geçersiz oyların toplamı13 olsa da Bergama CHP İsmail Durmaz’dan vazgeçmedi.

Önceki belediye başkanları ve ilçe başkanları kongreye katılarak, yerel seçimlerde olduğu gibi 'Birlik-Dayanışma' bayrağını yine dalgalandırmış oldular.

Burası çok önemli! Bergamalılar, seçim zamanında dargınlıkları/ küskünlükleri unutup adayın çevresinde kenetlenmeyi atalarından öğrenmiş olmalılar.

Sefa Taşkın, Mehmet Gönenç, Bahri Kalyoncu, Özcan Durmaz, Akın Yasa, İdris Yavuzyılmaz, Mehmet Ecevit Cambaz gibi Bergama’nın sosyal demokrat kimliğine önemli katkılarda bulunmuş siyasetçilerin kongredeki varlığı bendeki Bergama aşkını yine depreştirdi.

Her il ve ilçede rastlamadığımız bir manzara bu!

Bu, Bergama farkı, Bergamalılık farkı!

***

Hiç unutmam, yıllar önceydi. 80’li yılların ortalarına doğruydu yanılmıyorsam.

Hükümet konağının önünde, havada asılı olan bütün siyasi parti bayraklarının dalgalandığı günlerdi. O günlerde esen şiddetli rüzgârlar, bayrakları birbirine karıştırmıştı.

O yıllarda yurdun dört bir köşesinde taraftarlar arasında en küçük bir polemik ya da böylesi karışıklıklar nedeniyle kavgalar yaşanmaktaydı. 12 Eylül öncesinde olduğu gibi…

O gün postanede işim vardı. Dışarı çıkınca fark ettim kalabalığı.

Partililer gelmiş, bayrakların bağlı olduğu ipleri birbirinden ayırmaktalar. Merak edip yanlarına gidip kulak verdim olan bitene. Birbirlerinin siyasi rakipleri değil de sanki komşu çocukları ya da okuldan arkadaş gibi birbirleriyle konuşmaktalar.

Bir yandan bayraklarını topluyorlar bir yandan da muhabbet ediyorlar.

Salihli ve İzmir’in Hatay’ında alışık değildim böylesi tablolara.

Her birine biraz saygı biraz hayranlıkla bakındım durdum.

Hiç kavga çıkacak gibi bir ortam değildi tanığı olduğum görüntüler.

Beni çok etkilemişti bu.

Aradan 40 yıl geçti. Partililerin burada birbirleriyle boğazlaştıklarına hiç tanık olmadım ben.

Sanıyorum, 20 yıl kadar önceydi. Ardı arkasına kütüphane açtığımız yıllar…

Hükümet konağından çıktım. Özel idare iş hanına doğru gideceğim. Karşımdan MHP İlçe Başkanı geliyor. "Bu memlekete hizmetin çok Recai Hocam, seni seviyoruz!" demez mi?

İtiraf edeyim, yaşamımda ilk kez bir MHP’liden övgü dolu sözler işitiyordum.

Ne hikmetse, ben bu toprağın insanını çok sevdim, çok seviyorum. Hiç ama hiçbir Bergamalıyla da kavga/ döğüşüm olmadı bugüne değin.

Bergamalı uygar, Bergamalı efendi, Bergamalı iyimser ve barışsever!

Aristonikos’un, Galenos’un, Bergamalı Kadri’nin bu işteki rolü ne bildiğim yok ama bildiğim şu ki, Bergamalı barış hamuruyla yoğrulmuş.

Bergama’ya gelen kaymakamlar da bunun farkındadır zaten.

Onca eylemler yapıldı altın madeni için, hiçbir Bergamalının burnu bile kanamadı. Kaymakamlardan yana da çok şanslı olduğumuzu söyleyebilirim.

Aylar önce Temel Koçaklar’ı getirdim Tanju Çelik’i kutlamak için. Temel Bey ile caddede yürürken Bergamalıların ona olan sevgisine tanık olunca şaşırmıştım inanın. Yıllar önceki kaymakama yine aynı sevgi ve saygılarını gösteriyordu Bergamalılar.

Bergamalı, aynı zamanda çok vefalı!

Fanatizm, bulaşmamış bu toprağın insanına.

Bir ramazan günüydü.

Kütüphane açtığımız Ayaskent’e aylar sonra yeniden kitap getirmiştim. Uğur Mumcu serisini…

Raflara yerleştirdikten sonra belde başkanına Allahaısmarladık demeye gitmiştim. Vakit hayli geçti. "Yemek yedirmeden asla göndermem!" demez mi?

"Başkan, ramazan ayındayız olmaz. Görene ne deriz sonra…" desem de yararı olmamıştı.

İzmir’e epey geç dönmüştüm o gece.

Bugün hangi ilin, ilçenin AKP’li belediye başkanı yapar bunu, sorarım size.

Evet, Başkan AKP’li bir arkadaştı.

Hümanizma, sevgi, barış, kardeşlik sözcükleri bana hep Bergama’yı/ Bergamalıyı anlatır.

***

Kendisine yüklü borç bırakan/ enkaz devralan belediye başkanlarının bir kısmı belediye binasının dış cephesine çarşaf gibi devraldıkları borçları asıyorlar ya…

Kendisinden önceki başkanları teşhir ediyorlar ya…

Ben, altından kalkamayacağım borç bırakan benden önceki başkana bunu yaparım örneğin.

Bergamalı bunu yapmıyor. Eminim Hakan Koştu’yu üzmek istemiyor yeni Başkan. Sadece mecliste, partideki bir toplantıda söylüyor belediyeyi 700 milyon lira borçla devraldığını ve borçlarını aydan aya ödediğini.

Karşıyaka Belediye Başkanı ise ikide bir kendisine bırakılan borcun ağırlığını dile getirip Cemil Tugay’ı eleştiriyor. "10-15 yıl başkanlık yapsam bu borcu ödeyemem ben" diyor.

Bergama ise borçları ödüyor ama ikide bir Hakan Koştu’yu da eleştirip durmuyor.

Dönelim yine kongreye…

Söz alıp konuşanlar şunlardı: Sefa Taşkın, Mehmet Gönenç, Mehmet Ecevit Cambaz, Özcan Durmaz, Atakan Tekin, Alper Belgen, Tanju Çelik…

Neler konuştukları mı?

Adayın çevresinde kenetlenmek, belediyeye sahip çıkmak…

Değerbilirlik, klasik Bergamalılık yani…

Doğduğum topraklar Manisa il sınırına dahil ama ben kendimi nedense hep Bergamalı gibi duyumsuyorum.

Bergama’nın iki başkanı; Mehmet Gönenç ve Tanju Çelik de zaten Bergamalı ilan etti beni.

Emeklilik sonrası koşa koşa İzmir’den gelip CHP’ye üye oluşum daha dün gibi aklımda.

Yeniden kongreye gelince…

Salondakiler sanki düğüne gelmiş gibiydiler. Her biri çiçek gibiydi.

Oğlumuzun nişan yüzüğünü takar gibiydik. Mutlu ve umutlu…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.