Ajans Bakırçay
2020-12-19 15:56:43

Yağmur Duası

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 19 Aralık 2020, 15:56

"Babacığım, zaten yağacak yağmur. Meteoroloji iki gündür söyleyip duruyor."

"Ben bilmiyor muyum oğlum? Arkadaşlar da biliyor bunu."

"Eee o zaman yağmur duasına çıkmanın anlamı ne?"

"Sen onu bizimkilere söyle!"

"Rıfat Bey, kapıdan çıkarken eline şemsiyeyi uzattı Merve Hanım."

"Merve sen deli misin, benimle dalga mı geçsinler istiyorsun?"

"Merak etme sen, onların her biri yanlarına şemsiye almıştır. Kaçın kurrası onlar!"

Merve’yi dinlemedi ve evden şemsiyesiz çıktı.

***

Caminin avlusuna geldiğinde arkadaşlarının her birinin elinde şemsiye olduğunu gördü. İkişerli üçerli gruplar halinde patronun sözlerini konuşuyorlardı.

Veli Hoca, "Buradan vapurla karşıya geçeceğim. Çocukların yanına. Gece abimde kalacağız." diyordu.

Hacı Süleyman ise akşam yemeğine kardeşine gideceğini söylüyordu. Naci Hoca, "Geç kalma sakın, gece rahmet şiddetini arttıracakmış." diyordu.

İlhan Hoca’nın keyfi kaçıktı. Komşu ilde oturan ablasının evini gene su mu basmış ne…

Müftü de aralarındaydı bugün. Ne de olsa ilçenin en büyük camisiydi burası.

"Arkadaşlar, gene vatan /millet düşmanları hakkımızda türlü çeşitli laf üretecekler. Yağmur zaten yağacak, dua etsek de etmesek de gibi… O sapkın hoca; gene, eğer dua ile yağmur yağsaydı Arabistan çöl olmazdı gibi saçmalayacak. Hiçbiriniz onların sözüne karşılık vereyim falan demeyin." deyince, Halit Hoca "Muhterem hocam, dünden beri radyolar ve televizyonlar yağmurun yağacağını söyleyip dururken bizim yağmur duası için cemaati buraya çağırmamıza evdeki çocuklar da güler oldu. Gereği var mıydı bunun?" deyiverince ortalık sus pus oluverdi.

Mahallenin kasabı Raci Efendi, "Senin söylediğini bilmeyen mi var sanki…" deyince müftü kızdı: "Bu konuyu burada konuşmanın âlemi yok!"

Afyonlu Mehmet sesini yükselterek, "Şemsiyelerinizi ayakkabılarınızın yanına koymayın arkadaşlar. Yanınıza alın. Geçen gün biliyorsunuz, Boyacı Ahmet ile Berber Kazım’ın ayakkabılarını çaldılar." Diye uyarıda bulundu.

Sütçü Şahap, "Ezan/ namaz da dinlemez oldu kâfirler. Benim de çeşmenin oraya bıraktığım bisikletimi çaldılar namazdayken." dedi.

Emekli polis Hamdullah Bey, gülerek "Namussuzlar, bizim nakliyeci Mehmet’in bankadan çektiği 21 bin lirayı da caminin köşesine bıraktığı arabasının torpido gözünden yürütmüşler arkadaşlar. Siz, siz olun buraya gelirken yanınızda cep telefonu da getirmeyin, ne olur ne olmaz!"

Geçen ay da havalansın diye dışarıya bırakılan üç halı çalınmıştı. Pozantılı Şakir Hoca, müftüye "Hocam, hırsızlıklar çok arttı. Cumaları hırsızlıklar için hutbe okunsa iyi olmaz mı sizce?" diye sorunca Hulusi Hoca öfkelendi: "O kadarı Mekke’de de oluyor. Abartma işi!" dedi.

"Ama" diye itiraz etti Şakir. "Çok arttı çalıp çırpma… Daha dün Tahir Hocayla Kenan Hocanın telefonları çalındı biliyorsunuz."

"Bu kutsal mekânda akşam sabah yapılan hırsızlıkları mı konuşacağız yani…"

"İlçe başkanına söyleyelim, namaz vakitlerinde buraya polis ya da bekçi koysunlar." diyen Şaban Usta’ya ters ters bakınanlar çok oldu.

"Bir dakika arkadaşlar!" diye sesini yükseltti Hayri Hoca. "Benim telefona bir mesaj geldi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü İstanbul başta olmak üzere 57 İl’e çok yağmur yağacağını söylüyormuş."

Bahçıvan Zülfikar, "Ben buraya gelirken tedbirimi aldım. Evin önüne kum torbalarını yığdım"

Manifaturacı Mustafa, "Biz, dün ilgilileri çağırıp rögarları temizlettik. Artık korkumuz yok rahmetten."

Perdeci Bülent, "İki gündür biz çatı ve pencerelerle uğraşıyoruz hanımla."

Her biri son iki gündür meteorolojinin hava durumuyla ilgili açıklamaları nedeniyle önlemlerini aldıklarını söylüyorlardı.

"Bırakın böyle konuşmaları da içeri girin haydi!" diyen hocanın sesiyle içeri girip namaza durdular. Hep birlikte yağmur duasında bulundular. Hoca, kıbleye dönüp ellerini yukarıya doğru kaldırdı. Dua ve istiğraf ederek yağmur talebinde bulundu.

"Suyumuz, toprağın derinliklerine çekilip gitse de onu bize Rabbimizden başka hiç kimse geri getiremez." dediğinde hepsi yüksek sesle 'âmin' dedi.

Namaz biter bitmez hızla evine döndü.

Rıfat’ı sırılsıklam gören Merve, "Hocaya söyle de haftaya bizim Leventlerin çalıştığı maden ocağı için kesilen binlerce ağaç hakkında da bir hutbe okutsun… Baksana yağmur duası ne kadar işe yaradı." dedi muzip muzip…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.