Ajans Bakırçay
2023-03-12 11:38:35

Yalan dolan üstüne!..

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 12 Mart 2023, 11:38

Sokakta olsun, evde ya da mecliste olsun, birbirimizin yalancı olduğunu dile getiren kişilerin çokluğu hepimizin malumu…

Yalan, hayatımızın bir gerçeği…

"Ben hiç yalan söylemem!" demem, çünkü söylediğim oluyor. İtiraf ediyorum.

Eve çok geç kalırsam, randevu saatinde söz verdiğim yerde bulunamıyorsam, fazla içmişsem, çok sıkıştırılırsam yalan söylediğim oluyor.

Yalandan hoşlandığım söylenemez ama söylüyorum işte!.

Biri yalan söylediğinde anladığın oluyor mu diye soracak olursanız, seziyorum doğrusu…. Karşımdakinin gözlerinden, sesinin renginden bunu anlayabiliyorum.

69 koca yıl yaşamış olmaktan zaar…

***

ABD güvenlik servisleri CIA ve FBI’a eğitimler veren ünlü insan davranışı uzmanı David J. Lieberman, yalancının yalanını ele veren 6 ipucunu ya bir yerde yazmış ya da konferans vermiş bu konuda.

Dürüst olan kişiler kısa ve net konuşurmuş.

Yalancılar mı? Uzun uzun…

İllâ sizi ikna etmeye çalışırlarmış.

Yalan söyleyen bir kişi, tüm yüz kaslarıyla gülmezmiş. Sadece ağzıyla… Gülümserken de ağzı kapalı olurmuş.

Suçlamayla karşılaştıklarında sakinmiş gibi davranırlarmış.

Gibi gibi…

50 bin kadar insanımız depremde yaşamını kaybetti. 11 ilimiz enkaz yığınına döndü.

Kimse bunu yadsıyor değil. Çünkü her şey ortada!

Ama bölgeyi gidip yerinde görmeyen milyonlarca insanı kandırmaya çalışan da yok değil…

Biri diyor ki, "Yollar kapalı olduğundan yardımlar gecikti."

Bir başka sorumlu da "Dayanıklı yollar sayesinde ulaşım kesintisiz sağlandı."

Bölgeyi televizyonlardan izleyenler, hangi birine inansın?

Üstelik, bu sözlerin sahipleri birer Bakan…

Bu konuda hemen Lieberman’ın sözlerine kulak vereceksiniz.

Herkes çadır yok diye haykırıyor. Oysa sadece Çin, 20 bin çadır göndermiş. Fransa, İspanya, Yunanistan gibi ülkeler de… Toplam 50 ülke yardımda bulundu. Yurtdışından gelen toplam çadır sayısı ise 38 bin 757.

Haa, bu arada gülünesi işler de yaşandı. İsveç’in gönderdiği 90 çadır Antakya’da kuruldu.

Kim/ kimler olduğu malum kişiler ne mi yaptı?

İsveç’in gönderdiği çadırlara Kızılay logosunu yerleştiriverdiler.

Bu satırları okurken yüzünüzün kızardığını / utandığınızı görür gibiyim.

Başkalarının densizliği maalesef bizleri utandırır oldu.

Sonra mı?

Battaniye, giysi ve para yardımı da geldi.

Bölge insanı ise haykırıyor, "Çadır yok, su yok!"

Üstüne üstlük, bir de depremzede çocuk gerçeğimiz de var. "Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği" olmasa kayıp çocuklar konusu da sümen altı edilecekti belki.

Lieberman’ın sözlerini gözünüzün önüne getirip öyle dinleyin bence ekrana çıkan bildik yüzleri.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.