Ajans Bakırçay
2022-06-30 10:44:29

Yeterli Olan

Avram Ventura

30 Haziran 2022, 10:44

Televizyonda haberleri izlerken kulağıma çalınan bir tümceye takıldım: “Artık hiçbir şey yeterli gelmiyor!”

Konuşan kişi; günlük hayat pahalılığından, buna karşın gelirinin yetersizliğinden yakınan biriydi. Son zamanlarda bu sözleri daha çok işitiyoruz, ama o an nedense tümcenin içindeki bir sözcük beni düşünmeye yöneltti:

Eskiden aile içinde her gereksinimin bir karşılanma zamanı vardı. Her ne kadar maddesel durumumuz harcamalar için önemli olsa da, aslında dönemin yetişme tarzı bu alışkanlığı getirmişti. Mutfak giderleri dışında hiçbir şeyin önceliği yoktu. Örnek vermek gerekirse, çocukluğumda yeni bir giysinin alınması için genelde bayramı beklerdik. İlk kol saatim on üç yaşına bastığımda hediye edilmişti. Hayatımıza daha hiçbir teknolojik aygıt girmediği için elimizde ne varsa onlarla yetinir, avunurduk. Belki kendi dar çevremiz dışında gelişen yenilikleri görmediğimiz, bilmediğimiz, belki de olanaklarımız kısıtlı olduğu için… Peki, bunlar yeterli miydi?

Bugün, gördüklerim ve yaşadıklarımla şunu söyleyebilirim:

İnsanca yaşama sınırlarımız içinde, bir gereksinim duymadığımız sürece, elimizdeki her şeyin yeterli olabileceğini düşünüyorum. Oysaki doğal olarak her zaman daha iyisini, daha güzelini, daha fazlasını istiyoruz. Bu elbette ki yalnızca bizim isteklerimizden kaynaklanmıyor. İçinde bulunduğumuz tüketime dayalı ekonomik sistem, bunu farklı tanıtım yöntemleriyle bize sürekli aşılıyor, gerekli olduğu hissini uyandırıyor. Her gün sosyal medyanın, kitle iletişim araçlarının dayattığı bu tür kışkırtmaların etkisi altında yaşıyoruz. Yeryüzünde kimin ne yediği, ne içtiği, ne yaptığı, ne düşündüğü, ne hissettiği, neleri tükettiği aynı zaman dilimi içerisinde paylaşılıyor. Bunları gördüğümüzde istemesek de özeniyoruz. Kimimiz aynı şeylere ulaşmak için fazladan çaba harcıyor, kimimiz ise hiç ulaşamayacağımız için mutsuz oluyoruz. Bu döngü içine girdikten sonra, elimizdeki hiçbir değerin, bizim için doyurucu, yeterli olmadığını düşünüyoruz.

Sözü Halil Cibran’a bırakalım:

Bir tilki gün doğarken gölgesine bakıp dedi ki, “Bugün öğle yemeği için bir deve bulacağım.” Ve bütün sabahı bir deve arayarak geçirdi. Öğle üzeri tekrar gölgesini gördü ve “Bir fare bana yeter.” dedi.
Büyük hayaller kurabiliriz, ama bunlar ulaşamayacağımız düzeyde olurlarsa, çok kısa bir zamanda onların yıkıldıklarını görebiliriz.

Biraz önce de sözünü ettiğim gibi bize yeterli gelmeyen her şey, birer mutsuzluk kaynağı olmaktadır. Başta maddesel değerler olmak üzere, ilişkilerimiz, bulunduğumuz mevkiler, beklentilerimiz, sürekli doyumsuzluğumuzu körüklüyorsa, nasıl mutlu olabiliriz ki? Nedense birçoğumuz mutluluğu elde edemediğimiz değerlerde arıyoruz. Oysaki yetinmesini bildiğimizde, bu duyguya kavuşmak için daha çok çaba harcamayacağımızı düşünüyorum.

Yeterlilik kavramı her zaman sorgulanmaya değer!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.