Ajans Bakırçay
2021-02-03 11:11:12

Yüzde 97

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 03 Şubat 2021, 11:11

Lütfi Ünsal’dan gelen bir not ülkemizi özetler gibiydi: Türkiye’de en az üniversite mezunu olan ilçe, yüzde 3 ile Urfa’nın Harran ilçesi. AKP’nin buradaki oy oranı yüzde 97..

En fazla üniversite diplomasına sahip il, yüzde 93 ile Tunceli.

AKP’nin buradaki oyu yüzde 3..

***

Ne derecede doğru bir bilgi, bildiğimiz yok. Lütfi Ünsal da bu bilgiyi bir başkasından aldı mutlaka…

***

Unutamayacağım Urfa’da iki yıl öğretmenlik yaptım. Suruç’ta davet edildiğim bir Şeyh’in evinde Suruçluları yakından tanımaya çalıştım. Lojmana gelen liseli ve ortaokullularla da gençleri…

Kendimce ilginç sonuçlar çıkardım bu bir araya gelişlerden.

’74 Kıbrıs çıkartmasında bu bölgeden Kıbrıs’a şıhların gittiğini söylediklerinde merakımdan olsa gerek sorup soruşturmuştum. Kimler gitti, ne ile gitti, neden gitti gibi…

Şıhlar cipleriyle gitmiş. Hem de havadan… Uçak gibi… Kendimi tutamamış gülmüştüm bunu söyleyenlere. "Niye güliysen ki!" diyenlere de gene gülerek "Benzin bitince nereden almışlar?" demiştim. Gökyüzünde benzin istasyonu mu var diye de gırgırımı geçmiştim.

Karşımdakiler suratlarını asmışlar, "Sen dalga mı geçiysen bizimle? Şıh duymasın bu sözlerini…" demişlerdi.

Meğerse şıhların ciplerinin benzini hiç tükenmezmiş.

Şıhlar, cipleriyle / hava yoluyla Kıbrıs’a gidiyor ve de hiç benzin ikmali yapmıyorlar.

Kıbrıs’ı da gâvur Rumlar’dan kurtaranlar bu şıhlarmış.

Bu konuyu öğretmenlik yaptığım köyde Ömer ve arkadaşlarına da anlattım. Tabii ki gene gülerek…

Öyle bozuldu ki Ömer. "Onlar şıhtır hoca. Gülecek bir durum yoktur." dedi.

Ömer mi? Diyarbakır’daki bir yüksekokulda öğrenci. Pardon talebe!

***

Okula 100 metre kadar ilerde Hamo oturuyordu. Beyaz’ın kocası olan Hamo… Sık sık akşam çayları içmeye gittiğim bir arkadaşımdı Hamo.

Bir sömestr tatilinde de İzmir’e getirmiştim onu.

İlk kez görüyordu Ege’yi ve hayran olmuştu bizim buralara.

Neyse…

Beyaz, bir gün hasta oldu.

Doktora görünmesi gerek dedim. Garipsedi Hamo. Ne doktoru?! dedi.

Sonuç: Beyaz’ı Urfa’ya doktora götüren ben oldum.

Beyaz’ı çok seven sevgili Hamo, eşini doktora götürmeyi istemiyordu.

İki yıl yaşadığım Urfa toprağında iç içe yaşadığım cehalet ve yoksulluk, yıllarca çıkmadı aklımdan.

Köylüyle iç içe yaşayan, köylünün bağrına bastığı bir öğretmendim. Ben de onları çok sevmiştim.

Kış gecelerinde eve benzeyen konik / kulübemsi evlerinde patlıcan sapı yakarak yaşayan o garibim Suruçluları hiç unutamadım yıllarca.

***

Bize yakın olan köyde çalışan öğretmen arkadaşımı ziyarete gitmiştim bir hafta sonu.

Köyde düğün vardı. Arkadaşımla ve köylülerle köy meydanında birlikteyken köye Urfa milletvekili geldi. Kılıçlardanmış…

Geldi, yanıbaşımıza çömdü. "Öğretmenmişsiniz ha!." dedi.

Bütün köylü tek sıraya girmiş gibi milletvekiline hoşgeldin geldiler büyük bir saygıyla… Kimileri de / vekil beye çok yakın olsalar gerek ki, belindeki tabancayı işaret ederek "Yeni mi aldın lo?" dediler. İki üç kişi de tabancayı ele alıp uzun uzun inceler gibi bakınıp durdular.

Tabancanın kabzası bir başkaydı. Zenginliği anlatan bir başkalık…

Yoksul köylüler, köylülerin oy verdiği çok zengin bir milletvekili, taparcasına sevdikleri şıhlar…

Urfa!

***

Her pazartesi sabahı, lojmanımın önünden sırtında bir küçük çuvalla geçen karşı köyün öğretmenine "Güle güle hocam, iyi dersler!" diyorum.

Öğretmen dediğin elinde küçük bir çanta ya da valizle gider köyüne diye düşünüyorum. Hafta sonları Suruç ya da Urfa merkezde kalan bu arkadaşa merakımı yenemeyip sordum bir gün: "Ne taşıyorsun sırtında hocam?"

"Kitap" dedi.

"Satıyor musun?"

"Okuyorum hocam."

"Çok değil mi?"

"Bir haftada hepsini bitiriyorum bile…"

Hiç unutamadığım biriydi o Sivaslı öğretmen.

Ne bana kitap veriyordu ne de lojmanıma konuk oluyordu.

TÖB-DER’de karşılaşıyorduk ama nedense bana pek yakın durmuyordu

***

12 Eylül’den sonra ilişiğimi kesmek için Suruç’a gittiğimde öğrendim çok sayıda öğretmenin içeri alındığını…

Bir öğretmen arkadaşla karşılaştım ilçe milli eğitim müdürlüğünde.

"Sana yakın olan köyün öğretmeni var ya…"

Merak ve heyecanla, "Eeee!" dedim. "Bir arkadaş Ankara Valiliği'nde görmüş onu. Resmi kıyafet içinde..."

***

Lütfi’nin gönderdiği notu okuyunca; duvardaki akrebi görünce eline alıp dışarı atan, yağmur duasına çıkan, Aydemir Akbaş hayranı, İzmirliyim deyince Haaa TECE’li diyen, akşam sabah bulgur pilavı yiyen, evinde tuvaleti olmayan, gaz lambasıyla aydınlanan, ilçeye ulaşımı at arabasıyla yapılan, radyo dinleyen/ gazete alıp okuyamayan o köylülerim geldi.

Yorumlar (3)

Ahmet SALGIN 3 Yıl Önce

Güzel Türkiyemin gerçekleri.. Güzei kalemin ne güzel yansıtmış...

Ainaler 3 Yıl Önce

Tşk. ler.. Hocam Güney doğunun bitmeyen çilesi...

Ömer Karcı 3 Yıl Önce

Gerçekleri çok guzel anlatmışsınız.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.