Ajans Bakırçay
2021-12-13 19:21:29

Zarlar Atılmadan!..

Avram Ventura

13 Aralık 2021, 19:21

Uzun yıllar ticari hayatın içinde yer aldım. Bu süre içerisinde başarılı olduğum işler de yaptım, başarısızlıklar da yaşadım. Doğrusu, hiçbir şekilde geriye bakıp hayıflanmıyorum, ama bu yapmış olduğum hataları sorgulamayacağım anlamına da gelmiyor. Deneyim dediğimiz, yaşadığımız her süreçte, aldığımız kararların sonuçlarıyla kazanıldığını düşünüyorum. Aradan geçen bu yılların, almış olduğum kararları değerlendirmede daha nesnel olmamı sağladığını söyleyebilirim. Hangi noktalarda hata yaptığım, nerede yanlış adımlar attığım, durmam gereken yerde ilerlemeyi sürdürdüğüm anları, bir izleyici gözüyle yeniden görebiliyorum. Öyle ki kimi zaman gereksiz riskleri üstlenmiş olduğumu, sınırlı bir zararla çekilmek varken, direnmekle daha büyük kayıplar yaşamak zorunda kaldığımı da bu gün daha iyi anlayabiliyorum.

Ticaretin kendi kuralları içinde, öngörülemeyen bir risk etmeni her zaman vardır; ama bu, bir kumar oynamak anlamına gelmiyor. Elbette ki herkes başarılı olmanın, daha çok kazanmanın peşindedir. Önemli olan yara almadan bunu gerçekleştirmek! Geçmiş yıllar içinde tanıdığım kimi insanların, tüm varlıklarını ortaya koyarak, gerek kendi ve gerekse çevresi için, iş yaşamlarını bir varoluş savaşına çevirdiklerini de gördüm.

Savaş deyince… Ticari hayatla elbette ki kıyaslamıyorum, ama alınan kimi risklerin boyutunu düşünürken anımsadım:

“Alea iacta est”, Roma İmparatoru Jül Sezar’ın günümüze ulaşan ünlü sözüdür: “Zar atıldı!” Bunu ordusuna Rubikon ırmağını geçmelerini emrettikten sonra söylemiş. Askerleri bilirmiş, o söz söylendikten sonra artık geriye dönüşün olmadığını, gerçeklerle yüzleşmek gerektiğini… Giriştikleri savaşın ya kazanılacağını ya da yitirileceğini!

Sezar’ın Latince bu sözüne karşılık, dilimizde ‘ok yaydan çıktı’ deyimi bire bir karşılığını buluyor. Bir söz söylediğimizde, bir eylemde bulunduğumuzda, bir iş yaptığımızda artık geriye dönüşümüzün olmadığını bu deyimle vurgulamış oluyoruz. Başarmak ya da başarısız olmak, kazanmak ya da yitirmek, mutlaka verdiğimiz kararların, gerçekleştirdiğimiz atılımların sonucu olmaktadır. Bu alabileceğimiz sonuç, yalnızca belirli alanlarda değil, hayatımızın her aşamasında geçerlidir. Kısacası, bir girişimde bulunduğumuz anda, artık zarlar atılmış, ok yayından çıkmıştır; bunun olumlu ya da olumsuz sonuçlarına da katlanmak zorunda kalıyoruz.

Ünlü İranlı şair ve düşünürü Şeyh Sadi-i Şirazi, üç şeyin geriye dönüşü olmadığını söyler: Yayından atılmış ok, ağızdan çıkmış söz ve bedenden ayrılmış ruh.

Sözlerimiz de kimi zaman atılan zarlar gibidir. Ağzımızdan çıktığı anda bizi vezir de edebilir, rezil de… Kazanmamızın ya da yitirmemizin nedeni de olabilir. Bu yüzden geriye dönüşü olmayan konularda, düşüncelerimizi elimizden geldiğince süzgeçten geçirerek, sonuçlarını öngörmeye çalışarak, vereceğimiz kararları oluşturmalıyız.

Zarlar atılmadan!..

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.