Futbolla aram yok sayılır ama Metin Oktay ve Metin Kurt hayranıyım. Yabancılardan da Ronaldo ve Messi…
Düşünebiliyor musunuz, Suudi Arabistan’ın milyonlarca liralık reklam teklifini geri çeviriyorlar. Kendilerinin Suudi çıkarları adına kullanılmasını istemiyorlar. Uyanık Suudi Kralı, ülkenin politik imajını güya bu iki meşhur futbolcu ile düzeltecek/ reklamını yapacaktı.
Yutturamadılar.
İspanya’da Genelkurmay Başkanı, öncelik sırasında olmamasına karşın koronavirüs aşısı yaptırınca İspanyollar tepki gösterdi. Hem de nasıl… Adam çok onurluymuş doğrusu. Hemen görevi bıraktı.
Sömestr tatilinde Tekirdağ AKP İl Başkanı ev ev dolaşıp karne dağıttı.
Tepkiler olduysa da kılı kıpırdamadı Başkanın.
Ali Babacan, 2 yılda Merkez Bankası rezervlerinin 130 milyar dolar erimesi sistemsizliğin kendisi, demişti.
130 değil de 128 milyar dolar nerede diye çok soru soran olduysa da ne maliye bakanı ne de Cumhurbaşkanı doğru dürüst yanıt verdi.
8 ya da 9 Nisan’da olsa gerek Mudanya ve Kırşehir’de yaşanan komedi bu konuyla ilgili…
Cumhurbaşkanının Sayın Damadı Sayın Berat Albayrak döneminde dövizi sabit tutmak için harcanan bu 128 milyar dolar, CHP tarafından afiş haline getirilip billboardlara asıldı: "128 milyar dolar nerede?" diye.
Ne mi oldu?
Afişler, gece operasyonuyla söküldü. Vatandaşlar tarafından görülmesini istemediler.
Mudanya ve Kırşehir cumhuriyet başsavcılıkları tarafından 10 Nisan tarihi itibariyle 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçundan resen soruşturma başlatıldı.
En güzel açıklama CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel’den geldi:
"Biz isim de vermemiştik ama savcı 128 milyar doları kimin iç ettiğini anlamış olacak ki Erdoğan’a hakaret olarak değerlendirmiş."
Afişler; Samsun, Batman, Kayseri, Niğde, Ardahan, Zonguldak, Kastamonu ve İzmir’de de engellenmiş.
İkinci güzel açıklama da Oğuz Kaan Salıcı’dan:
"Bu soru Cumhurbaşkanına hakaret içeriyormuş. Hakaret nerede? Suç nerede? Daha da önemlisi 128 milyar dolar nerede?"
Bizde bu komedi yaşanıyorken Norveç’te de gezegenimizin en güzel oyunlarından biri sahneleniyordu.
Adına ne dersiniz bilmem…
Norveç Başbakanı Erna Solberg, doğum günü kutlaması için restoranın birinde aile yemeği organize ediyor. Yemeğe 13 kişi geliyor. Oysa hükümetin bu konudaki kararı en fazla 10.
Başbakana koronavirüs önlemlerini ihlal ettiği gerekçesiyle 20 bin Norveç Kronu para cezası kesiliyor.
Emniyet müdürü Ole Saeverud, bu tür durumların birçoğunda normalde para cezası kesmediklerini, ancak Başbakanın hükümetin kısıtlamalar getirme çalışmalarının ön saflarında yer aldığı gerekçesiyle bu cezanın kesildiğini açıkladı.
Bunun adı Norveç farkı olsa gerek.
Norveç Başbakanı konuşuyor: "Cezaya itiraz etmeyeceğim."
Korona günlerinde kongreleri lebalep dolduran bir partinin genel başkanı Norveç’te olsa, Oslo’nun emniyet müdürünün ya da başsavcısının neler yapabileceğini anlıyorsunuz değil mi?
Sayın Ole’nin yolu Ankara’ya düşse de birkaç gün kalsa, ülkesine döndüğünde psikiyatristiyle ne sorunlar yaşar, orasını düş dünyanıza bırakıyorum.
***
Elin oğlu, suç işleyeni görünce basıyor cezayı…
Bizimkilere kalsa o emniyet müdürünün ne saygısızlığı kalır ne de Fetöcülüğü…
Norveç’le bir protokol imzalansa da emniyet müdürleri rotasyonla Norveç’te 6 aylık kursa tabi tutulsalar…
Diyesim geliyor.
Kim Milyoner Olmak İster adlı nitelikli bilgi yarışması programı sessizce kaldırıldı.
Enver Aysever’in o güzelim yazılarına Cumhuriyet’te son verildi.
İki konu da gündeme alınmadı hiç.
Yurttaşlık haklarını kullanıp uzmanlık alanı olan bir konuda konuştukları için ise 104 amirale denmedik kalmadı.
Sosyal medyada çiçek böcek resimleri paylaşanlar, yediklerini içtiklerini ve giydiklerini gösterenler, özellikle de rakılı sofraları matahmış gibi gözümüze gözümüze sokanlar, başıma iş gelir endişesiyle muhalif ruhlarını sessizliğin derinliğine gömenler ve susmayı erdem sananları hiç ilgilendirmemiş olsa gerek bu iki konu…
Oysa iki dakikalarını da bu iki konuyla ilgili düşünce paylaşımına ayırsalar ya da gür olmasa bile birazcık olsun "128 milyar dolar nerede?" deseler Tek Adam ve çevresi istediği gibi at koşturamayacak. Çok mu zordur elden ele "128 milyar nerede?" pankartları dolaştırmak…
Sabahattin Ali’nin dağlarında, Orhan Kemal’in Çukurovasında, Ahmet Arif’in Diyarbakır’ında, Cemal Süreya’nın Erzincan’ında, Rifat Ilgaz’ın Cide’sinde, Erol Toy’un Alaşehir’inde, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın İstanbul’unda '128 milyar dolar nerede?' pankartlarını rüyalarımda görüyor ve o parayı iç edenlerin titrediğini görür gibi oluyorum.
CHP’yi alkışlamak gerekmez mi bu konuda?
O paraya sahip çıkmak gerekmez mi?
O para bizim değil mi de oralı değiliz…
Metin Kurt’u, Messi’yi, Maradona’yı, Ronaldo’yu ya da Alman generalin sorusuna şamar benzeri yanıt veren Picasso’yu alkışlamak yetmez, Metin Kurt olmak gerek!
Messi ve Ronaldo gibi tavır almak gerek.
Picasso gibi yürekli olmak gerek!
Alt tarafı iki üç sözcük…
'128 milyar nerede?'
***
Fırından ekmek çaldı diye hapse atılanla 128 milyar doları yok edenleri karşılaştırınca aklıma Ziya Paşa geliyor.
Sahi…
Ne diyordu o ?