Osmanlı Devleti (1299-1923)’nin dağılması, yerine Cumhuriyet yönetimi kurulması (29 Ekim 1923) ile eğitsel, kültürel, bilimsel ve siyasal alanda, ayrıca dilde, düşünde, yazıda, sanatta, giyimde, büyük adımlar atılmıştır.
Cumhuriyet’in kuruluşu evresinde, M. Kemal Atatürk (Fotoğraf 1), her alanda yokluklar içindeki ülkenin dört bir yanında, öncelikle şu dört toplumsal konuyu çözmek için büyük çaba göstermiştir:
Cehalet (Okur-yazar azlığı, okul azlığı, eğitimli insan azlığı), Çocuk ölümleri ve gelişim geriliği (Ebe, Hemşire, Hekim ve Doğum uzmanı azlığı), Bulaşıcı hastalıklar (Verem, Frengi, Trahom, Veba, Tifo, Çiçek, Kolera, Sıtma, Parazitler), Sivil toplum ve Demokrasi kültürünün gelişmesi.Örneğin, bu dönemde, yalnız İstanbul Tıp Fakültesi bulunmaktadır.
Ankara Tıp Fakültesi 1945, Ege Ü. Tıp Fakültesi 1955, Hacettepe Ü. Tıp Fakültesi 1963, Atatürk Ü. Tıp Fakültesi 1964 yılında kurulmuştur.Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sonrasında, Anadolu’da toplum, diğer sorunlar ölçüsünde eğitim, sağlık, beslenme kültürel sorunlarıyla yüzleşmiştir.
Genç Cumhuriyet yönetimi bu sorunları çözmek, toplumla daha iyi iletişim kurmak, eğitimi yükseltmek için olağanüstü bir çalışma yürütmüş ve başarmıştır.
Yetişkinlere Okuma Yazma Öğretme
Örneğin, Latin temelli Yeni Türk harflerini kısa zamanda bütün halka hızla öğretmek ve okuryazar yapmak için 24 Kasım 1928’de Millet Mektebi kurulmuştur (Fotoğraf 2).
Fotoğraf 1. M. Kemal Atatürk, 7. 9. 1935.
Fotoğraf 2. İzmir Salepçioğlu Millet Mektebi.
https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/millet-mektepleri#yazar-1
Türkçe’nin Ulusallaşma Kültürüne Etkisi
Bu yeni dönemde Türkçe, iletişim, eğitim ve bilim dili olmanın ötesinde;
- Toplumun ulusallaşma kültürünün,
- Düşünce dünyasının,
- Kimliğinin oluşumu yanı sıra,
- Sağlık, eğitim ve kültürel sorunların çözümünde,
- Dünya uygarlığına yapacağı katkıda da büyük bir güç ve etken olmuştur.
Atatürk’ün liderliğinde kurulan Cumhuriyet, Dil Devrimi ile Türkçe’nin toplumun kolayca anlayabileceği bir dile dönüşümünü, eğitim, kültür, bilim alanında ilerlemeyi sağlamıştır.
Böylece toplumun, çağdaş bilimsel gelişmeler konusunda, bilgilenmesi kolaylaşmıştır.
Cumhuriyet ile kurulan Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçe’nin evrensel bilim ve kültür dili olarak gelişmesine, yeni yazılı kaynakların bu gelişmelerin ışığında ortaya çıkmasına katkı yapmıştır.
Tüm bilim alanlarında;
Tıp, Fen, Sosyal bilimler vb, çağdaş bilgilerin ışığında yeni terimler üretilmiştir.
Bu nedenle, tarihsel süreç de, diğer dillerde olduğu gibi, Türkçe’nin de bilim, tıp, sanat ve kültür dili olarak gelişimini, söz varlığını ve uygarlığa katkısını gösteren yazılı kaynaklar önem taşımaktadır.
Örneğin, Göktürk Yazıtları (ilk dönem; 552-630 ve ikinci dönem; 682-744) ile Uygur Yazmaları (9. ve 10. yy) sonrasındaki dönemlerde (11. yy ve sonrası) yazılmış pek çok değerli Türkçe yazılı kaynak bulunmaktadır.
Özellikle Karahanlı Devleti (840-1212) döneminin, Türkçe ve düzeyli yazılı kaynaklar açısından önemli olduğu görülmektedir.
Geçmişten Günümüze Kültür, Tarih ve Dil Köprüsü
Bu dönemde, Kutadgu Bilik ve Divanu Lugatit-Türk adlı iki yazılı kaynağın ortaya çıkması;
Geçmişten günümüze kültür, tarih ve dil köprüsü kurulması, Türkçe’nin köklerini, gelişim evrelerini göstermesi, Uygarlık tarihine tanıklık etmesi bakımlarından önemlidir.Türkçe yazılı kaynakları açısından, Kutadgu Bilik ve Divanu Lugatit-Türk, en önemli yazılı belgelerdir.
Bu alandaki araştırmalar devam ettikçe, yeni yazılı kaynakların da bulunacağı belirtilebilir.
Türkçe’nin tarihsel gelişiminin temel özellikler açısından, yazılı kaynaklar incelenirse, pek çokları içerisinde, günümüze ulaşabilen ve ışık tutan, başlıca 4 çok değerli yapıt dikkat çekicidir.
Bu yapıtların her biri, kendi dönemini simgeleyen, o dönemin özgün Türkçesi ile yazılmıştır:
Kutadgu Bilig (1069-1070) Balasağunlu Yusuf, Has Hacib (Fotoğraf 3), Divanu Lugatit-Türk (1072-1074), Kaşğarlı Mahmud (Fotoğraf 4), Cerrahitül Haniyye (Cerrahiyel İlhaniye) ( 1465), Şerefeddin Sabuncuoğlu (Fotoğraf 5), Muhakemet-ül -Lugateyn (1499), Ali Şir Nevai (Fotoğraf 6).Türkçe yazılı kaynakların, bu tarihsel ve değerli yapıtlarını, geçmişten günümüze gelen süreç içerisindeki önemini, evrensel değerini, uygarlığa katkısını, ayrı ayrı inceleyerek, ilgili kaynakların ışığında, sonraki yazılarımda yazmaya çalışacağım.
Fotoğraf 3. Kutadgu Bilig’i, Balasağunlu Yusuf Has Hacib, 1069-1070 yıllarında, Balasagun ve Kaşğar’da yazmşıtır
(Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig, Çev. Reşid Rahmeti Arat, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1988;477)
Fotoğraf 4. Divanu Lugatit-Türk, 1072-1074, Kaşğarlı Mahmud tarafından, Bağdat’da yazılmıştır.
(Kaşğarlı Mahmud. Divanu Lugatit-Türk. Türk Dil Kurumu, Ankara 1941, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1990).
Fotoğraf 5. Cerrahitül Haniyye (Cerrahiyel İlhaniye), 1465 yılında, Şerefeddin Sabuncuoğlu tarafından, Amasya’da yazılmıştır.
(Ünver AS. Şerefeddin Sabuncuoğlu:Cerrahiyei İlhaniye (Cerrahnâme)(Paris): 870/1865,İst: Kenan Bası,1939.)
Fotoğraf 6. Muhakemet-ül-Lugateyn (1499), Ali Şir Nevai. Türkçe’yi dönemin etkin kültür, yazın dili Farsça ile karşılaştırıp, Türkçe’nin daha üstün olduğunu bildiren bu yapıtı, vefatından bir yıl önce, Herat’da yazmıştır (Aralık 1499).
(Ali Şir Nevai. Muhakemet-ül-lugeteyn. (İshak Rafet Işıtman), Türk Dil kurumu, Ankara, 1941.)
(Vámbéry, “Muhakemet-ül-lugeteyn. Mir ‘Ali-Sîr (Nevâyi) csagataj-törökjéból”, Ny.K, I, 1862;112-130.)
Sonuç
Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte Atatürk’ün liderliğinde, eğitsel ve kültürel alanda önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Türkçe’nin, bilim, tıp, kültür, yazın, sanat dili olarak; Tarihsel gelişiminin bilinmesi, Çağına tanıklık eden yazılı kaynakların bulunup ortaya çıkarılması, Güncel bilgilerin ışığında yeniden incelenmesi gereklidir. Yukarıda bildirilen dört yapıtın ve diğerlerinin, daha geniş kitlelere tanıtılması, üzerinde daha geniş ve güncel araştırmalar yapılması önemlidir. Türkçe’nin tarih içindeki yolculuğuna tanıklık eden bu yapıtlar; 1069-1070 yıllarında Kaşğar’da Balasağunlu Yusuf Has Hacib’in yazdığı Kutadgu Bilig, 1072-1074 yıllarında, Bağdat’da Kaşğarlı Mahmud’un yazdığı, Türkçe-Arapça sözlük (ansiklopedik) olan Divanu Lugatit-Türk (1072-1074), 1465 yılında Amasya’da, Hekim ve Cerrah Şerefeddin Sabuncuoğlu tarafından, Endülüslü Zehravı’den yararlanarak, eski Anadolu Türkçesi ile yazılan Cerrahitül Haniyye (Cerrahiyei İlhaniye) ve 1499 yılında, Herat’da Ali Şir Nevai tarafından yazılan, Türkçe- Farsça sözlük olan Muhakemet-ül Lugateyn’dir (1499) Görüldüğü gibi, örnekleri güncel olarak elde bulunan bu eşsiz yapıtların; Toplumsal yaşam ve kültür ile ilgili olanı, “Siyasetname” özelliğinde yazılmış olan Kutadgu Bilig’dir. Diğer ikisi ise biri Türkçe’den Arapça’ya (Divanu Lugatit-Türk) ve Türkçe’den Farsça’ya (Muhakemet-ül-Lugateyn) sözlük özelliği taşımaktadır. Hekim ve Cerrah Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun yazmış olduğu Cerrahitül Haniyye (Cerrahiyel İlhaniye), tıp ve sağlık alanındaki eski Anadolu Türkçesinin bilimsel yöntemler ile yazılmış eşsiz bir yapıttır. Güncel olarak, Türkçe’nin yazılı kaynaklarının daha iyi incelenmesi ve tanıtımı için “dijital teknoloji” ile teknolojik gelişmelerden yaralanmalıdır. Türkçe’nin yazılı kaynakları, her yerde, ortak temelde bilim ve kültür dili olarak gelişmelidir. Türkçe konuşlan yerlerde, ortak alfabe ile yazılı kaynak oluşturulması çok önemidir. Bilimsel ve kültürel olarak var edilen evrensel değerler, toplumun saygınlığının ölçüsüdür. Kutadgu Bilig’in yazıldığı zaaamandan (1069-1070) bu yana 950 yıl geçmiştir. Türkçe yazılı kaynakların, 950 yıllık bu uzun tarihsel zaman süreci dikkate alındığında; bunların incelenebilmesi, Türk toplumunun bilimsel ve kültürel alanda dünya uygarlığı adına ürettiği değerlerin, genç kuşaklara daha iyi tanıtılması gereklidir. Cumhuriyetin son 2. yy girerken, Türkçe yazılı kaynakların, dünya uygarlığına katkısının, bilimsel yöntemlerle daha iyi belirlenmesi ve değerlendirilmesi de gereklidir. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti bilim ve kültür insanları, aydınlar (entelektüeller), yeni görüşler, yapıtlar üretmeli ve liderlik yapmalıdır.Kaynaklar
Yıldırım RV. Atatürk Türkiye’sinde salgın hastalıklarla mücadele. Şalom Dergisi, 4 Kasım 2020;105:- Canda MŞ. Türkçenin tıp dili olarak tarihsel gelişimi ve Dünyaya katkıları. Türk Nefroloji Derneği Terim Kolu Bülteni 2015;11(10):4-9. Canda MŞ. Türkiye’de tıpta çağdaşlaşma çabaları. Ajans Bakırçay. 03.06.2022, İzmir. Canda MŞ. Tıp Alanında, Türkçenin Yazılı Kaynakları. Ajans Bakırçay. 11.10.2022. Canda MŞ. Amasyalı Şerafaddin Sabuncuoğlu’nun ve Cerrahiyetü'l-Haniyye'nin (1468) Tıp Alanında, Türkçenin Yazılı Kaynakları Açısından Önemi. Ajans Bakrçay 18 Ekim 2022. Canda MŞ. Cumhuriyetin 100. Yılında, Çağdaş Tıp Eğitiminin gelişmesi ve Türkçe yazılı kaynakların önemi. Ajans Bakırçay 27 Aralık 2022. Canda MŞ. Cumhuriyet’in 102. Yılında, Türkçe’nin Gelişimi ve Dil Bayramı’nın Önemi ve Çalışmalarım. Ajans Bakırçay 02 Ekim 2025.