Ajans Bakırçay
2023-06-02 20:39:51

Diokletianus’tan Günümüze….

Prof. Dr. M. Şerefettin Canda

02 Haziran 2023, 20:39

Diokletianus’tan Günümüze….

Enflasyonun Etkisi ve Antakya Roma Taş Köprüsünün Hazin Sonu

From Diocletianus to the present…

The effect of inflation and the sad end of Antakya Roman Stone Bridge

Prof. Dr. M. Şerefittin Canda

Giriş ve Amaç

Diokletianus (Diocletinanus) (İS 245 Solin-316 Split) (Fotoğraf 1), 51. Roma İmparatoru olup, egemen olduğu dönemde yeni yasalar çıkarmış, yönetimde yenilik yapmış, “Dörtlü Yönetimi” kurmuş ve İmparatorluğu dağılmaktan kurtarmıştır.

Diokletianus’un, 21 yıllık (20 Kasım 284 - 1 Mayıs 305) Roma İmparatorluğu ve enflasyon

Diokletianus, 21 yıllık (20 Kasım 284 - 1 Mayıs 305) Roma İmparatorluğu döneminde, pek çok başarılı işler gerçekleştirmiş olmasına karşın, “zora dayalı” yöntemlerle, “enflasyon” ile baş edemediği için görevini kendi isteği ile bırakıp, doğduğu topraklara dönmüş, orada yaşamını sürdürmüştür.

Diokletianus’un, Antakya Roma Taş Köprüsü (İS 305) ve Yıkılması (1972)

Diocletianus, Roma imparatorluğu coğrafyasındaki bölgelerde; ulaşım, haberleşme, bayındırlık konularına önem vermiş ve pek çok yenilik yapmıştır.

Diocletianus döneminde Antakya (Antioch), stratejik konumu nedeniyle çok önem kazanmış, ipek yolunun denize ulaştığı yer olması yanı sıra, doğuya yapılan seferlerin merkezi olmuştur.

Antakya’da, bu dönemde yapılan önemli işlerden birisi de, Asi (Orentos) Irmağı üzerine yapılan ve iki yakayı birbirine bağlayan Antakya Roma Taş Köprüsü (Diokletianus Köprüsü) (İS 305) olmuştur. 

Amacımız, Anadolu Coğrafyasında, geçmişte egemen olmuş, Roma İmparatoru Diokletianus’un;

Bundan 1718 yıl önce (384-305), 21 yıl süren döneminde (Dörtlü Yönetim) yaşanan “enflasyonla” ile baş edemeyerek, görevini kendi isteği ile bırakması, Deprem bölgesi Antakya’da, 305 yılında Asi Irmağı üzerine yaptırdığı Antakya Roma Taş Köprüsünün (Diokletianus Köprüsü), 1972 yılına dek, depremlerde ayakta kalmasına karşın, insan eliyle yıkılması ilginç bulunarak sunmaktır. Diocletianus ve Enflasyon Diokletianus işbaşına geldiğinde Roma İmparatorluğu;

– Kölelik düzeni,

– Paralı askerler,

– Geniş coğrafyada, sürekli büyük ve paralı ordu besleme gereği,

Doğuda ve batıda, birçok yerde savaşmak zorunda kalmaları,

– “Büyük ve pahalı projelere” (Ulaşım, haberleşme ve bayındırlık, vb) önem vermeleri,

Yöneticilerin “Lüks” yaşam sürdürmesi sonucu dağılma sürecine girmişti. Böylece, Roma İmparatorluğunun egemen olduğu yerlerde;

– Ekonomi bozulmuş,

– Vergiler ağırlaşmış,

Üretim düşmüş,

– Halk yoksullaşmış,

Enflasyon” artmıştır. Diocletianus; İç ve dış yönetimde, ekonomide, komşularla ilişkilerde yenilikler yapmış, İpek yolu ticaretinden pay alma yarışında olan Persler (İran) ve Mısır gibi komşu ülkelerle, iyi geçinmeye çalışmış, “zorunlu olmadıkça” savaşa girmemiş olmasına karşın,

Enflasyon” ile savaşta, “zora” dayalı yöntemler kullandığı için, başarılı olamamış, sonuçta görevini kendi isteği ile bırakarak, köyüne (Split, Salona, Diocles) dönmüştür.

Roma Para Birimi Dizgesi “Diocletianus Monetory System”

Diokletianus ekonomi, para yönetimini ve malların ederini denetim altında tutma, halkın satın alma gücünü korumak ve ekonomik yükünü azaltmak için para birimi yönetiminde yenilikler yapmış olmasına karşın para değeri aşırı düşmüştür.

Sonuçta, Diokletianus, çağının gerisinde kalmış olan “kölelik yönteminin” sürdüğü Roma topraklarında, karaborsa, kıtlık ve ayaklanmaları önlemek de güçlük çekmiştir.

Pazar Yerlerinin Girişine Konulan “Fiyat Listeleri” Yazıtları

“Mal ve Hizmetin Tavan Ederi Buyruğu” “Edictum de Pretiis Rerum Venalium”

Satıştaki malların ederinin en üst sınırını belirleyen “Diokletianus Buyruğu” ile yaklaşık 1400 mal ve hizmetin tavan ederini belirlenmiş, uymayanlara ağır yaptırımlar konulmuş, bunlar yazıtlar biçiminde antik kentlerin Pazar yerlerine konulmuştur.

Diokletianus’un, İS 301 yılında, uyguladığı ve “cezaya” dayalı bu yöntem, tarihte enflasyon ile ”zora” dayalı yöntemlerle baş edilemeyeceğinin örneklemektedir.

Günümüzde, antik Roma dönemi kentlerinde, Pazar yerlerinin girişindeki bu mermer bloklar üzerine yazılmış olan “mal ve hizmetlerin en yüksek tavan fiyatını gösteren listeler” birçok yerde bulunmuştur (Fotoğraf 2-5).

 

Fotoğraf 2. Latince, Diocletianus mal ve eşyaların “en yüksek ederini” bildiren buyruğu, mermer üzerine yazılmış (Berlin).

Fotoğraf 3. Grekçe, Diocletianus malların “en yüksek ederini” bildiren buyruğu, mermer üzerine yazılmış (Yunanistan).

Footğraf 4. Latnce, Diocletianus’un malların “en yüksek ederini” bildiren buyruğu, mermer üzerine yazılmış (Afrodisyas).

Fotoğraf 5. Latince, Diocletianus malların “en yüksek ederini” bildiren buyruğu, mermer üzerine yazılmış (Aizanoi-Çavdarhisar)

Diokletianus ve Antakya Roma Taş Köprüsü (Diocletianus Köprüsü) Doğu-Batı Güvenli Haberleşme, Ulaşım Karayolu Ağı

Roma İmparatorluğu (Batı Roma: İÖ 27 - İS 395 / 476) (Doğu Roma / Bizans: İS 395 - 1453 döneminde, ticaret ve askerlerin ulaşım yollarının güvenliğinin sağlanması önem kazanmıştır.

Roma İmparatorluğu, doğu ile batı arasında haberleşmeyi, ulaşımı ve güvenliği sağlayan çok önemli sağlam bir kara ulaşım ağı oluşturmuştur.

“İran-Roma-Mısır Üçgeni, Geniş Coğrafya”

Romalılar, yönetimlerindeki İran-Roma-Mısır üçgenindeki çok geniş coğrafyayı yönetebilmek ve ticaret yollarını ellerinde tutabilmek için hızlı haberleşmeye, ulaşım yollarına gereksinimleri vardı.

Bu nedenle Anadolu’da ulaşım yollarına ve doğal olarak ırmaklar üzerine köprüler yapılamasına ve bunların güvenliğine çok önem vermişlerdir.

“Her Yol Roma’ya Çıkar”

Anadolu’yu boydan boya kat eden ve 2000 yıldır ayakta duran, Roma taş döşeli yolları ve taş köprüleri, güncel olarak da varlığını sürdürmektedir. “Her yol Roma’ya çıkar” sözü bu gerçeğin tanımıdır.

“Köle İşçilerin Görkemli Mühendislik Anıtları”

Romalıların yapmış olduğu, binlerce km uzunluğundaki taş kaplama ve sağlam kara yolları ve ırmaklar üzerinde yaptıkları her biri bir başyapıt niteliğindeki taş köprüler antik çağın, Roma döneminin ve “kölelerin” emeğiningörkemli mühendislik anıtları” olarak günümüz mimarlık tarihinde anılmaktadır.

Diokletianus, Antakya Günleri (297-302)

Diokletianus 297 yılında Antakya’ya gelmiş ve yaklaşık 5 yıl burada kalmıştır.

Doğuda sürekli sorun çıkaran Persler (Sasani)’e karşı savaş hazırlığını, Diokletianus, Antakya’da yapmıştır.

Roma Ordusu, Persler’i 298 yılında yenmiş ve 299 yılının kış aylarını Diokletianus Antakya’da geçirmiştir.

Antakya Suriye’nin Yönetim Merkezi (300)

Diokletianus 300 yılında Antakya’yı Suriye bölgesinin yönetim merkezi yapmış ve 302 yılına dek Antakya’da kalmıştır (Downey, 1961:318).

Diokletianus, 305 yılında, Antakya’da Asi Irmağı’nın iki yanını birbirine bağlayan doğrudan karayolu ulaşımını sağlayan Antakya Roma Taş Köprüsünün yapılmasını gerçekleştirmiştir.

Antakya’nın Simgesi Roma Taş Köprüsü

Roma İmparatoru Diokletianus’un, Antakya’da Asi Irmağı (Orontes) üzerinde yaptırmış olduğu Taş Köprü (Diocletianus Köprüsü) (İS 305) uygarlık ve Antakya tarihi açısından önemlidir (Fotoğraf 6,7).

Antakya’da, Asi ırmağının iki yakasını birbirine bağlayan Roma Taş Köprüsü, kentin simgesi olmuştur.

Diocletianus’un yaptırdığı Roma Taş Köprüsü, Antakya ve Hatay yöresinde tarihsel dönemler içinde;

Mimarlık, Estetik, Yararlılık ve Görkem açısından; İz bırakmış, Geçmiş uygarlıkların bir kalıtı ve En görkemli anıtsal yapısıdır. 1667 Yıl Sonra, Roma Taş Köprüsünün Yıkımı (1972)

Diokletianus tarafından, 305 yılında, Antakya’da yaptırılan Roma Taş Köprüsü, aradan “1667 yıl” geçtikten sonra, 1972 yılında aşağıdaki nedenlerle, insan eli ile yıkılmıştır.

Amik Gölünün kurutulması ve sularının boşaltılması aşamasında;

Asi Irmağı yatağını genişletmek, Asi Irmağı Suyunun akışını hızlandırmak.

Dönemin üst yönetiminin aldığı kararlar doğrultusunda, DSİ yöneticileri tarafından yıkılmıştır.

Antakya Roma Taş Köprüsünün Yıkılması, Amik Gölünün Kurutulması, Yitirilenler…

Doğanın görkemli bir güzelliği ve büyük bir değeri olan Amik Gölünün yok edilmesi ile birlikte;

Antakya Roma Taş Köprüsünün yıkılması; Hatay, Antakya, Amanoslar ve Amik Ovasının binlerce yıl içinde oluşmuş ekosisteminin, Biyo-çeşitliliğin, Yeraltı-yerüstü su dengesinin bozulmasına yol açmıştır.

Mimari açıdan;

Antakya Roma Taş Köprüsünün 4 gözü bilinmekle birlikte, 5 gözü olduğu söylenmektedir. Asi Irmağı üzerindeki Antakya Roma Taş Köprüsünün iki yanal yüzü kesme taşlardan yapılmış ve Diokletianus döneminin en özgün yapılarından birisidir. Antakya Roma Taş Köprüsü Yeniden Yapılmalıdır Yerine “estetikten yoksun” ve “tarihe saygısız” beton bir köprü yapılmış olmasına karşın, antik Antakya Roma Taş Köprüsünün, “Mostar Köprüsü” örneğinde olduğu gibi yeniden yapılarak yaşatılmasının yolları aranmalıdır.

 

Fotoğraf 6,7. İS 305 yılında Diocletianus tarafından Asi Irmağı üzerine yaptırılmış olan ve 1972 yılında insan eli ile yıkılan Antakya Roma Taş Köprüsünün yaklaşık 100 yıl önceki görünümü.

DİOKLETTİANUS’DAN GÜNÜMÜZE Diokletianus, 297 yılında Antakya’ya gelmiş ve yaklaşık 5 yıl Antakya’da yaşamış (297-302),

İpek yolu ve ticaretin zengin ettiği bölgede birçok bayındırlık yapıları (Yollar, Köprüler, Su Yoları, Tapınaklar, Villalar, Konutlar, Hamamlar, Devlet Yönetim Yapıları) ve bunların salonlarını, duvarlarını süsleyen görkemli mozaikler yapılmıştır.

Bu sanat yapıları ve yapıtları içerisinde, en önemlisi, Asi Irmağı üzerine Antakya’da yapılmış olan Roma Taş Köprüdür.

Amik Ovası, Amik Gölü, Asi Irmağı, Defne (Daphne) ve Samandağ Denizi, İskenderun Körfezi, Gölbaşı, Amanos Dağları, Habibi Neccar Dağı ve Kel Dağ, bölgenin en önemli ekolojik varlıklarıdır.

Özellikle Amik Gölü içerdiği sulak ve sazlık alanları ile “biyolojik çeşitlilik”, yer altı su dengesinin korunması açısından doğa harikasıdır.

Bölge insanını yaşamında olduğu gibi, diğer suda, karada ve havada yaşayan tüm canlıların yaşam zinciri içerisinde çok önemli işlevi bulunmaktadır.

Hüseyin Ezer

Amik Ovası ve Amik Gölü çevresinde yaşayan, halkın içinden çıkmış Hüseyin Ezer (Fotoğraf 8), bu ekosistemin önemini ve değerini genç yaşında anlamış, yaşamı boyunca, yazdığı yazılar, şiirler ve yaptığı etkinliklerle bu ekosistemin korunması için çalışmıştır.

Hüseyin Ezer’in çocukluk yılarında, bölgede okul olmadığı için eğitim görememiş olsa da, kendini yetiştirerek, okuma-yazma öğrenmiş ve dışarıdan İlkokul Diploması almıştır.

Hüseyin Ezer, daha sonra gazetecilik yapmış, Hürriyet Gazetesinin bölge “muhabiri” olmuştur.

Hüseyin Ezer, Amik Gölünün kurutulmasına karşı çıkmış, bunun doğuracağı olası sonuçların ağır olacağını bildirmiştir. Amik Ovası ve Amik Gölü ekolojisini ve yerel canlı türlerin “yaşam alanlarını” korumak için çaba göstermiş, uyarılar yapmış, bu amaçla pek çok makale yazmıştır.

Mısır’daki Nil Delatasından başlayan, Asi Irmağı Vadisi boyunca kuzeye doğru gelen, Amik Gölü ve çevresindeki sulak ve sazlık alanlar üzerinden geçen “kuş yolları” üzerinde bulunan, doğanın korunması ve Türkiye açısından önemini, topluma anlatmaya çalışmıştır.

Ayrıca, Amik Gölünün kurutulması sonucu, Asi yatağının genişletilmesi, Antakya’da Asi Irmağı üzerindeki Roma Taş Köprünün yıkılmasına da karşı çıkmıştır.

Diokletianus’dan haberi olmayan, yörenin “gönül gözü açık”, “düşünen” bir insanı olan Hüseyin Ezer, Amik Ovası, Amik Gölü, Asi Irmağı ekosisteminin oluşturduğu eşsiz doğayı, canlıları, çevrede yer alan görkemli antik tarihi yapıtları korumaya çalışmış, topluma liderlik yapmış ve geç de olsa, halkın bilinçlenmesini sağlamıştır.

Tüm bu ve benzeri çalışmalara karşı, dönemin egemen yönetimini oluşturan erk, Amik Gölünü kurutmaktan ve Asi Irmağı üzerindeki Roma Taş Köprüsünü yıkmaktan geri kalmamıştır.

Fotoğraf 7. Amik Ovası Efsanesi Hüseyin Ezer: “Elli Yıllık Gazeteci Hacı Hüseyin Ezer’in Yaşamı, Yazıları ve Reyhanlı Tarihi İçindeki Yeri (Canda, MŞ, 2020).

Not: Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü olarak göreli olduğum dönemde (28 Kasım 2006-28 Kasım 2010), 1932 Reyhanlı doğumlu Sn. Hüseyin Ezer’in, “çocukluğumun geçmiş olduğu” Amik Gölünü, Sulak ve Sazlık alanları, Amik Ovası-Asi Irmağı ekosistemini, doğayı (bitkileri, hayvanları, kuşları), tarihi korumak için çalışmalarını öğrendim.

Gördüm ki;

- Bir yanda; yetkililerin ve halkın “doğaya” ve “tarihe” gösterdikleri “bilinen” tutumu karşısında,

-Diğer yanda, hiç okula gitmemiş Hüseyin Ezer’in gösterdiği, örnek “yurttaşlık bilinci” bulunuyordu.

 Bu nedeniyle, “Amik Ovası Efsanesi Hüseyin Ezer” adı ile “Biyografisini” yazma gereği duydum.

Sonuçlar İmparator Diokletianus (284–305) dönemi, 21 yıl süren, Roma İmparatorluğunun yeniden yapılanma dönemidir Diokletianus reformları ve yasaları ile Roma İmparatorluğu toparlanmış, dağılmaktan kurtulmuştur. Roma imparatorluğu; “Büyük ve pahalı projelere” (ulaşım, haberleşme ve bayındırlık, vb) önem vermeleri, Yöneticilerin “Lüks” yaşam sürdürmesi sonucu dağılma sürecine girmişti. Savaşlarda, yönetim erkinin ve Roma topraklarının korunmasında başarılı olan Diokletianus; Halkın günlük yaşamını etkileyen mal ve hizmet ederinin aşırı yükselmesi, Para değerinin aşırı düşmesi sonucu, yüksek “enflasyon” karşısında başarılı olamamıştır. Diocletianus; Ticaret yollarının güvenliğini sağlamış, Halkın gereksinimlerine duyarlı olmuş, Düzenli vergi toplamış olmasına karşın, Artan “enflasyon” halkın tepkisine yol açmıştır. Diocletianus Enflasyon Yasası “mal ve hizmetlerin tavan ederi buyruğu”, Roma topraklarında “kıtlık” çıkmasına, Halk ayaklanmasına ve ardışık kıyımlara yol açmıştır.  Diocletianus “zora dayalı” yöntemlerle, “enflasyon” ile baş edememiştir. Diocletianus 1 Mayıs 305 yılı sonunda kendi kendisini emekli ederek, yönetimi bırakmıştır. Diocletianus reformları ve vergi yönetimi, Anadolu’da kendinden sonraki dönemleri de etkilemiştir. Diocletianus’un “malın tavan ederi buyruğu,” yazıtlar biçiminde, Afrodisias (Karacasu), Aizanoi (Çavdarhisar) ve diğer kimi antik kentlerde bulunmuş olduğu gibi, Diokletianus’un Doğu Roma’nın Suriye bölgesinin yönetim merkezi olarak seçtiği Antakya (Antiochia)’da da arkeolojik araştırmalarla bulunması gereklidir. Diokletianus’un Split, İznik’de Sarayları olduğu bilinmektedir. Antakya’da 5 yıl kalmış olan Diokletianus’un Sarayının araştırılması ve bulunması gerekir. Sonuçta, AHM Jones'un dediği gibi; "Diocletianus'un en büyük başarısı”; “21 yıllık yönetim erkini, gönüllü olarak bırakması, geri kalan yıllarını Split’de huzur içinde, bahçe işleri ile uğraşarak geçirmesidir.” Romalıların yapmış olduğu, taş kaplama, sağlam kara yolları, ırmaklar üzerinde yaptıkları, her biri ayrı bir mimari başyapıt olan Roma taş köprüleri, birçok yerde günümüzde de ayaktadır. Bu yapılar, mimarlık tarihinde, Roma’nın ve “kölelerin” emeğinin, “görkemli mühendislik anıtlarıdır.” Antakya’daki Asi Irmağı üzerindeki Roma Taş KöprüsüAsi’nin Gerdanlığı” (305-1972), Amik GölüAmik Ovasının İncisi” diye tarihsel ve güncel kaynaklar simgeleştirmiştir. Sonuç olarak, Antakya Roma Taş Köprüsü antik zamanların coğrafyamızdaki en önemli simgesi ve çağlar ötesinden günümüze ulaşan görkemli Roma yol ve köprü mühendisliğinin görkemli bir örneği olarak kabul edilebilir. 305 yılından 1972 yılına dek, bölgede gerçekleşen tüm büyük depremlere dayanmış olan Antakya Roma Taş Köprüsü, 1972 yılında, “hırsında boğulan” insanın oğlunun “bilisiz” (cehalet) ve “barbarlığı” karşısında yıkılmaktan kurtulamamıştır. “Uygarlıkların beşiği” diye ünlenen Hatay bölgesinin yönetici ve halkının da (az sayıda bilinçli ve yürekli kişi dışında, örneğin Reyhanlı ve Amik Ovası halkından gazeteci Hüseyin Ezer gibi) Amik Gölünün kurutulması, Antakya Roma Taş Köprüsünün yok edilmesi gibi, doğaya ve tarihe saygı göstermeyen, eşi görülmemiş “cehalet” ve “barbarlık” karşısında “sindiği” ve “sessiz kaldığı” görülmüştür. Bu da bize göstermektedir ki, okullarımızda, eğitimde, tarih, “ekoloji” (çevre) ve doğa bilinci olan; “entelektüel” (aydın), “yürekli”, topluma değer katan ve “lider” insanların yetişmesi önemlidir. Onurlu ve uygar Hatay halkının, günümüzden 1718 yıl önce, Diokletianus tarafından, kendisine, “kalıt, miras” olarak “emanet” edilmiş, “İnsanlığın Uygarlık Anıtı”, “Asi’nin Gerdanlığı” ve “Antakya’nın Simgesi” olan Antakya Roma Taş Köprüsünü, çağımızın gelişen teknolojilerinin ışığında, “Mostar Köprüsü” gibi yeniden yerine konulmasını sağlayacak yüreği olduğuna inanıyorum.

Son Söz: Doğaya ve Tarihe sahip çıkmak, geleceğe sahip çıkmaktır. Bu nedenle okullardaki eğitime bu açıdan gerekli önemin verilmelidir.

Kaynaklar

Leake WM. An Edict of Diocletian, London 1826. Frank T. Economic Survey of Ancient Rome, V, Baltimore 1940, 307-421. Erim KT, Reynolds J, Wild JP, Ballance MH. JHS 1970;60:120-141 Arkeolojik haber, https://www.arkeolojikhaber.com/kunye.html) .. Downey, 1961:318 https://www.hasanmalay.com/index.php/ekonomi/diocletianus Aslanbaba RH. Agustus (İÖ 27-İS 14) ve Diocletianus (284-305) dönemleri idari, ekonomik ve sosyal reformlarının incelenmesi ve iki dönemin karşılaştırılması. YL Tezi, İU SBE, İstanbul, 2018. Erkan İ. İmparator Diocletianus’un “Tavan (En Yüksek) Fiyatlar Fermanı” Tarih Araştırmaları Dergisi 2011;30(49):97-130. Wasson DL. Antioch. Ancient History Ancyclopedia Canda MŞ. Amik Ovası Efsanesi Hüseyin Ezer: “Elli Yıllık Gazeteci Hacı Hüseyin Ezer’in Yaşamı, Yazıları ve Reyhanlı Tarihi İçindeki Yeri. Color Ofset, İskenderun, 2020;336+X).
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.